- Elektrikte milyonlarca tüketici mağdur hale getirildi, elektrik dağıtım şirketlerinin haksız yere aldığı kayıp kaçak paraları mahkemelerce tescil edildi. buna rağmen abonelerden alınmasına halen göz yumuluyor dağıtım şirketleri bir yolunu bulup haksız kazanç sağlamaya devam ediyor ses yok.

- Mahkemeler karar veriyor 'alamazsınız' diye kazanılmış mahkeme kararları doğrultusunda yasal düzenlemelerin yapılarak geriye dönük alacakların vatandaşlara derhal ödenmesi gerekirken aksine yasal düzenleme yapılıp elektrik dağıtım şirketleri kurtarılmaya çalışılıyor kimsede ses yok.

- Rusya ile kriz kapıya gelmiş durumda yıllardır öngörülü kesimlerin söylediği yerli ve yenilenebilir kaynakların enerji üretimindeki paylarını yükseltilmesi çalışmaları yapıldı mı, yapılıyor mu? Hayır. Bu nedenle de doğal gaz ve elektrik fiyatları düşmüyor, artıyor. Ses yine yok.

- Akaryakıttaki yüksek vergilerin düşürülmesi ülkemizde üretilen yakıtın tamamının ülke içinde tüketilmesinin sağlanması, otogaz ithalatının azaltılması ve akaryakıt fiyatlarının düşürülmesi gerekirken tüketime de zamma da tam gaz devam ediliyor gık yok.

- Genetik yapısı değiştirilmiş ürünlerin (GDO) ithalatı, üretimi ve tüketimi artık çizmeyi aşmış durumda yasaklanmalı, durdurulmalı ama umursanmıyor bile.

- Çevre ve insan sağlığını tehdit eden baz istasyonlarına kısıtlamalar getirilmesi, yaşam alanlarında olmaması noktasında gerekli hassasiyetin gösterilmesi şart iken artık baz istasyonlarına karşı basın açıklaması yapacak insan bulunamıyor.

- Vatandaşlardan bugüne kadar haksız yere alınan kredi dosya masraflarının ve kart aidatlarının tek sorumlusunun bankalar olduğu ayan beyan ortada iken 10 yıl süre ile başvuru olmaksızın geriye dönük olarak kredi kullananlara paraları iade edilmeliyken bankaları koruyan ve BBDK'ya bu konuda düzenleme yapma yetkisi veren yasalar çıkartılmaya devam ediliyor. Yine bir ses yok.

- Tüm dünyada ses getiren bazı araçlardaki emisyon ölçüm sonuçlarının ülkemizde değerlendirilip değerlendirilmediği, şayet değerlendiriliyorsa hangi standartlar çerçevesinde değerlendirildiği şeffaflık gereği kamuoyuyla paylaşılması gerekirken, suçlular ve sorumlular varsa tespit edilerek kamu yararına gerekli işlemler yapılmalıyken cezai hiçbir işlemin yapılmayacağı bakan tarafından ilan ediliyor. Herkes sus pus.

Bu kadar suskunluğun içinde bu konuları gündeme getirmesi gereken, kamuoyunu bilgilendirmesi gerekenler kimler olmalı diye sorsak zannedersem hemen hemen herkesten 'siyasi partiler' diye cevap gelir. Evet tabii yapılan hataları yanlışları gündeme getirmek sadece siyasilerin görevi değildir. Ancak ellerinde temsil etmeye çalıştıkları kesimleri de ilgilendiren mağduriyet yaşanan birçok alan varken özellikle muhalif partilerin gündeminden düşmemesi gereken konular ortada yok, ses yok, gık yok. Neden? çünkü onların derdi başka onların derdi genel kurullar, liderler, hizipler, iç kavgalar vatandaş zordaymış vatandaş soyuluyormuş onlara ne onların böyle bir sorunu yok. Bu durumda bugün vatandaş adına sesini çıkaramayanların da yarın seçimlerde kendileri için ses çıkmadığında yakınmaya hakkı yok.