Yahnikapan Köyüne ait merayı bir şahıs ihaleyle kiralamak istemiş. Köy Muhtarı Zeynel Sak köylünün merasını bu kişiden kurtarabilmek girişimlerde bulunmuş.
SORUNU KARACAN CÖZDÜ
İlk önce Odunpazarı Belediyesi'ne gitmiş. Başkan Kazım Kurt 'Bunu belediye olarak ben çözemem' demiş. Muhtar iktidar partisi milletvekili Harun Karacan'a gitmiş. Karacan, bu konuda Yahnikapan köylülerinin haklı olduğunu tespit ederek, sorunu çözmüş. Köylünün merasını kiralamak isteyen şahısın Ankara'da hatırlı dostları varmış. Onların yardımıyla tekrar burayı almaya kalkmış. Muhtar soluğu yine Karacan'ın yanında almış. Karacan sorunu tekrar çözerek, köylünün merasını kurtarmış. Aynı zamanda CHP İl Yönetim Kurulu Üyesi olan Sak, Karacan'a teşekkür etmiş. O'nun sayesinde bu sorunun çözüldüğünü köylüye anlatmış. Kurt Odunpazarı Belediye Başkanı seçildiğinde Yahnikapan köyüne bazı hizmetler için sözler verdi. Bu sözlerin yerine getirilmemesi nedeniyle Muhtar Zeynel Sak, Başkan Kurt ile görüştü.
İKİ BAŞLILIK YARATILDI
Kurt, Karacan ile görüştüğü için muhtarı suçlamış. Muhtar, 'Sen 'ben sizin mera sorununuzu çözemem' dedin. Ben de muhtar olarak, köylünün merasını sahip çıkmak için Harun Karacan'a gittim. O da sorunu çözdü. Sanayi Çarşısı sorunu için Çevre Şehircilik Bakanlığıyla görüşmedin mi? Belediyenin işini çözebilmek için İktidar partisi bakan ve bürokratlarıyla görüşmüyor musun? Benim Karacan'a gitmem suç oluyor da seninki olmuyor mu?' diye sert çıkmış. Kurt işi daha da ileriye götürerek; köye yapılacak hizmetlerde devletin mührünü taşıyan muhtarı devre dışı bırakmaya başladı Köyde 'Alevi dedesi' olan bir kişinin üzerinden belediye hizmetlerini götürerek, aynı zamanda CHP'nin İl Yönetim Kurulu Üyesi olan Zeynel Sak'ı yok saydı.
Hizmetlerin 'Alevi Dedesi' vasıtasıyla geldiğini, Muhtarın bunda 'hiçbir katkısının olmadığı algısı' yapılarak, köy içerisinde 'iki başlılık' yaratıldı.
LAİKLİĞİ SAVUNMUYOR MU?
CHP Laikliğin, Cumhuriyetin savunucusu değil mi? İmam aracılığıyla hizmet götürmek ile Alevi dedesi aracılığıyla hizmet götürmenin arasında bir fark var mı? Hani 'din ile devlet işleri' ayrı olmalıydı. Alevi dedesi üzerinden devletin muhtarına gider yapmanın peki anlamı ne? CHP'li bir belediyenin 'muhtarı sevmiyorum' diye ona karşı halkın dini duygularını istismar etmesi doğru mu? Harun Karacan'la görüşüp; 'köylünün mera sorununu çözdü' diye bir muhtara bu kadar tavır yapılır mı? Kurt, Karacan ile hiç mi görüşmüyor? Sanayi Çarşısı için Çevre Şehircilik Bakanlığı ile görüşen Kurt, bu muhtara nasıl kızabiliyor? CHP'li Belediye Başkanı CHP'li İl Yöneticisi olan bir muhtarı nasıl yok sayar?
/////
DOĞANÇAYIR VE NAZIM HİKMET
'1902'de doğdum/ Doğduğum şehre dönmedim bir daha/ Geriye dönmeyi sevmem/ Üç yaşımda Halep'te paşa torunluğu ettim/ On dokuzumda Moskova'da komünist Üniversite öğrenciliği/ Kırk dokuzumda yine Moskova'da Tseka-Parti konukluğu/ Ve on dördümden beri şairlik ederim/ Kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir/ Ben ayrılıkların/ Kimi insan ezbere sayar yıldızların adını/ Ben hasretlerin…' bu dizeler Büyük Şair Nazim Hikmet'e ait.
RÜZGARA KARŞI
YÜRÜYEN ADAM
1902 yılında doğan Nazım Hikmet Ran, siyasi inançları yüzünden defalarca tutuklandı. Yaşamının büyük bir bölümünü ya hapiste ya da sürgünde geçirdi. 1951 yılında Türk Vatandaşlığından çıkartıldı. 51 yıl önce 3 Haziran 1963 sabahı saat 06:30'da Moskova'da geçirdiği kalp krizi sonucunda yaşamını yitirdi. Nazım Hikmet'in cenazesi Ünlü Novodeviçi Mezarlığı'nda gömülüdür. Siyah granit mezar taşında şiirlerinden biri olan rüzgara karşı yürüyen adam figürü ebedileştirildi. Büyük Şair, 58 yıl sonra 10 Ocak 2009'da Bakanlar Kurulu kararıyla yeniden Türk vatandaşı oldu.
ANMA ETKİNLİĞİ
DÜZENLENMİYOR
Seyitgazi Doğançayır Belediyesi öncülüğünde bu şirin beldemizde Her yıl Haziran ayının ilk Cumartesi günü 'Nazım Hikmet ve Kuva-i Milliye Şehitlerimizi Anma Etkinlikleri' düzenleniyordu. Kurtuluş Savaşı'nda toplu halde şehit edilen 72 belde sakini de bu etkinlikte anılıyordu. Doğançayır belediyesi kapatılıp, mahalle olduktan sonra bu etkinlikler sona erdi. En son etkinlik 7 Haziran 2014'te yapıldı. Nazım kendini ülke ve dünya insanının mutluluğuna adadı. Mücadelesini çağının en ileri şiirleriyle dile getirdi. Bu uğurda hapishanelerde çile çekti. Yaşamının sonunda Anadolu'da bir köy mezarlığında bir çınar ağacının dibinde sonsuzluğa uyumak dileğinde bulundu.
CHP'Lİ BELEDİYELER
SAHİP ÇIKMALI
Doğançayırlılar büyük şairin bu isteğini yerine getirerek, Bir çınar ağacının dibinde ona mezar yeri hazırladı. Nazım Hikmet'in naaşının Rusya'dan Doğançayır'a getirilmesi için defalarca başvurdu. Nazım Hikmet'in temsili mezarının gerçeğe dönüşmesini beklerken Doğançayır Belediyesi kapatıldı. Şimdi bırakın mezarının nakledilmesini üç yıldır anma etkinliği yapılmıyor. Bence Eskişehir'deki CHP'li Belediyeler bu konuda harekete geçmeli. Nazım Hikmet'i yine eskisi gibi Haziran'ın ilk Cumartesi günü Doğançayır'da anılmasını sağlamalıdır.