Çimento fabrikalarını oldum olası sevmedim…

Çalışıp, ekmek kapısı olarak görenler ve sahipleri dışında seveni (en azından tarafsız kalanı) da görmedim…

O çirkin görüntüsü,

Çocuk aklıma, dev bir canavar olarak kazınmıştı…

Çukurhisar'daki fabrikadan söz ediyorum…

Çimento fabrikaları;

Görüntüleriyle olduğu kadar çevreye verdikleri zararla da ön plandalar…

Eskişehir'in Batı'ya açılan kapısı konumundaki Çukurhisar'ı, dolayısıyla şehrin Batısını tıkayan kocaman bir canavar…

Özellikle yaz aylarında havaya saldığı duman ve o dumanın inmesinden sonra ağaçlar, çatılar ve toprak üzerine sinen o toz…

Hem insan,

Hem hayvan,

Hem de bitki yani tarım üzerinde çok olumsuz etkileri olan bir endüstri…

***

Türkiye, çimento üretiminde ve ihracatında dünyadaki söz sahibi ülkelerden biri…

Bugün Türkiye'de 40'ın üzerinde çimento fabrikası var…

Ancak çimento fabrikaları ile ilgili en çarpıcı gerçeklerden biri de,

Atmosferdeki kirliliğin yüzde 5'i bu fabrikaların salınımlarıyla nedeniyle gerçekleşiyor…

Koca atmosferdeki kirliliğin yüzde 5'inden sorumlu olan bir endüstrinin, dünyanın üzerinde yaptığı tahrifatı düşünebiliyor musunuz?

***

İşte biz Eskişehirliler olarak, birinden kurtulmanın hayalini kurarken; ikincisi geliyor…

Hem de hemen hemen aynı bölgeye…

İnönü'ye…

Bölgedeki toprak ve kaya yapısı üretime uygun olduğu için…

Çimentonun gerek hammadde nakliyesi, gerekse mamül ürün olarak nakliyesi zahmetli ve maliyetli olduğu için, mümkün olduğunca, iç bölgeler yerine limanlara yakın bölgelere yapılıyor…

Özel bir şirket tarafından, İnönü'deki Türk Hava Kurumu'na ait Türk Kuşu Tesisleri yakınlarına yapılması planlanıyor yeni fabrikanın…

Bilindiği gibi İnönü, planör uçuşları açısından dünyanın en elverişli aerodinamik alanlarının başında geliyor…

Bunu da, çevresindeki coğrafi yapıdan alıyor elbette…

İşte, ikinci çimento fabrikası kurulduğu takdirde korkarım, eninde sonunda çimento üretimine elverişli kayaların kullanımı nedeniyle, İnönü ve Türk Kuşu Tesisleri bu özelliğini yitirecek…

Üstelik de üzerine kurulması düşünülen topraklar, birinci sınıf tarım arazisi…

***

Özel sektör yatırımı olarak gerçekleşmesi beklenen yatırım için hangi noktaya gelindi, çok da net bilgiye sahip değiliz…

Öyle sanıyorum ki, hükümet yetkilileri ve hükümet milletvekilleri Eskişehir kamuoyundan ve çevrecilerden tepki çekmemek için 'bu yatırım müjdesini' şimdilik duyurmaya pek hevesli değiller…

Başka bir yatırım olsaydı; şimdiye kadar çoktan açıklanır, müjdesi verilirdi…

Ama hiç ses yok…

Ne yazık ki artık (Kazım Kurt'tan sonra) bu tür konuları TBMM'ne taşıyacak, en azından cevaplanması için soru önergesi olarak verecek milletvekilimiz de kalmadığı için, bu yatırımın hangi aşamada olduğu ve kesin olarak nereye yapılacağı konusunda net bilgi almak çok kolay değil…

***

Şimdi bütün mesele,

Eskişehir'in hep birlikte bu işe karşı çıkması…

Hem sivil toplum örgütleriyle, hem siyasi partileri, hem sendikaları hem de dernekleriyle…

Çevre Derneği, konuyu gündeme taşıdı…

Ancak konunun gündemde daha geniş yer bulması ve ikinci çimento fabrikasının yapılmaması için gerekli baskıyı oluşturmak için tüm şehrin birlikte hareket etmesi gerekiyor…

İlk adımı da belki Çukurhisarlılar ve İnönülüler atar;

Ne dersiniz?