Eskişehir'de hak ve emek mücadelesi verenlerin, ya da hak beklentisi olanların iyi bildiği bir isimdir 'Ali Paşa Şanlı'.

Bir öğretmen. Eğitim-Sen Eskişehir Şubesi eski başkanı ve KESK'te MYK üyesiydi.

Gezi Parkı eylemleri sırasında Ali İsmail Korkmaz'ın öldürülme görüntülerinin günler sonra bulunmasına karşın; Ali Paşa'nın görüntüleri, anında medyaya servis edilmişti.

Protesto gösterilerinde yılmadan usanmadan konuşmalar yapan, cesur bir emekçi kendisi. HDP'nin oyu olmadığı için seçime bile girmekten çekindiği Eskişehir'de KCK üyesi olmakla suçlanmıştı.

Hak ve emek söylemleriyle cesurca ortaya çıkanlardan iktidarlar korkar, pasifize etmek için her yolu dener. Mahkemesi devam ederken Milli Eğitim müfettişleri il dışı tayinine karar vermiş, Konya'da bir İmam Hatip Lisesine tayin edilmişti.

'Sürgün'dü yani…!

***

28 Şubat 2015'te yapılan 'İç Güvenlik Yasası'nı protesto gösterilerine Ali Paşa Şanlı'da katılmıştı. Bu gösteri sonrası, Ali Paşa Şanlı hakkında 'Cumhurbaşkanına hakaret'ten dava açıldı. İyi de, Ali Paşa'yı suçlayacak sesli, yazılı kanıt yoktu!

17 Haziran'da dava görüşüldü.

Mahkeme 'yok artık!' dedirtecek bir karara imza attı, hazırlanan bilirkişi raporunu kanıt kabul etti.

Yeminli bilirkişi bir jandarma astsubayıydı, hazırladığı raporda 'dudak hareketleri' ve 'beden dili'yle hakareti belirlemişti.

Ali Paşa Şanlı, 'beden diliyle hakaret etmek' suçunu işlemişti.

***

Ali Paşa Şanlı'nın haklı ya da haksız olması benim işim değil. Adalet onu mutlaka tespit eder. Ama şu beden dili mevzusu bana ilginç geldi.

Biz aramızda 'Bu hakaret nasıl gerçekleşebilir?' konusunu epeyi tartıştık. Hepimiz birer pandomim sanatçısına döndük. Tebessümlerimize neden olan hareketlerimiz birbiriyle örtüşmüyordu, farklılıklar oluyordu.

'Beden dilinin şive farkı da var demek ki!'

***

Dünyanın en akıllı insanını bulmak için yola çıkan bir bilge, bir köye gelir ve sorar:

'Sizin köyün en akıllı insanı kim?'

'Nasrettin Hoca.' diye cevaplar köylü.

Hoca köy meydanına çağrılır ve Bilge ile konuşmadan görüşmeye başlar.

Bilge eline aldığı değnekle yere bir daire çizer.

Hoca daireyi ikiye böler.

Bilge, bir doğru ile daireyi dörde böler.

Hoca dört parçadan birine artı işareti koyar.

Bilge iki eliyle aşağıdan yukarıya bir hareket yapar.

Hoca, aynı hareketi yukarıdan aşağıya yapar.

Bilge hayranlıkla Nasrettin Hoca'yı tebrik eder.

***

Bir şey anlamayan köylüler olan biteni Bilge'ye sorar. Bilge:

'Bu adam gerçekten dünyanın en akıllı adamı. Yere dünya çizdim. Ortasından ekvator geçer dedi. Dünyayı dörde böldüm. O dünyanın dörtte biri karadır, gerisi sudur dedi. Suyun buharlaştığını söyledim. Buharlaşmadan sonra yağmur yağar dedi.' diye açıklar.

Köylüler bu kez Nasrettin Hoca'ya sorarlar. Hoca da açıklar:

'Bu adam oburun teki. Yere bir tepsi baklava çizdi. Yarısı benim dedim. Olmaz deyip baklavayı dörde böldü. O zaman dörtte biri benim dedim. O altından verilen ateşte hafif hafif pişirilirse çok güzel olur dedi. Ben de üstüne fındık, fıstık ekilirse daha iyi olur dedim.'

***

Eğer Ali Paşa Şanlı iyi bir pandomim ustası değilse, bilirkişi onun 'ne demek istediğini' nasıl anladı diye merak etmemek mümkün değil. Ali Paşa 'dünya' derken, arkadaş 'baklava' anlamasın!

Aman Hocam;

Açıkta satılan meşrubatların daha sağlıklı olması için, ağızlarının kapatılmasının gerektiğini beden diliyle anlatma sakın!