Geçmişte Eskişehir'in hemen hemen tüm köylerinde ilkokul, hatta büyük köylerde ortaokul bile vardı. Zaman içerisinde bazı köylerde nüfus azalınca ilk ve ortaokullar kapatıldı. Taşımalı sisteme geçilerek bir birine yakın köylerdeki öğrenciler büyük köydeki okula götürülüp getirildi.
Köylerdeki ilk ve ortaokullar kapanınca o köylerde ikamet edenlerin bazıları ise çocuklarının daha iyi bir eğitim almaları için ilçelere veya şehre göç etti. Göç eden aileler ikiye bölündü. Köyünde tarlası olan ailelerin erkekleri sonbaharda tarlasını biçip ektikten sonra kışı ilçede veya şehirde çoluk çocuklarının yanında geçirip, ilkbaharda köyüne gidiyor. Buda ailelerin bölünmesine neden oluyor.
* * *
İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu, 2023 Bütçe Görüşmeleri sırasında, Eskişehir'in çözüm bekleyen sorunlarını gündeme getirirken bu konuya da dikkat çekmiş. Eskişehir'de 357 köyde okul olmadığını, Eskişehirlilerin köylerini terk etmelerinin en büyük sebeplerinin başında okullların kapanması, ikincisi ise sağlık kurumlarının, yeterli yolların
ve internet altyapısındaki yetersizlik olduğunu söylemiş. Bu konularda ilgili bakanlıklara müracaatları olduğunu ama maalesef hiçbirinden sonuç alamadıklarını da dile getirmiş.
* * *
Zaman zaman Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayip Erdoğan, 'Artık Türkiye eski Türkiye değil' diyor.
Evet doğru artık Türkiye 20 yıl öncesinin Türkiye'si değil.
Teknolji gelişti, nüfus arttı. İnsanlar artık aradığı bilgiye çabuk ulaşıyor. Ancak madalyonun bir de diğer yüzüne bakalım.
Köyünde internet altyapısı ve kütüphane olmadığı için aradığı bilgiye ulaşamayan öğrenciler bu nedenle köylerinde kalmak istemiyor.
Gelişen Türkiye'de köylerde yaşayan insanlar ve öğrenciler internet imkanından mahrumsa bunun sorumlusu elbetteki geçmişteki hükümetler değil.
Yerli uçak, helikopter ve otomobil ürettik diye övünüyoruz. Övünmekte de haklıyız. Hakkını teslim edelim bunlar 21 yıldır iktidarda olan AK Parti'nin eserleri.
Ancak hala okulsuz, yolsuz, internet altyapısından yoksun köyler varsa, ki bu sorunlar zaman zaman muhalefet milletvekilleri tarafından gündeme taşınıyor. Bu eksiklerin de çoktan giderilmiş olması gerekmiyor muydu?
EMEK, 71 EVLERDE LİSE YOK
Kabukcuoğlu, Eskişehir'de okul öncesi 3-5 yaş arası okullaşma oranının %51 olduğuna dikkat çektiği konuşmasında, 'Eskişehirliler çocuklarının batı ülkeleri seviyesinde eğitim almasını istiyor. 50 binin üzerinde nüfusa sahip olan Emek ve 71 Evler semtinde hala bir lise maalesef yapılamadı. Beş yıl önce Eskişehir'de ikili eğitim veren 28 okul varken, bu sayı günümüzde 34'e çıkmıştır; maalesef durum gittikçe kötüleşiyor' demiş.
TARİHİ ODUNPAZARI BÖLGESİNDE DE İLKOKUL YOK
Bir hatırlatma da ben yapayım. Çocukluğum ve gençliğim tarihi Odunpazarı Bölgesinde geçti. Bundan 25 yıl öncesine kadar Odunpazarında iki ilkokul vardı. Malhatun ve Turan İlkokulları. Bugün ikiside yok.
Odunpazarında tarihi Malhatun İlkokulu'nun yanına yenisi yapıldı.
Yeni yapılan okul depreme dayanıksız olduğu için yıkıldı. Kapatılan tarihi Malhatun İlkokulu ise üzerinden bir asır geçmiş olsa da hala ayakta. Ancak ilgisizlik ve sahipsizlik nedeniyle o da kaderiyle baş başa bırakıldı.
Yarın birgün Allah göstermesin şiddetli bir deprem olsa veya birileri yaksa yıkılıp kül olsa bunun hesabını kim verecek?
Tarihi mirasımızı bile koruyamaz durumdayız.
* * *
Zaman zaman muhalefet partilerin milletvekilleri bazı olumsuzlukları veya şehrin sorunlarını gündeme getirdiklerinde 'siyaseten eleştiri yapıyorlar' diye birileri eleştiriyor.
Şehrin sorunları gündeme getirmek, TBMM'nin gündemine taşımak eleştiri ise bu eleştirilere bende katılıyorum. Muhalefetin görevi eksikleri veya sorunları gündeme getirmek. İktidarın görevi de gerçekten bir sorun varsa o sorunu gidermek.
Arslan Kabukçuoğlu'na bu önemli sorunları TBMM'nin gündeme taşımasından dolayı bir Eskişehirli olarak teşekkür ediyorum.
* * *
Bakalım 50 bin nüfusun yaşadığı Emek ve 71 Evler Mahallesindeki lise, Odunpazarı Bölgesindeki ilkokul soruna el atılacak mı? Bekleyip göreceğiz.

RECEP TAŞEL NEDEN VAZGEÇTİ?

Yaklaşık bir ay kadar önce idi. CHP İl Başkanı Recep Taşer, ön seçim olursa genel merkezin belirlediği tarih içerisinde il başkanlığından istifa ederek milletvekili aday adayı olacağını söyledi.
Daha sonra bir yerel gazeteye yaptığı açıklamada ise, 'ön seçim olsada olmasada istifa edeceğim' demişti.
Sağlısollu.haber internet sitesinden Arif Ambar'la yaptığı söyleşi de şunları söylemişti:
'Ben, Genel Merkez'imizin işaret ettiği tarih aralığında, uygun bir günde görevimden istifa edeceğim. Ama ön seçim olursa yarışa katılacağım. Ön seçim olmazsa milletvekili adayı olmayacağım. Ön seçim olmazsa ve aday olmazsam da CHP'nin iktidar olması için
üzerime düşen ne gerekiyorsa yapacağım'.
* * *
CHP Genel Merkezi milletvekili aday adayı olacak il, ilçe başkanları ile yönetim kurulu üyelerinin görevlerinden istifa etmeleri için belirlenen son gün 26 Aralık.
Bugün 19 Aralık. Recep Taşel henüz görevinden istifa etmedi. Son günü mü bekliyor?
* * *
Ön seçim olursa milletvekili adaylığı için istifa edeceğini söyleyen CHP İl Başkanı Recep Taşel, 'Ben görevimin başındayım. Şu andaki durum bu. Daha sürem var. Bu sürede değerlendiriyorum. Bu işe hevesli olan arkadaşlarımızı da Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidarı için dayanışma içinde çalışmaya davet ediyorum' demiş.
Ardından da, 'Anlıyorum ki birçok Cumhuriyet Halk partili bu görevi yapabileceğini basın organlarından ifade ediyor. Arkadaşlarımızın tamamıyla birlikte çalışarak iktidar olmayı bir il başkanı olarak arzu ederim' dediğini okudum.
Demek ki il başkanlığından istifa ederek milletvekili aday adayı olma
düşüncesinden vazgeçmiş.
CHP İl Başkanı Recep Taşer'i severim. Atatürk Lisesinden arkadaşım. Dürüstlüğünden hiç şüphem yok.
Keşke 'ön seçim olursa il başkanlığından istifa edeceğim' demeden önce parti büyüklerine danışsaydı.
Taşel'in 'ön seçim olursa istifa ederek milletvekili aday adayı olacağım' açıklamasından sonra Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, 'Ön seçimi bende savunuyorum. Ancak bugünkü şartlarda ön seçim zor. İttifakların konuşulduğu bugünlerde ön seçim olmaz' demişti.
Kazım Kurt'un bu açıklaması mı Taşel'i istifadan döndürdü?

KISSADAN HİSSE:
KENDİNİZE BİR İYİLİK
YAPIN VE…

Lise öğretmeni derste öğrencilerine
şöyle der:
'Yarın hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz!'
Ertesi sabah hepsinin sıralarının üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır.
Ögretmen: 'Şimdi, bugüne kadar affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates alın, o kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun!'
Bazı öğrenciler torbalarına 3'er-5'er tane patates koyarken, bazılarının torbası neredeyse ağzına kadar dolmuştur.
Öğretmen: 'Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz otobüste, okulda hep yanınızda olacaklar.'
Aradan bir hafta geçer. Hocaları sınıfa girer girmez, öğrenciler şikayete başlarlar: 'Hocam, bu ağir torbayı her yere taşımak çok zor. Hocam, patatesler kokmaya başladı. İnsanlar tuhaf bakıyorlar, hem sıkıldık hem yorulduk….'
Öğretmen: 'Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz. Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkum ediyoruz. Affetmeyi karşımızdakine bir iyilik olarak düşünüyoruz..'
Aslında affetmek en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir.

FIKRA:
ÇATALLA YEDİM

Annesi kekten bir dilim daha koparmaya çalışan oğluna;
- Yeterince verdim. Birazdan misafir gelecek, senden rica ediyorum elini bile sürme. Tamam mı evladım? Söz mü? demiş. Ali, büyük bir kararlılıkla;
- Söz veriyorum anneciğim, yanıtını vermiş. Bir süre sonra misafirlere ikram etmek için keklerin bulunduğu tabağın örtüsünü açan annesi bir tek dilimin bile kalmadığını görünce, oğlunu karşısına alıp;
-'Bana söz vermiştin, hani elini bile sürmeyecektin oğlum?' diye sorunca Ali:
- 'Vallahi elimi bile sürmedim, çatalla yedim anneciğim' demiş.