Edebiyat çevrelerinde sanat ve şiir üzerine sohbet edilirken, kullanılan argümanlardan biri şudur;
'Şiir okudukça çoğalır…'
Bu tanımlamayı, diğer sanat eserleri için de kullanmak mümkün ise de, şiirin can suyunun 'simge' olması nedeniyle, üzerine daha çok yakışır…
Evet, 'Şiir okudukça çoğalır…'
Yani bir şiiri okuyan herkes, kendi kişiliğine, yaşam deneyimlerine, hayat görüşüne göre bir şey anlar…
Hisseder…
Çağrıştırır…
Bu hal, şair için de, okur için de bir özgürlüktür…
öööööö öööööö
Bu özgürlüğü şiir için söyleriz de, düz yazı için söylemek olanaklı mıdır?
Roman, anı, öykü, deneme için?
Sanatın ve edebiyatın tüm formları için?
Peki köşe yazısı için?
Bir köşe yazısı, okundukça çoğalır mı?
Okurun, bir köşe yazısını alıp bambaşka yerlere götürme özgürlüğü var mıdır?
Yoksa
Harfler, kelimeler ve cümlelerden oluşan bir köşe yazısı, ne söylüyorsa, o söylediğinin tek ve değişmez bir anlamı mı vardır?
İletişimin temel söylemlerinden biri şudur;
'Sizin ne söylediğinizden (ne yazdığınızdan) daha önemli olan, karşınızdakinin ne anladığıdır…'
öööööö öööööö
Bunun bana öğrettiği şey şu;
Siz 'kırmızı rengi severim' dediğinizde, bunun başka bir anlamı yoktur…
'Siyahı severim' dediğinizde de…
Eskişehir için de öyle…
Ama,
Kırmızının karşısına moru, siyahın karşısında pembeyi koyup, insanlara yalnızca bu renkleri gözlerinin önüne getirmelerini isterseniz, artık karar okurundur…
Eskişehir'in karşısına örneğin Çankırı'yı koyduğunuzda da, okurun aklında oluşan bir derecelendirme kıstası vardır…
Yazarın bunu, illa ki yazıda belirtmesi gerekmez…
İki il arasındaki farkı göstermeye çalışması da gerekmez…
Bu iki şehrin isimleri ortaya konduğunda, okurun kafasında bu iki şehir arasında bir karşılaştırma ve kıyaslama otomatik olarak gerçekleşir…
Ve öyle şeyler vardır ki,
İsimleri herhangi bir nedenle karşı karşıya getirdiğinizde, bazen bunun kasıtlı bir üstünlük kurma gayreti olduğu düşünülür…
öööööö öööööö
Bunları şunun için yazdım...
Geçtiğimiz Cumartesi günü bu köşede, 'Yerel seçim mi dediniz?' isimli bir yazı yayınlandı…
Yerel seçimler için muhtemel aday adaylarının isimleri geçiyordu yazıda…
Yazının asıl amacı,
CHP adaylarının neredeyse yüzde 99 belli olduğu,
AK Parti içinse belirsizlik nedeniyle, aday belirleme sürecinin CHP'ye oranla çok daha karmaşık ve yorucu olacağını vurgulamaktı…
Bu niyetle, CHP'nin muhtemel adayları ile AK Parti'de gündeme gelen isimler geçti yazının içinde…
2Eylül'den Hakkı Kutlu, benim bu isimleri AK Parti adaylarını küçümsemeye çalıştığım için kullandığımı düşünmüş…
Hakkı Kutlu'nun anlamadığı ya da anlamak istemediği şey şu;
Ben CHP'nin şu anki belediye başkanlarının isimlerini yan yana,
Karşılarına da AK Parti'nin muhtemel adaylarının isimlerini yan yana yazdım…
Bu iki grup isim arasındaki 'özgül ağırlık' algısı bana değil, okuyana aittir…
Aynı şekilde Hakkı Kutlu'ya aittir…
Yoksa bu köşede, yazı yoluyla benim herhangi bir kişiyi küçümsemeye çalışmam, moda deyimle, 'haddim ve hakkım' değildir…
Ancak bu isimler karşı karşıya geldiğinde insanlar ne düşünürler bilemem…
öööööö öööööö
Bilmem anlatabildim mi?