Eskişehirspor Kulübünün kapanmaması adına yapılması gereken ne varsa yapmaya çalışan divan kurulunu kutluyorum.
Transfer tahtasının açılması, yeni sezona eski 35 puanla başlamamak adına sanki yönetimdeymiş gibi gecelerini gündüzlerine katıyorlar.
Geçmişte çok eleştirdim kendisini.
Bugün siyah-kırmızılı kulübün yaşaması için adeta İstanbul'da kamp kuran, görüşülmesi gereken kim varsa araya hatırı sayılar aracılar sokarak imza almaya çalışan Fatih Baturaygil ile Sportif Direktör Murat Daldık'ın bugün verdikleri mücadele takdire şayan.
Verdikleri mücadele sonunda eğer emekleri boşa çıkarsa en çok üzülecek olan bu iki isim.
ES-ES KAPANIRSA ŞAMPİYON MU OLACAK?
Eskişehirspor'a iki sezondur en çok zorluk çıkaran iki kulüp vardı. Birisi Konyaspor diğeri ise Trabzonspor.
Kardeş kulüp Konyaspor, Eskişehirspor'un yaşaması için kardeşliğini gösterdi ve imzayı verdi.
Zor gününde kulübe destek oldu.
Aynı duyarlılığı Trabzonspor'dan da bekliyoruz.
Şampiyon olamadıklarının bütün sorumluluğu Eskişehirspor'a mal etmesinler.
Futbol üç sonuçlu müsabaka…
Yenersin, yenilirsin veya berabere kalırsın.
Ancak 'şike' yaftası yapıştırmak, bu iddia ile mazisi başarılarla dolu bir kulübü itham etmek Trabzonspor'a ve Bordo-Mavili kulübün taraftarlarına yakıştıramıyorum.
Eskişehirspor'un Nisan 2011'de Fenerbahçe'ye 3-1 Eskişehir de kaybettiği maç yüzünden 'şike' iddiası ortaya atıldı.
Siyah-Kırmızılı Kulübün o dönemdeki futbolcularına yapılan bu asılsız iddia yargı tarafından çürütülse de Bordo-Mavili kulübün taraftarları kaçan şampiyonluğu bu maça mal ediyorlar.
Bu nedenle yıllardır Eskişehirspor Kulübüne 'şikeci' yaftası vurmaya devam ediyorlar.
İkinci neden ise 2016 yılında Erkan Zengin transferinden kalan 3 milyon 264 bin 985 TL'lik alacağı yıllardır Eskişehir'den tahsil edememesi.
Bunda haklılar.
Aradan 5 yıl geçmiş.
Eskişehirspor Kulübü borcunu ödememiş.
İyi de bugün imza vermezseniz Eskişehirspor Kulübünün kapısına bu nedenle kilit vurulursa bu parayı alma şansınız var mı?
Zaten imzayı verseniz de alacağınız silinmiyor.
Barı imzayı verin, kulübü yaşatın gün gelince de 'borcunuzu ödeyin' dersiniz.
Cumhurbaşkanı hariç herkes aradı!
Divan Kurulu Üyesi Fatih Baturaygil, Trabzonspor'la çok sayıda görüşme gerçekleştirildiğini ve kulübe yeni bir teklif götürdüklerinin altını çizerek, 'Bize en sıkıntı çıkartan nokta Trabzonspor oldu. Trabzonspor halkı bizi şampiyon olamamalarının sebebi olarak görüyor. İnanın Trabzonspor'u cumhurbaşkanımız hariç herkes aradı. Bakan seviyesinde dahi arandı ama Trabzon halkı ve yönetiminin bize çok büyük bir tavrı var. Onların bakış açısına baktığımız zaman, 'bizi şampiyon yapmadılar' diye düşünüyorlar. 90. dakikada Batuhan'ın kafası girseydi, şampiyon siz olacaktınız. Trabzonspor bize problem çıkartıyor ama yine de umutsuz değiliz. Bir teklif daha yaptık. Bir futbolcu ve bir miktar elimizden geleni yapalım ve siz bizim önümüzü açın dedik' dedi.
AK PARTİLİ MİLLETVEKİLLERİ DEVREYE GİRMELİ
Baturaygil, 'cumhurbaşkanı hariç herkes aradı. Hatta bakan bile devreye girdi' dedi.
Trabzonspor imza vermemekle direniyor.
O zaman Eskişehir AK Parti milletvekilleri, özellikle de cumhurbaşkanına en yakın isim olan Nabi Avcı burada bari devreye girerek Bordo-Mavili kulübün imza vermesi için kendisinden yardım talep etmeli.
Eğer sadece Trabzonspor Kulübü'nün vermediği imza yüzünden transfer tahtası açılamaz ise bunun faturasını Eskişehirspor taraftarları ve Eskişehirli seçmenler sandık önlerine geldiğinde AK Parti'ye keser.
ATİLLA SERTEL'İ KUTLUYORUM
Eskişehirspor kongresinde gözler Eskişehir milletvekillerini aradı.
Maalesef 7 milletvekilinden birisi bile gelmedi.
Herhalde Eskişehirspor'dan daha önemli işleri vardı!
Eskişehir'in çocuğu, Eskişehirspor Kulübünün hasta taraftarı meslektaşım İzmir Milletvekili Atilla Sertel kongreye katıldı.
Ne kadar acı değil mi?
Eskişehir milletvekillerinin birisinin bile önem vermediği kongreye İzmir milletvekili katılıyor.
Sertel kongre de söz istedi ve özetle şunları söyledi:
'İktidar partisi milletvekili değilim. Ancak bırakın milletvekilliğimi Eskişehirspor taraftarı olarak elimden ne geliyorsa yapmaya, gidilmesi gereken neresi varsa gitmeye hazırım' dedi.
Bravo Atilla Sertel.
Yakınlarında eşini kaybetmişti.
Onun acısını yaşamasına rağmen İzmir'den gelip 'bende hasta Eskişehirspor taraftarıyım' diyerek kongreye katıldı.
Herhalde Eskişehir milletvekillerinin yüzü kızarmıştır!
* * *
ALİ ÇELİKOĞLU BAŞKANLIĞI ÜSTLENSİN
Bugünkü yazıma Eskişehirspor ile başladık devam edelim.
11 Haziran'da yapılan olağanüstü genel kurulda başkan ve yönetim için aday çıkmadı.
Aday çıkmayınca Divan Kurulu toplantıyı 15 gün sonrasına erteleyerek 28 Haziran'a ertelemişti.
Ertelenen kongre geçtiğimiz pazartesi günü Odunpazarı Belediyesi Hasan Polatkan Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Ancak bu kongrede de aday çıkmadı.
Divan Kurulu son kez kongreyi 12 Temmuz 2021 Pazartesi gününe erteledi.
Bu seferde yönetim listesi oluşmazsa kulüp yönetimi yasalar gereği mahkemenin tayin edeceği isimlerden oluşan kayyum heyetine kalacak.
Geçtiğimiz pazartesi gününe kadar Divan Kurulu kulüpten alacağı olan futbolcu, antrenör, idareci, kulüplerle tek tek görüşmeler yaptı.
15 günlük süreç içerisinde 60 imza topladılar.
Geriye 27 imza kaldı.
En problemli dosyalar ise Marko Milinkoviç, Tanase, Toko, Bienvenu ve Ruud Boffin ve Trabzonspor Kulübü.
Bu futbolcular ve Trabzonspor Kulübü ısrarla alacaklarını istiyor.
KAYYUMA KALIRSA KULÜBÜN KAPISINA KİLİT VURULUR
Eğer kulüp yönetimi kayyuma kalırsa o zaman alacaklarını unutsunlar.
Kayyum sadece kulübün idari işlerine bakar.
Onlarda kulübün yaşaması için çare bulamazlarsa sonunda kapısına kilit vurulur.
Kulübün kayyuma kalmaması için 12 Temmuz tarihine kadar mutlak ama mutlak yönetim oluşturulmalı.
12 Temmuz tarihine kadar görev yapacak Ali Çelikoğlu, Fatih Baturaygil, Mehmet Şimşek, Mehmet Kahya ve Çetin Arslanboğa'nın da içerisinde olacağı bir yönetim listesi oluşturulmalı.
Geçmişte Ali Çelikoğlu kulüp başkanlığı ve yönetim kurulu üyeliği yaptı.
Kulübün nasıl yöneticiliğini iyi bilen isimlerden.
Bir kez daha fedakarlık yaparak kulüp başkanlığını üstlenmeli.
Alacaklı olan futbolcular ve Trabzonspor Kulübü karşılarında muhatap olacakları başkan ve yönetim oluşmasını bekliyor olabilirler.
Tabi bu Eskişehirspor için son şans olabilir.
Ya sorunları aşarlar ya da 'biz çok uğraştık ama olmuyor' diyerek çekilebilirler.
Tabi o isimler kulübün yönetimi üstlendikten sonra, 'nasıl olsa bir yönetim oluştu' diyerek kaderleriyle baş başa bırakılmamalı.
900 bin nüfusa sahip Eskişehir de odalar, iş adamları, valimiz, milletvekilleri, belediye başkanları ve en az 400 bin Eskişehirspor'u seven kişi de ellerinden geleni yapmak için onlara destek olmalı.
ACİL YARDIM KAMPANYASI BAŞLATILMALI
Gelecek yönetim acil olarak bir yardım kampanyası başlatmalı.
Tüm oda başkanlarının, iş adamlarının kapısını çalmalı.
Tüm fabrikaları ziyaret ederek çalışanlardan 50 TL'den az olmamak kaydıyla bağış yapmalarını rica etmeliler.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in kapısını çalarak bir kez daha 'Kalabak suyu' reklamı için destek istemeliler.
18 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU DESTEK OLMALI
İstanbul Sanayi Odası tarafından her yıl açıklanan Türkiye'nin İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşları arasında Eskişehir'den de 18 firma var.
Arçelik başta olmak üzere ETİ, Anadolu Cam Sanayi, Modern Oluklu Mukavva Ambalaj Sanayi Ticaret A.Ş, Pınar Süt Mamülleri Sanayii A.Ş, Paşabahçe Cam Sanayi Tic. A.Ş, Elvan Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş, Alp Havacılık Sanayi, Kahramanmaraş Kağıt San. ve Tic. A.Ş, Konveyör Beyaz Eşya ve Otomotiv Yan San. Tic. A.Ş, Peyman Kuruyemiş Gıda Aktariye Kimyevi Maddeler Tarım Ürünleri San. ve Tic. A.Ş, İzocam Tic. ve San. A.Ş, Ford Otomotiv Sanayi A.Ş, Eti Maden İşletmeleri, Milangaz LPG Dağıtım Tic. ve San. A.Ş, Tusaş Motor Sanayii A.Ş, Çimsa Çimento San. ve Tic. A.Ş.
Bu sanayi kuruluşlarımızın ortaya koyduğu sanayi ekosistemi sayesinde 200'e yakın yan sanayi kuruluşu var.
Bu sanayi kuruluşları Eskişehirspor'a forma, şort, kol veya stadyumdaki ledlere reklam karşılığı destek olmalılar.
Bunu başarabilirsek daha doğrusu Türkiye'nin 500 büyük sanayi kuruluşu arasında yer alan Eskişehir de faaliyet gösteren 18 sanayi kuruluşu siyah-kırmızılı kulübe destek elini uzatırsa en fazla iki yıl içerisinde kulüp üzerine kambur olarak duran borçlardan kurtulabilir.
* * *
YOKSULA YARDIM EDEMEZSİNİZ!
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ile Odunpazarı Belediyesi'nin yoksullara yardım için kurduğu aşevi hesaplarına el konuldu.
Büyükşehir Belediyesi yıllardır kurduğu 'aşevi' sayesinde yoksulların karnını doyuruyor.
Yılmaz Büyükerşen'in belediye başkanlığı döneminde açılmadı.
Bu nedenle hedef 'Yılmaz Büyükerşen'in elini kolunu bağlamaksa' yanlış.
1994 yılında yapılan mahalli seçimlerinde ilk Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı rahmetli Aydın Arat döneminde açıldı 'Büyükşehir Belediyesi Aşevi'.
Yaklaşık 26 yıldır da garip gurabaya sıcak yemek dağıtıyor.
Finansmanı nereden sağlıyor?
Bir kısmı belediye bütçesinden diğeri ise hayırseverlerin yaptıkları nakdi ve ayni yardımlarla…
Büyükşehir ve Odunpazarı Belediyeleri Ramazan ayı ve pandemi koşulları nedeniyle zor durumda olan ihtiyaç sahibi yurttaşlara yardım için bağış kampanyası başlatmışlardı.
Yasalarda 'yerel yönetimlerin Yardım Toplama Kanunu'ndan muaf olduklarına dair herhangi bir hüküm bulunmadığı' iddiasıyla bağış kampanyası genelgeyle önce durduruldu.
Ardından da belediyelerin bankalarda açtıkları dayanışma hesaplarında toplanan paralar İçişleri Bakanlığı tarafından bloke edildi.
'HERKESE SERBEST BANA YASAK'
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt konuya ilişkin, 'yoksula yardım etmek benim kanunla verilmiş hakkım ve görevim. Ama herkese serbest bir tek bana yasak. Bu saçma yasaklamanın iptali için mahkemeye başvurduk' derken, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer de 'Bir yandan 'açları da siz doyuruverin' diyen iktidar diğer yandan bunun için çaba gösteren belediyelerimize izin vermiyor. Hem de kanunları çiğneyerek yapıyor bunu. Yoksullara yardımın iktidarı muhalefeti olmaz. Şu zor dönemde fakir fukara vatandaşımıza kim ne yardım yapabiliyorsa önünü kapamak değil açmak lazım' diyerek bağış toplama kampanyasının durdurulmasına tepki gösterdiler.
KAZIM KURT DAVA AÇTI
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, yardım toplama talebine Eskişehir Valiliğinin 'ret' kararını ve bu kararına gerekçe gösterdiği İçişleri Bakanlığı'nın genelgelerinin iptali için Eskişehir İdare Mahkemesi'nde dava açtı.
Kurt, 'Yönetimimdeki bölgede yoksullara yardım götürmek benim kanuni hakkım ve görevim. Yıllardır yaptığımız bu görevi şimdi yapmam engellenmek isteniyor. Oysa bağış toplamak belediyeler için sadece bir yetki değil, aynı zamanda kanunla verilmiş bir haktır. Herkes yardım yapabilir ama CHP'li belediyeler yapamaz deniyor! Bu akıl almaz kararın iptali için mahkemeye başvurduk. Alınacak kararın tüm Türkiye'de halkçı belediyelerin fakire fukaraya yardımının önünü açacağına inanıyorum' dedi.
Bu yeni bir uygulama değil.
Belediyeler ilk kez aş evleri için yalnızca pandemi döneminde bağış toplamadı ki...
Yıllardır toplanıyor.
AK Parti 19 yıldır iktidarda.
Belediyelerin aşevleri için bağış topladıklarını yeni mi duydu?
Ankara, İstanbul belediyelerinin başkanlık koltuklarında yıllardır AK Partili belediye başkanları oturdu.
Onlarda kendi dönemlerinde 'aş evleri' için bağış toplamadılar mı?
Başta Ankara, İstanbul belediyeleri CHP'ye geçtikten sonra mı 'bağışı durdurmak' akıllarına geldi?
Belediyelerin asli görevlerinden birisi de 'muhtaçların yardıma koşmak' değil mi?
İktidar eliyle yapılacak yardımlar serbest ama belediyeler 'aşevlerine bağış toplayarak fakirlerin ve ihtiyaç sahiplerin karnını doyuramaz' denilmek mi isteniyor?
Bu yanlıştan dönülmeli.
Yoksa yarın sandık önüne geldiğinde vatandaş bunun hesabını verdikleri oylarla size sorar.
Ayrıca belediyelerin elini kolunu bu şekilde bağlamanın size yararı olmaz.
* * *
NOT: Pazartesi günkü köşe yazımla ilgili İYİ Parti İl Başkanlığından istifa eden Mehmet Ektaş telefon etti. İstifa gerekçesini anlattı. Bugünkü konular önemli olduğu için Sayın Ektaş'ın cevap hakkını yarına bıraktım.
Bir de Emine Edizgil'in 'apar topar partiye getirilerek üye yapılması' konusunu da yarınki köşe yazımda değerlendireceğim.
