31 Mart 2023 seçimleri öncesi göreve geldi…

Parti içerisinde bazıları “yaşı çok genç ve tecrübesiz, kurtların önüne kuzuyu attılar” diye eleştiriyordu…

35 yaşındaki genç başkan ilk sınavı olan yerel seçimlerden anlının akıyla çıktı. Her ne kadar belediye başkan adaylarını parti genel merkezi belirlese de o 12 ilçe ile Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye Başkan adaylarının yanında dimdik durdu…

Partisinin ve belediye başkan adaylarının 31 Mart seçiminde başarılı olmaları için il, ilçe başkan ve yöneticileri ile birlikte gecesini gündüzüne kattı…

Gitmediği köy, ilçe, mahalle ve STK kalmadı…

Adeta kendisi adaymış gibi çalıştı…

Sonuçta yukarıda da yazdım ilk seçiminde büyük bir başarıya imza attı…

* * *

Seçimden bir hafta sonra idi…

İlk karşılaştığımızda kendisini ayak üstü başarısından sonra kutladım…

O güne kadar bir dakika bile karşılıklı oturup sohbet etmemiştik…

Kendisini az çok tanıyordum…

* * *

Kimden bahsettiğimi merak ettiniz değil mi?

CHP İl Başkanı Talat Yalaz…

Seçimden sonra bir yazımda da başarıda belediye başkan adayları kadar büyük katkısı olmasından dolayı kutlamıştım…

O yazımın üzerinden bir hafta veya 10 gün sonra bir vesile ile CHP İl Başkanlığına gittiğimde ilk kez yüz yüze sohbet ettik…

“Sadi abi güzel düşüncelerinizden dolayı teşekkür ederim. İl Başkanlığı seçiminde delegeler bana güven duyarak seçtiler. Ben de bana güven duyan partililerin güvenine layık olmak için çok çalışacağımın ve herkese eşit mesafede yani tarafsız olacağımın sözünü vermiştim. Yerel seçimde belediye başkan adaylarımızın başarılı çıkabilmeleri için örgütümüzle birlikte çok çalıştık. Seçimde her ne kadar Han Belediye Başkanlığını kaybetsek de yıllar sonra Sivrihisar, Çifteler, Beylikova Belediye Başkanlıklarını kazandık. Dış ilçelerde 4 olan belediye başkanlığı sayımızı 6’ya çıkardık. Kent merkezinde 3 olan belediye başkanlığını tekrar kazandık. Belediye Başkan adaylarımıza güven duyan seçmenlere teşekkür ediyorum” demişti…

* * *

Önceki gün Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz ve yönetimini ziyaret etti. Ziyarette konuşan Ataç, Yalaz’ı seçimdeki performansı ve belediye başkan adaylarına verdiği destekten dolayı övgü dolu sözlerle kutladı…

İşte Ataç’ın o övgü dolu sözleri:

“Siyasi başarısının yanı sıra cana yakın tavırları ile Eskişehirlileri ikna etmede başarılı bir başkanlık yürütüyor. Tarafsız şekilde tüm Eskişehir’in il başkanlığı görevini yapması başarılı sonuç alınmasında çok önemliydi. Sevgili Talat Başkan göreve geldiği günden bu yana siyasi başarısının yanı sıra cana yakın tavırları ile Eskişehirlileri ikna etmede başarılı bir başkanlık yürütüyor. Tarafsız şekilde tüm Eskişehir’in il başkanlığı görevini yapması başarılı sonuç alınmasında çok önemliydi. Yerel seçimlerde partimizin yaptığı başarılı çalışmalar ile Eskişehir’de önemli bir başarı elde ettik. Bu çıtayı yükseltmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”

* * *

Daha önce de yazmıştım…

Eğer CHP’nin genç İl Başkanı Talat Yalaz, bu çizgisini, parti içerisinde tarafsızlığını bozmaz ve başarılı çalışmasını sürdürebilirse ki ben sürdüreceğini düşünüyorum…

4 yıl sonraki milletvekili, 5 yıl sonra yapılacak yerel seçimlerinde eğer aday adayı olur aday yapılırsa ki ben aday gösterileceğine ve kazanacağına da inanıyorum…

* * *

DUVARIN ARKASINI GÖRMEK ZORUNDASINIZ

Ekonomik krizin tavan yaptığı şu günlerde, yaşama sevincini hazin bir törenle gömen insanlığın vebalini kim öder bilinmez ama ağır bir vebal olacağı kesin görünüyor.

Dış etken, iç etken sebebi, gelinen olumsuz sonucu kurtarmıyor ne yazık ki. Aylar öncesinden öngörülen bu çalkantılı dönemin, nasıl olurda önlemi alınmaz ve onca söylem gözden kaçırılır ve nasıl olurda bu krizin varlığından birileri haberdar olup dile getirirken, birileri de buna sağır olur, çelişkilerin arasında kendini boğan sorular sorular…

Hiçbir şey olmamış gibi yapmak, üç maymunu oynamak ve içinden geçmekte olduğumuz bu zor dönemi hafife almak, yetkililerin var olan sorunların üstünü örtme telaşındandır. Böyle bir kaygının tam da yaşadığımız anda var olduğunun gerçeğidir, acelecilik, acemilik…

* * *

Kötü günler için saklanan kozlar, saklanmaya devam ederse, emanet verilen iyi günleri öldürmekten öteye gitmez. Kıstasa kıstas akla gelen ilk tepki yöntemi ve yaptırımın adı fakat şu kapalı kapılar ardındaki görüşmelerin metinlerinin okunma ihtimali galiba şu dönemde yok. Bu da akla ilk gelen ve kolay olduğu düşünülen yolları tıkıyor belli ki…

* * *

Eğer bir işe soyunuyorsanız duvarın arkasını görmek, bilmek zorundasınız ve hatalarınızın da bedelini de ödemek zorundasınız. Kazanımlarınızı kendi hanenize kaydedip, bedelini top yekûn ödettiğiniz her şeyin vebali ağır olur…

Ha bir de kaybettiklerimiz kutsalımızdan oluyor unutmayalım olur mu?

Vatan bugün birilerine emanetse, yarın bir başkası emaneti alacaktır. Satın almaya hele ki bedavaya getirmeye kalkışanların tarihe bir bakmasını öneririz..

Çok değil Cumhuriyete kadar gitseler yine de fikir sahibi olurlar. Kaldı ki bizler nerden geldiğimizi biliyoruz ve hiç unutmuyoruz, sizde unutmayınız…

* * *

İNSAN+HEDEF+GAYRET = ZAFER

Fatih Sultan Mehmed henüz yedi yaşlarındayken hocası Molla Ak Şemseddin kulağına eğildi ve başarının en önemli kuralını fısıldadı:

'Hedefini tespit et!'

Önce hedef belirlendi: 'Konstantiniyye (İstanbul) mutlaka fethedilecektir.'

Ak Şemseddin hedef tespitinden sonrasını da söyledi:

“Dağ ne kadar yüksek olursa olsun, yol onun üzerinden geçer. Sen dağ olmaya heveslenme, asla gururlanma; yol ol ki, herkes senin üzerinden geçerken, sen dağların bile üzerinden geçesin.”

'Hocam ya şartlar elverişli olmazsa?' diye sordu. Ak Şemseddin hiç duraksamadan cevap verdi:

“Şartlara teslim olmazsan şartlar değişir, sana teslim olurlar. Çok çalışır, çok dua eder ve çok istersen Allah'ın rahmeti tecelli eder, rahmet tecelli ettiğinde nice olmazlar olur.”

Her genç şu sorulara öncelikle cevap vermeli:

1- Hedefim nedir ve nerededir?

2- Hedefime hangi vasıtalarla ulaşabilirim?

3- Neden ulaşmalıyım?

4- Hedefe ulaşmayı yeterince istiyor muyum? (istiyor gibi yapmakla gerçekten istemek arasında önemli farklar bulunuyor)

* * *

Gerçekten istemek Fatih'in İstanbul'un fethini istemesi gibi olmalı. 'Ya ben Bizans'ı alırım ya Bizans beni alır!' diyecek kadar...

'Normal insanlar', hayatı en kolay taraflarıyla yaşamaya çalışırlar.

Bazılarımız 'zor' karşısında pes ederiz, bazılarımız, 'çok zor' karşısında yelkenleri suya indiririz…

Bazıları da var ki, 'zoru' ve 'çok zoru' rahatça aşar, hatta 'imkânsızlık' karşısında bile vaz geçmezler…

Tarihe şan verenler 'imkansızlıklar' karşısında 'pes etmeyenlerdir!'

Sokullu Mehmet Paşa böbürlenen Venedik elçisine 'Biz Kıbrıs'ı almakla sizin kolunuzu kestik, siz İnebahtı'da bizi yenmekle, sakalımızı tıraş ettiniz. Kesilen kol yerine gelmez, fakat kesilen sakal daha gür çıkar.'

Devlet adamının özgüvenini görebiliyor musunuz?

Yenileceğinize değil, yeneceğinize inanın. Geçmişte kalan mağlubiyetleri, üzüntüleri, mutsuzlukları düşünmek yerine, gelecekte oluşacak muhtemel başarıları, güzellikleri ve mutlulukları düşünün…

O zaman kendinizi daha mutlu hisseder ve başarılı olursunuz…

+ + +

Yavuz Bahadıroğlu'nun 'Biz Osmanlıyız' isimli eserinden derlenmiştir.

* * *