Temmuz'un uğursuzluğu mu desek, insanlığın zaafı mı?

32 yıl önce 37 kişiyi Sivas Madımak'ta katleden zihniyetin bir başka versiyonu, 20 Temmuz 2015'de 32 gencecik insanı öldürdü…

100'ün üzerinde yaralı var, diliyorum yitirilen can çoğalmaz…

Ama 32 yıl ve daha uzun yıllar boyunca her iki katliamı da acıyla anmaya devam edeceğiz…

***

Kendi zihnimde,

Her iki katliamın da Temmuz ayına denk gelmesi garip bir halüsinasyon hissi verse de, temelinde dünyanın en acımasız ve en gaddar canlısının insan olduğunu bir kere daha teyit ediyor…

Hiçbir canlının (insan hariç) bir başka canlıyı nedensiz yere öldürmediği doğada, yalnızca insanoğlunun sahip olduğu akıl, ona öylesine oyunlar ediyor ki, en son kendi yok oluşunun eşsizliğine şahitlik ediyor…

18-20 yaşında bir insan nasıl bir ruh hali içinde olabilir ki, kendisiyle birlikte onlarca kişinin yaşamını yitireceği bir katliama aracılık yapar?

Nasıl ideal?

Nasıl bir kafa?

Nasıl bir ikna yeteneğidir ki onu yönlendiren;

Onlarca masum insanın canını alması karşılığında Allah'ın onu cennetine kabul edeceğine inandırıyor…

İlkel insan bile, herhalde birbirlerini uykudayken öldürmüyordu…

Karşısındakine savunma şansı vermeden, hayatı için direnme hakkı vermeden;

Kalleşçe…

Birdenbire…

Hiçbir şeyden haberi olmadan…

Son duydukları ses kocaman bir gümbürtü ve ardından büyük bir boşluk…

***

Galiba acının daha büyüğünü kalanlar yaşıyor…

Her an, her saat, her gün ölecek olanlar…

Analar babalar, dostlar, kardeşler…

Asıl bomba onların yüreklerine düşmedi mi?

Düşlerine en son da…


Bir daha asla düş kuramasınlar diye…