Merkez vaizi Abdulvahap Teker'in Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda konuşan Prof. Dr. Yıldırım, bir zamanlar İslam coğrafyası olan Endülüs'te 800 yıllık İslam beldelerinde Müslümanlardan tek bir iz bile bırakılmadığını anlattı. Kurtuba'daki cami içerisine Hristiyan mabetleri dikildiğini, bir Müslüman'ın bırakın namaz kılmasına, dua etmesine bile kolluk güçlerin izin vermediğini anlatan Prof. Dr. Hafız Mustafa Yıldırım, 'Batı'nın hesabının yüz yıllık değil bin yıllık olduğunu orada anladım. Bu topraklardan İslam'ı söküp atmak gayretinde oldukları anlaşılıyor. Zira bu toprakların yapıştırıcı unsuru dindir. Bu nedenle İstanbul, Ayasofya, Sultan Ahmet ve Selimiye Batı'nın hedefindedir ve olmaya da devam edecektir. Türkiye'deki misyonerlik faaliyetlerinin en fazla olduğu yerin Doğu ve Güneydoğu Anadolu olması şaşırtıcı değildir. Bu tertibin bir uzantısı olan FETÖ'nün kilise evleri açtığı bir dönem görülmüştür. Anadolu'yu Müslümanlaştırırken kullanılan yöntem İslam düşmanları tarafından uygulanmıştır' diye belirtti. İHA
Editör: TE Bilisim