2016
Kaybetme yılı…
Kazanan var mı,
Ya da varsa, kim ne kazandı bilmem, ama herkes bir şeyler kaybetti…
Astrologlara sorarsanız,
Mars'tan girip Jüpiter'e, oradan da Satürn'e giden uzun bir söylev çekebilirler…
Ben biliyorum,
Zaten her şey yıldızlar yüzünden…
Yıldızların dizilişleri, birbirlerinin yörüngelerinden çıkıp, gizli saklı başkalarının yörüngelerine sızmaları…
Yalnız başına kalan yıldızların da kendilerine tutunacak bir dal aramaları…
Bu bıkkınlık, bu bezginlik, bu boş vermişlik…
Hep yıldızların suçu…
***
2016
Ölüm yılı…
Ölmeyen varsa da,
Kafasının bir kenarına 'ölümün karakaşlı kara gözlü yüzünün' kazındığı yıl…
Bergman'ın 7. Mühür filminde ölümle satranç oynayan şövalyenin söylediği gibi,
'Kendimize bile inanmazken başkasına nasıl inanç duyabiliriz?'
***
2016
Bulantı yılı…
Kafalarımızın karışıp,
Midemizin ve aklımızın yer değiştirdiği bir yıl…
Değer yargılarımızı değiştirmeye değil, 'yok saymaya' başladığımız;
Yaşamın yerine ölümü kutsadığımız,
Aydınlığın yerine karanlığa doğru koştuğumuz, iç burkan bir yıl…
***
2016
Yenilgi yılı…
Kargaşa yılı…
Karmaşa yılı…
Gözyaşı yılı…
Minnetsizlik yılı…
Velhasıl kelam,
Bombok bir yıl 2016…
***
Peki, 2017 neme nem bir yıl olacak?
Aynı kafalar aynı omuzlar üzerinde durduğu sürece bir şey değişebilir mi sizce?