Ceren Özdemir…
20 yaşında…
Yani, 1999 yılında doğmuş…
1999'da ben 34 yaşındaydım…
O katledildiğinde ise, ben 54, Ceren 20 yaşındaydı…
Hangi cebellut, benim ondan 34 yıl fazla yaşamama neden oldu?
Ya da onun yalnızca 20 yıl yaşamasına?
Hapçı bir manyak mı?
Tüm gün boyunca, Ordu'nun caddelerinde öldürecek kadın arayan, sonra Ceren'i gözüne kestiren, cinayetten hapse girip, hüküm giyip, açık cezaevine konulan bir yaratık…
Bu yazıyı yazdığım günün akşamı,
Tramvaya bindim işyerimden…
Espark'a gidiyorum…
Tramvayın içi cıvıl cıvıl…
Üniversite öğrencileri, çoğu 18-20 yaşında…
Kızlı erkekli…
İrkilerek kendi kendime sordum…
Bu çocukların canları, güvenlikleri kime emanet?
Elbette güvenlik güçleri her kadının başına bir koruma, bir güvenlik görevlisi veremez…
Ama kadın haklarını savunan, kadına şiddeti protesto edenleri derdest etmenin anlamı ve gereği nedir?
Kadına polis yani devlet böyle davranırsa,
Kocası, erkek arkadaşı, oğlu, kuzeni, arkadaşı nasıl davranır?
Ceren 20 yaşındaydı…
Hayal edin şimdi,
Siz 20 yaşındayken neler hayal ediyordunuz?
******
Odunpazarı Belediyesi,
Adalar'da hizmete girecek gençlik merkezine 'Ceren Özdemir Gençlik Merkezi' adını verecek…
Keşke diyorum içimden, sonra yüksek sesle,
Keşke, Ceren katledilmeseydi de, kimse onu bilmeseydi, tanımasaydı, kimse onun adını böyle yerlere vermeseydi…
Keşke…
Yaşasaydı…
Benzer bir kararı Ordu Büyükşehir Belediyesi de verdi…
Şehrin önemli meydanlardan birinin adını,
'Ceren Özdemir Meydanı' olarak değiştirmeye karar verdi…
Keşke ceren yaşasaydı da, o meydanın da adı falan değişmeseydi…
Keşke…
******
Benim bir oğlum var, bu bir teselli mi?
Öyleyse de ne acı bir teselli…
Eminim sizlerden bir çoğunun kızı var…
Ailesinde, akrabalarında, çevresinde bir çok genç kız, kadın var…
Farkında mısınız, hepsinin hayatları tehlikede…
Bir manyak, yalnızca içgüdülerini kontrol edemediği için onlara saldırabilir, zarar verebilir, hatta öldürebilir…
Bu bilmek ve bunu bilerek yaşamak kolay bir şey olmasa gerek…
******
Ama bir şeyi söylemeden de bitirmeyeceğim bu yazıyı…
Bir düşünür şöyle demiş;
'Bir suçlunun yüzünü kazıyın, altından toplum çıkar…'
Bu insanlar bizim aramızdan çıkıyor…
Birilerinin oğlu, birilerinin öğrencisi, birilerinin arkadaşı, birilerinin yakını, akrabası…
Bu trajik denklem içinde bütün suçu, devlete, hükümete, güvenlik güçlerine atmak, asla çözüm değil…
Başka bir şeye ihtiyaç var…
Başka bir şeye…
Eğitime…
Ekonomik yetkinliğe…
Geleneği ve geçmişi bilip, çağa ve geleceğe 'normal' bakan insanlara…
Ve insanların çocuklarına ihtiyacımız var…
*****
Odunpazarı Belediyesi,
Gerçekten hepimizin içini acıtan ama ortaya koymamız gereken duyarlılığı da gözümüzün içine sokan bu kararıyla elinden geleni yapıyor…
Keşke bunların hiç birine gerek kalmasaydı…
Keşke…