Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Gaye Usluer, artan vaka sayıları ve aşılanma süreci ile ilgili konuştu. Vakaların son dönemde fazlasıyla arttığını ve hastanelerin yoğun bakımlarının dolduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Usluer, bir an önce 4 haftalık bir tam kapanmanın olması gerektiğini söyledi.
KISMİ KAPANMAYLA OLMAZ
Kısmi kapanmalarla salgının önüne geçilemeyeceğinin altını çizen Prof. Dr. Usluer, 'Bu artışın olacağı belliydi. 28 Şubat'ta günlük Türkiye'de yeni pozitif vaka 8 binlerde, günlük yaşamını kaybeden kişi sayısı 60'lı rakamlardaydı. Ve birden 1 Mart açılımı sonrasında, AKP kongreleri ardından bugünlerin geleceği belliydi. Bu bir zincirin halkaları. Önce dolaşımda virüs çoğalır, insanlara bulaştırır. Poliklinik sayısı artar. Yatan hasta, yoğun bakım ve ölüm sayıları artar. Bakın bugün geldiğimiz nokta ölüm sayılarının artış noktası ve burası bitiş noktası değil. Eğer biz geçek önlemleri almazsak, eğer biz kısmi kapanma ile devam edecek olursak bu salgını kontrol etme şansımız yok. Ne yapılmalı? Aslında ne yapılması gerektiğini bir yıldır söylüyoruz ama bu süreç en kıymetli zaman. En az 4 haftalık bir tam kapanma ve tam kapanma ile birlikte vatandaşın her biri için, işsiz olan, ücretsiz izne çıkan, yarım ücretle çıkan ve işveren için, herkes için bir refah destek paketinin hazırlanması bununla birlikte tam kapanmanın olması gerekiyor. Bundan başka bir çözüm yolu yok. Hastaneler doldu ve taşıyor. Eskişehir'de bütün hastaneler dolu, yoğun bakım yatakları dolu. Eğer bu şekilde devam edersek bir sonraki adım sağlık sisteminin iflası olacak'diye konuştu.
AĞIR HASTALIĞI ÖNLÜYOR
'Ulaşabildiğimiz aşıyla aşılanalım' diyen Prof. Dr. Usluer, 'Bütün dünya aşının peşinde. Arz az, talep çok. Üstelik zengin ülkelerin aşının büyük payına el koyduğu, adaletsiz, eşitsiz bir süreçten geçiyoruz. Bu anlamda aşılanma, salgının kontrolünde çok önemli bir adım. Bunun için ne yapılmalı? Ulaşabildiğimiz aşıyla aşılanalım. En iyi aşı ulaşabildiğimiz aşı. Ancak tabiki aşıların çeşitliliği arttığında, ulaşabildiğimiz aşılar çoğaldığında koruyuculuğu yüksek olan aşı daha iyi aşıdır. Bu anlamda Biontech ve Sinovac'ın şu anda birlikte mevcudiyeti kıymetli. Burada kimler Biontech olmalıydı? Daha çok maruziyet durumunda olan kişiler için bir ayrımcılık yapılmalı mıydı? Türkiye eğer zamanında bu aşılara birlikte sahip olsaydı evet, ama şu anda vatandaşa bu soru soruluyor. Biontech mi istersin, Sinovac mı? Vatandaşın buna cevap verebilmesi için yeterli bilgi donanımına sahip olması lazım. Tabii ki Biontech, kıyasladığımızda koruyucu etkinliği daha yüksek olan bir aşı. Ama her ikisi de ağır hastalığı önlüyor, ölümleri azaltıyor, yoğun bakım yatışını azaltıyor. Bu kıymeti hiç unutmamamız gerekiyor' şeklinde konuştu.
AŞI MİKTARI AZALDI
Aşılama hızındaki yavaşlamanın aşı miktarının azaldığının göstergesi olduğunu belirten Prof. Dr. Usluer, 'Şu anda mevcut sorun Sinovac aşısının bence bitme noktasında olduğu. Bakınpazar günü günlük aşı uygulaması 25 bindi. Bu neyi gösteriyor? Aşılama hızındaki yavaşlama, aşı miktarının azaldığını ve yeni aşılamadan ziyade ikinci doz aşıların yapıldığını gösteriyor. Önümüzdeki süreç bence bir aşı yokluğu, aşı sıkıntısı süreci. Çünkü 55 yaş üstü aşılanacak. Ama 55 yaş üstü aşı randevusu almaya çalıştığında mayıs ortalarında randevu veriliyor. Bunun anlamı şu: Şu anda elimizde aşı yok. Mayıs ortasında aşı gelmesini bekliyoruz. Geldiğinde sizi aşılayacağız. Türkiye'nin ihtiyacı olan şudur: Yeterli miktarda aşıya, aşıyı çeşitlendirerek yani sadece tek bir ülkenin tek bir aşısı değil, çoklu aşıların ülkeye gelmesini sağlayarak hedeflenen yüzde 60-70'lik popülasyonun aşılanması' ifadelerini kullandı. MELTEM KARAKAŞ KAYA
Editör: TE Bilisim