Yılmaz Büyükerşen’in aday olarak katılmadığı 31 Mart yerel seçimlerinde, birçokları için iktidar partisinin kazanma olasılığını yükseltiyordu...

Kimilerine göre, AKP büyükşehir belediye başkanlığını kazanmaya ilk defa bu kadar yakındı...

Ancak sanırım şu gözden kaçtı...

Yılmaz Büyükerşen’in bu şehir için gerçekleştirdiği en büyük proje...

Neydi o proje?

O projenin adı Eskişehir’di...

Şehirleşmesiyle,

Sosyal yaşamı ile,

Kültür ve sanat ortamı ile,

Müzeleri, senfoni orkestrası, şehir tiyatroları, kültür merkezleri ile...

Çünkü bir şehir inşa etmek,

Yalnızca yollarla, binalarla, parklarla olmaz...

Bunları yaşanabilir ve değerli kılmak önemli...

İşte Yılmaz Büyükerşen bu şehirde bir yaşam biçimi ortaya koydu...

Ayşe Ünlüce de,

Bu yolda yürümeye devam edeceğine halkı ikna etti...

Doğru bir dil kullanarak anlattı...

Ucu açık vaatler yerine ayakları yere basan, anlaşılabilir ve yapılabilir şeylerden söz etti...

Vurgu yaptığı en önemli şey ise,

Eskişehir ruhunun değişmeden (değiştirmeye çalışmadan) devam edeceğini vurguladı...

Ve Eskişehirlilerden de karşılığını aldı...

***

Bu, Ayşe Ünlüce’nin Yılmaz Büyükerşen’in tıpatıp devamı olacağı anlamına gelmiyor...

Elbette onun da kendine has dokunuşları,

Kendine has bir hizmet anlayışı olacaktır...

En azından bundan sonra Eskişehir’e bir kadın eli değecek...

Eskişehir gibi,

Çağdaş, hoşgörülü, birbirlerine saygılı insanların yaşadığı bir şehre, bu kadın dokunuşu çok yakışacak...

Bu yüzden, Eskişehir 31 Mart’ta kaderini oyladı...

Büyükşehir’de de, Tepebaşı’nda da, Odunpazarı’nda da yola devam dedi...

Düşünün,

Ahmet Ataç Tepebaşı’nda beşinci galibiyetini aldı...

Üstelik oylarını gram eksiltmeden...

Kazım Kurt ise Odunpazarı’nda üst üste üçüncü kere ipi göğüsledi...

Ve Ayşe Ünlüce,

İlk kez girdiği seçimi yüzde 51’i aşarak kazandı...

Bunlar kolay şeyler değil,

Aksine zor, zahmetli, eziyetli işler...

Sabır ister, istikrar ister, samimiyet ister, en çok da emek ister...

***

Ben bu üç ismin, seçimi kaybedebileceklerini bir saniye bile olsun düşünmedim...

Öyle olsun istemediğim için değil...

Kazamayacaklarını hiç düşünmedim, buna ihtimal bile vermedim...

Zira sokaktaki havayı hepimiz soluyoruz...

Tepkileri, reaksiyonları, ışıltıyı ve samimiyeti hepimiz gayet yakından izledik...

Yine de,

Hiçbir seçim, bitmeden kazanılmış demek değildir...

İşte size en dikkat çekici ayrıntı...

Sivrihisar, Beylikova, Çifteler...

Beylikova ve Çifteler’in geçmişlerinde CHP ya da SHP veya DSP belediyeleri var...

Ancak Sivrihisar’da bir ilk yaşanıyor...

Çok eski yılları bilemem ancak, ben kendimi bildim bileli Sivrihisar hep sağ tandanslı adaylara oy verdi...

Ve Eskişehir için en büyük sürpriz burada yaşandı...

Demek ki,

Seçim bitmeden “oldum” demek doğru değilmiş...

“Olmaz” demek de...