Demokrasilerde demokratik hak ve özgürlükleri engelleyerek demokratik rejimi yok edecek hiçbir hareket kabul edilemez. Hak ve özgürlüklerin kendileri bile demokrasi rejimini korumakta temel esastır, rejimi yok etmek amaçlı kullanılamaz. Bu nedenle önceki gece yapılmaya kalkışılan adı her neyse ve gerçekse siyasi görüşü ne olursa olsun demokrasiye inanan herkes tarafından kabul edilmemeli ve ret edilmelidir. Tabii ki bu noktaya neden gelindiği kimlerin getirdiği unutulmadan. Yıllarca yapılan yanlış siyasetler sonucu amacınıza ulaşmak adına her kesimle işbirliği yapar bu işbirliğini yaparken de demokrasiyi rafa kaldırmaya çalışırsanız ve anayasayı tıpkı yıllar önce Özal'ın dediği şekilde bir defa delmekten bir şey olmaz söylemini şiar edip defalarca delerseniz maalesef bu gibi demokrasi dışı hareketlere zemin hazırlamış olur ve ülkeyi derin bir darbe ile sarsılmasına vesile olursunuz. Demokrasinin en büyük güvencesi temel hak ve özgürlüklerin her şart ve her zeminde korunmasıdır. Demokrasi bir çoğunluk rejimidir elbette ama bu çoğunluktan anlaşılması gereken şey seçimi her kazanın her istediğini yapabilmesi veya kendisine destek verenlerin isteklerini yerine getirmesi olamaz. Çoğunluğa karşı azınlık durumunda olanlarınki de önem taşır. Seçimlerde çoğunluğu kazanan grup dinsel, ırksal, sınıfsal söylemleri ön plana çıkartarak azınlığın hak ve özgürlüklerini kısıtlamaya kalkarsa demokratik işleyiş olanaksız hale gelecektir. Demokrasinin güvencelerinden bir tanesi de yargı bağımsızlığı, bağımsız üniversiteler, özgür medya gibi kurumsal yapılardır. Şayet bu kurumları siyasete alet eder hepsini kendine talimatlarınıza uyacak bir yapıya büründürürseniz, demokratik rejimi yozlaştırır zamanla da yok edersiniz. Bunları yerine getirmenin yolu da şeffaf adil bir seçim sisteminden geçer. Toplumun en kıyısında köşesinde kalan grupların, insanların mutlaka temsil edilebilecekleri, söz sahibi olabilecekleri bir sistem demokrasinin kalıcı hale gelmesini sağlayacaktır. Şimdi bunları neden yazmak ve hatırlatma gereği hissettim onu söyleyeyim; bütün bu olup bitenlerden sonra iktidarımız ders alıp şimdiye kadar yaptığı hataları yapmaz mı acaba? Basına baskı kalkacak, üniversitelerden el çekilecek, hayat tarzından dolayı insanlar eleştirilmeyecek mi?, ifade özgürlüğünün önündeki engeller kalkacak mı? Söylemler değişecek herkes kendisi daha fazla güvende hissedecek mi? hiç sanmıyorum. Bunların hiçbiri olmayacak tersine yürütülen sistemin korunması için daha büyük önlemler alınacak. Ve işler daha da kötüleşecek. Birçok insan gözaltına alınıp Ergenekon, Balyoz, İzmir davalarında olduğu gibi kurunun yanında yaş da yanarak zarar görecek. Sonuç olarak kör topal işleyen demokrasimiz bir darbe daha yiyerek daha zor günler yaşayacak. Tüm yaşananlardan sonra umarım ve dilerim ki iktidar, Cumhurbaşkanı darbeye kendisi ile birlikte karşı koyan muhalefet ve onları destekleyenleri bundan sonra daha çok dikkate alıp, demokrasinin asıl amacını unutmadan ötekileştirici ve ayrımcı dili bir kenara koyar, tüm halkı kavrayıcı şekilde davranır. Sonra da İktidarda kalıp kalamayacağının kararını da tüm demokratik rejimlerde olduğu gibi bizde de halk verir. Aksi takdirde bu darbe girişiminin bedelini hep birlikte daha ağır biçimde ödemek zorunda kalırız.