Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu 24 Ocak 1993'te Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konulan bombanın patlaması sonucu suikasta kurban giderek yaşamını yitirmişti. O çok şey bilen bir sakıncalı piyadeydi. Çok şey bildiği, karanlığı aydınlığa kavuşturacağı için onu katlettiler. Aradan 23 yıl geçmesine rağmen, onu katledenler ve o emri verenler hala bulunamadı.

'BU CİNAYET BİZİM
UTANÇ KAYNAĞIMIZ'
Katillerin bulunamaması Türkiye adına bir utançtı. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, yeni yaptıkları Uğur Mumcu Parkı'na bombalı suikastte hurdaya dönen aracını koydurarak bu utancı gözler önüne sermeye hazırlanıyor. Konuyla ilgili muhabirimiz Güray Ateş'e konuşan Kazım Kurt, 'Burada bir anıt olacak ve özelliği de Uğur Mumcu'nun cinayeti sırasında patlatılan aracı olması. Bu aracı ibret olsun diye sergileyeceğiz. Söz konusu cinayetin hala çözülmediğini tüm dünyaya, ülkeye ve Eskişehir'e göstermek için o aracı Uğur Mumcu Parkı'na koyacağız. Bu cinayet bizim utanç kaynağımızdır ve kesinlikle sıradan değildir. Terörü araştıran, sonlandırılması için çalışan bir gazetecinin cinayetidir. Bunun hangi hükümet olursa olsun çözümü konusunda adım atılması gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle de o araç parkın içinde olsun istedik. Mumcu'nun adını taşıyacak parkın, kendisinin aydınlık ve devrimci düşüncesini yansıtacak bir yapıda olmasını istedik. Uğur Mumcu'nun eşi ile de görüştük. Güldal Mumcu'nun da katılımı ile Uğur Mumcu'nun ölüm yıldönümünde yapılacak etkinliklerden önce, 23 Ocak'ta açmayı planlıyoruz' demiş.

'EKMEK GİBİ TEMİZ
SU GİBİ AYDINDI'
Usta Gazeteci, Bedri Rahmi Eyüpoğlu, aslında Nazım Hikmet için yazdığı ve ölümünden sonra hep Uğur Mumcu için söylenen 'Yiğidim Aslanım' Türküsü'ndeki 'Ne bir haram yedin ne cana kıydın/Ekmek gibi temiz su gibi aydın/Hiç kimse duymadan hükümler giydin/Döşek diken diken yastık batıyor/ Yiğidim aslanım aman burada yatıyor' dizelerindeki gibi 'Ekmek gibi temiz su gibi aydındı' Uğur Mumcu, 'Ben, Atatürkçüyüm. Ben, Cumhuriyetçiyim. Ben, laikim. Ben, anti-emperyalistim. Ben, tam bağımsız Türkiye'den yanayım. Ben, özgürlükçüyüm. Ben, insan hakları savunucusuyum. Ben, terörün karşısındayım. Ben; yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın! Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır!'' demişti. Uğur Mumcu'nun bu çivi gibi sözleri, hep aklımızda kalmalı ve kulaklarımızda çınlamalıdır…

***

'İSTİA ETSEYDİK EKSİK DELEGEYLE
BÜYÜK KURULTAYA GİDERDİK'

1 Ocak'ta Görünüm'de CHP'de İl Kongresi sonrasında Feragat etme tartışmalarıyla ilgili 'Masum Değilsiniz Hiçbiriniz' adlı bir yazıyı kaleme almıştım.

ELEŞTİRMİŞTİM
Peki bu tartışmalar nasıl yaşanmıştı? İlk önce Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen lehine kurultay delegeliğinden feragat ettiğini söyledi. İlker Özokçu, Ataç'ın bu feragat talebini Hakime ilettiğini ama Hakimin kabul etmediğini ifade etti. CHP İl Başkanı Sinan Özkar bu konuda açıklama yaparak, 'Ataç feragat falan etmedi. Büyükerşen kurayla Kurultay Delegesi oldu' dedi. Bunun üzerine Ataç, basın toplantısı düzenleyerek, 'CHP İl Başkanı Sinan Özkar'ın 'Feragat etmedi' sözlerine 'Siz ve sizden niye kimse fedakarlık etmedi?' diye yanıt verdi. Bende CHP'ye büyük zarar veren bu tartışmalarla ilgili yazdığım yazıda seçilen kurultay delegelerini feragat etmeyerek, iki belediye başkanına kura çektirdikleri için eleştirmiştim. 'Seçim listesinde Büyükerşen ve Ataç'ı çizenler, sonrasında onları kura çekmek zorunda bırakanlar ne anlatırlarsa anlatsınlar asla masum değiller' demiştim.

YEDEĞİ YOK
CHP İl Başkanı Sinan Özkar sosyal paylaşım sitesinde bu eleştirilerime yanıt verdi. Özkar konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı; 'Sayın Aydıner, kurultay delegeliğinin yedeği yoktur. Bu nedenle boşalan sıraya ilerleme olmaz. Seçilen istifa ettiğinde eksik üye ile seçime (Büyük Kurultaya) gidilir. Yani ne Sayın Selahattin İlker Özokcu'nun ne de benim ya da bir başka arkadaşımın istifası dediğiz sonuca neden olmazdı. Selamlar.' Özkar'ın dediği gibi kurultay delegelerinin yedeği yok. Seçilen kurultay delegeleri istifa etmiş olsa bile, Büyükerşen ve Ahmet Ataç kura çekmeleri gerekiyordu. Bu konuda hukukçu kimliğiyle beni bilgilendirdiği için Sayın Özkar'a teşekkür ediyorum…

***

İNÖNÜ'DE NASREDDİN HOCA MEZARI GİBİ KAPALI PAZARYERİ
İnönü Belediyesi ilçe merkezine bir kapalı pazaryeri inşaatına başladı. Yapımı yılan hikayesine dönen pazaryeri daha tamamlanmadan faaliyete girmiş. Konuyla ilgili beni arayan İnönü Pazarcı Esnafı konuyla ilgili şu şikayetlerini dile getirdi; 'Tepesi kapalı ve yanları açık bırakılan pazaryeri Nasreddin Hoca'nın mezarı gibi. Belediyeye fahiş fiyattan tezgah parası ödüyoruz. Buna rağmen soğukta karda halkımıza hizmet etmeye çalışıyoruz. Yaklaşık 1,5 yıl oldu. Belediye daha çatının tamamını kapatamadı. Pazaryerinin yanlarınada duvarla örülmeyecekmiş. Belediye bu pazaryeri ile ilgili bir ihale açtı mı? Açtıysa bu ihaleye kimler katıldı? İhaleyi kim kazandı? Bunun belediyeye maliyeti ne oldu? Bu çalışmalar niye bir türlü tamamlanamadı?' Akşehir'de Nasreddin Hoca'nın mezarının etrafı açıktı. Sadece ön tarafından bir kapı ve kapıda kocaman bir asma kilit bulunuyordu. İnönü'deki kapalı pazaryerinin görüntüsü gerçekten Nasreddin Hoca'nın mezarını andırıyor…

**

foto şaka

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu: Utku Bey, Yılmaz Hocama söyleyin. TOBB olarak Eskişehir'e üçüncü üniversiteyi biz kuracağız.

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer: Rifat Bey siz üniversiteyi bırakın da önce söz verdiğiniz Fen Lisesi'ni yaptırın.