Türkiye,
29 Ekim 1923 tarihinden bu tarafa en önemli eşiğini 16 Nisan'da yapılacak referandumda geçecek…
'Hayır' ya da 'Evet'…
Peki,
'Hayır'sa, neye hayır?
'Evet'se, neye evet?
Oy kullanacak herkesin, yapacağı seçimin neye karşılık geldiğini bildiğini ve ona göre karar verdiğini varsayabilir miyiz?
Elbette bu konuda,
Sandığa giden herkesin böyle bir bilgiye ve kesinliğe sahip olması mümkün değil…
Örneğin,
'Evet' çıkması durumunda yeni sistemde bakanlar kurulu olmayacağını bilmeyen o kadar çok insan var…
Bilgi ve buna bağlı seçim yapılacağı konusunda, çoğunluğun yarattığı izlenim negatif…
Kararsızlar en büyük hedef…
Zira her taraftan bombardıman altına alınan birey, akıl ve mantık süzgecini çok sağlıklı işletemiyor, kim neyi daha güzel, daha süslü, daha fazla manipülasyonla anlatırsa, ona göre karar veriyor…
Aslında verdiği karar da değil, bir hevesle daldan dala atlıyor…
***
Basit bir projeksiyonla 16 Nisan sonrasına göz attığımızda neler görüyoruz?
'Hayır', çıkarsa ne olur?
'Evet', çıkarsa ne olur?
'Hayır' çıkarsa?
Sistem bugün sahip olduğu model ve araçlarla devam edecek…
Sağlıklı olmayan yönleri revizyondan geçirilecek, daha sağlam ve daha pratik çözümler üzerine kafa yorulacak…
Ancak temelde,
Parlamenter Sistem sürecek…
Bugün dünyada uygulanan hiçbir sistem yoktur ki, eleştirilmesin, eksik, yanlış yönleri olmasın…
Oturup dünyanın gelmiş geçmiş en modern siyasi sistemini de yaratsanız, uygulayacak olan insandır…
Şu ya da bu şekilde yetkileri eline almış insan ya da insanlar…
İşte can alıcı nokta burada…
Bir tarafta tek kişi,
Diğer tarafta,
Farklı kesimlerden, farklı siyasi görüşlerden, farklı bakış açılarından oluşan ve bir anlamda toplumun tüm kesimlerini temsil ettiğine inanılan bir Meclis…
***
'Evet' çıkarsa?
Elbette Meclis bu durumda da varlığını koruyacak…
Ne var ki,
Etkisi ve yetkisi bugünle kıyaslanamayacak oranda azalacak…
Meclis, bir şeyler yapmaya çalışmayacak,
'Bir kişinin' yaptıklarını ya da yapacaklarını denetlemeye, uygun görmemesi durumunda engellemeye çalışacak; çoğunlukla da 'bir onay makamı' statüsüne indirgenecek…
Bugün, 550 kişilik Meclis yasa yapıyor, Cumhurbaşkanı onaylıyor ya da onaylamıyor…
'Evet' çıkarsa,
Bir kişi yasa yapacak, 600 kişi onaylayacak ya da onaylamayacak…
'Evet' çıkarsa,
Ne olacağını, nasıl olacağını, yeni sistemin toplumsal sonuçlarının neler olacağını hiç kimse kestiremiyor…
O nedenle de zaten,
Dünyanın birçok uygar ülkesinde bu tür radikal değişimler olağanüstü koşulların sonucunda yaşanır…
Örneğin büyük devrimler, büyük savaşlar, büyük işgaller ya da büyük felaketler sonrasında…
Bizimki gibi,
Gece uykusuna yatıp sabahında 'hadi sistemi değiştirelim modeli' dünyanın hangi ülkesinde vardır, bilmiyorum…
***
16 Nisan'a 16 kala,
Ya bildiğimiz yoldan yürümeye devam edeceğiz,
Ya da bize ne getireceğini ve bizi nereye götüreceğini bilmediğimiz bir yola gireceğiz…
Güzel bir sözle bitirelim;
'En kestirme yol, bildiğin yoldur…'