Önseçim talebiyle Ankara'da CHP Genel Merkezi'ne giden partililer, ne yazık ki istediklerini elde edemeden geri döndüler…

En azından bu satırları yazdığımız sıralarda edindiğimiz bilgi böyle…

Eskişehirli CHP'liler,

12 otobüs 2 minibüsle Ankara'ya gittiler…

Aday adaylarından hiç biri yoktu…

Odunpazarı ilçe yönetimi ile il ve Odunpazarı Kadın Kolları işin başını çekiyordu…

CHP Genel Merkezi'nin önünde bir süre bekleyen partililer, en sonunda Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl ile görüşme olanağı buldular…

Şu aşamada,

Tekin Bingöl'ün partililere yönelik neler söylediğini bilmiyoruz…

Ancak her ne söylediyse de, partilileri ikna edememiş olmalı ki, uğultular yükselmeye başlamış…

Ardından Odunpazarı İlçe Başkanı Ercan Küçükoğlu'nun söz alarak, genel merkezin Eskişehir'de önseçim kararı almamasını eleştirdiği bildiriliyor…

Sonra da Tekin Bingöl'e şunu söylediği;

'Eskişehir'de 1. sırada kontenjan adayı olarak sizin isminizin olacağı söyleniyor…'

Küçükoğlu'nun bu sözleri üzerine Bingöl'ün;

'Ben MYK toplantısında sizlerin haklarını savunmak için hazırlanıyorum, siz bana bunları söylüyorsunuz… Böyle şey olmaz…' diyerek görüşmeyi terk ettiği anlatılıyor…

Partililerin de genel merkez bahçesinde tencere tava çalarak halay çektikleri ve sonrasında otobüslere binerek Eskişehir'e doğru yola çıktıkları da aktarılan bilgiler içinde…

***

Şu saate kadar edinebildiğimiz bilgiler böyle...

Belki eksiği var, belki fazlası…

Belki yanlışı var, belki hepsi doğru…

O ortamı solumadan, orada bulunmadan, tekin Bingöl'ün tam olarak ne söylediğini, nasıl bir üslup ve yöntemle konuştuğunu, partililerin verdikleri tepkide haklı olup olmadıklarını bilemiyoruz…

Ancak bu girişimin, Eskişehir'de önseçim kararı alınmasının yolunu açacağına zaten ihtimal verilmezken, o küçücük umut ışığının da karardığını galiba söylemek zorundayız…

Belki de şunu söyleyerek bitirmek gerekiyor yazıyı;

'En kötü karar, kararsızlıktan iyidir…'

----------------------------------------------------------------------------------

DEVAMI RİZE'DE GELSİN…

Eskişehirspor'un dört hafta boyunca ardı ardına oynayacağı Gençlerbirliği, Beşiktaş, Rize ve Bursa maçlarından mutlak surette en az 6 puan alması gerektiğini düşünüyordum…

Açıkçası, bunun da çok zor olacağına inanıyordum…

Ancak daha ilk iki maçtan 6 puan çıkarmayı başardı Eskişehirspor…

Böylelikle ilerleyen günler ve haftalar için umudumuz ve heyecanımız da arttı…

Aslına bakarsanız,

Futbolun çekiciliği burada…

Ne zaman ne olacağı belli olmuyor…

Bir hafta, etmediğimiz lafı bırakmıyor, bir sonraki hafta başımızın üzerine taç yapıyoruz…

28 Şubat Cumartesi günü oynanacak Rizespor maçında alınacak üç puan, Eskişehirspor'u ateş çemberinin tamamen dışına taşıyabilir…

Ancak bu maçın bizim olduğu kadar, Rizespor için de hayati bir maç olduğunu unutmamak gerekiyor…

Hani bir laf vardır ya futbol da; 'yenemiyorsan yenilme' diye;

Eminim bu futbol mantığını en iyi bilen ve uygulayan isimlerin başında Skibbe var…

Üç puanı alamamak kadar, Rizespor'a vermemek de çok önemli değil mi?