Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Her platformda kadın hakları, kadına verilen değer anlatılacak, sorunlarla ilgili hassasiyetler en üst seviyeye çıkacak. Peki yarın?
2014 yılında Türkiye'de 257 kadın şiddete maruz kalarak yaşamını yitirdi. Son yılların en vahşi cinayetlerinden birinde Özgecan Aslan yaşamını yitirdi. Tüm ülke kamuoyu ayaklandı, idamın geri getirilmesi bile tartışıldı. Ne yazık ki birkaç gün içinde unutuldu. Özgecan'ın ardından en az 5-6 kadın cinayeti daha gazete sayfalarını doldurdu. Kadın cinayetleri neredeyse, gazete sayfalarında yer alan sıradan haberler haline geldi.
Siyasetçi ve yöneticiler kadın sorunlarına ve kadına yönelik şiddete karşı ülke kamuoyunun gösterdiği hassasiyetin yarısını bile göstermiyor. Yasalarda gereken düzenlemeler yapılmıyor. Yasalar değişmeyince mahkemeler de yasaların emrettiği şekilde davranmak zorunda kalıyor. Verilen cezalar tahrik indirimi, iyi hal indirimi gibi kararlar nedeniyle caydırıcı olmaktan uzak. Kadının hem toplumsal statü hem de şiddet karşısındaki çaresizliği bir türlü değişmiyor.
2014 yılında 257 kadın şiddet sonucu yaşamını yitirirken, 2015 yılının ilk 65 gününde 55 kadın, erkek şiddetinin kurbanı oldu.
