16 Nisan'da gideceğimiz sandıkta,
Bugüne kadar olduğu gibi,
Herhangi bir kişi ya da partiyi seçmeyeceğiz…
Genel ya da yerel seçimde,
Belli bir süre için göreve seçtiğiniz kişiden memnun kalmazsanız, bir sonraki seçimde tercihinizi değiştirebilirsiniz…
Bir başka adaya, bir başka isme oyunuzu verirsiniz…
4-5 yıllık zaman dilimleri göreceli olarak uzun gibi görünse de, bir ülkenin tarihi için o kadar uzun değildir…
İşte 16 Nisan'da,
Belli bir süre için seçim yapmayacağız…
Değiştirilmesi, ortaya koyduğu hasarı onarması, taşların yerine oturmasının belki de çok uzun yıllar alacağı bir seçim yapacağız…
Referandumda 'evet' çıkarsa, sistemin işlemeye başlaması 2019 yılını bulacak…
Ancak,
O zamana kadar görevinde kalacak olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, zaten fiilen sürdürdüğü yönetim biçimini daha da arttırarak devam ettirecek…
Yeni sistemde (evet çıkması durumunda elbette) şu anki konumları tamamen değişecek siyasi partiler, yönetimdeki ağırlıklarını hızla yitirecekler…
Yasama işlevi değişecek, ağırlığı azalacak ve meclis belki de, bir onay makamı olmaktan başka bir işe yaramayacak…
Yeni sistemle seçilecek cumhurbaşkanı 'partili' olacağı için, bir anlamda kendi partisinin de genel başkanı olacak ve seçilecek milletvekillerini kendisi belirleme yetkisine sahip olacak…
İşte partisi üzerindeki bu güç,
Mevcut cumhurbaşkanının partisi, bir de çoğunluktaysa mecliste, bu çoğunluğu yitirmemek adına her türlü düzenlemeyi yapacak, gerekirse yasaları kendi gücünün devamı için kullanabilecek…
Hem ülkeyi, hem partiyi yönetecek bir başkanlık sistemi çıkacak karşımıza…
***
Peki,
Bir kişi 2 kereden fazla (5+5) seçilemeyeceğine göre,
'HAYIR' diyecek olanların tek hedefinin Recep Tayyip Erdoğan olduğunu düşünenlere şunu sormak gerekmiyor mu?
'HAYIR' diyecek olanlar için önemli olan, kimin cumhurbaşkanı olup olmayacağı değildir.
Önemli olan,
Bir kişinin,
Yalnızca bir kişinin bu denli geniş, kontrol edilemez, zapt edilemez ve giderek önüne geçilemez bir güç ve yetkiyle yapacakları daha doğrusu yapabilecekleridir…
O nedenle, o görevde bulunan kişinin ismi, cismi, partisi hiç önemli değildir…
Karşı çıkılan isim değil, yönetme biçimidir…
***
Bugünkü parlamenter sistemde, demokrasimiz her ne kadar ağır aksak, kör topal ilerliyor olsa da, TBMM'nde alınacak kararlarda, çıkartılacak yasalarda ister istemez toplumun birçok kesiminin talebi 'az veya çok' dikkate alınıyor…
Belki de bizim gibi,
Geç kalmış demokrasilerde görüldüğü üzere, milletvekilleri kendi bölgelerinde hizmet odaklı çalışıyorlar…
Yeni sistemde bu da olmayacak…
Ya da daha öz bir Türkçe ile…
16 Nisan 2016 referandumunda 'evet' çıkarsa,
Türkiye'de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…
Ve hiç kimse,
Her ne kadar yanlış ve eksikleri bulunsa da, Türkiye'de birçok işleyişin ideal iyiye yakın olmadığını söyleyemez…
'Evet' Türkiye'yi vahşi bir ormana çevirecektir…
Acımasız ve katıksız bir kapitalizm abidesi…
'HAYIR' ise,
Birçok eksiğe, yanlışa, eğrim büğrüm olguya karşın, değiştirebilmeyi ve geliştirebilmeyi umut etmeye devam edeceğimiz bir ülkeyi geri verecektir bize…