Nefret suçu;
'Bir kişiye veya gruba karşı
Irk, dil, din, cinsiyet, yaş, fiziksel veya zihinsel engelleri gibi ön yargı doğurabilecek nedenlerden ötürü işlenen suçlar' olarak tanımlanıyor…
'Eğer bu eylem bir defaya mahsus olarak işlenmemişse ve süreklilik arz ediyorsa, suç işleyenler nefret grubu olarak adlandırılırlar…'
Nefret suçunun internetteki tanımlamalarından biri böyle…
1980'li yıllarda önce ABD'de, ardından Avrupa'da yaygınlaşıyor ve resmileşiyor…
Zira
Hem ABD hem Avrupa, özellikle ırk, dil ve din açısından dünyanın en ayrımcı ülkeleri…
Kadının Türk toplumunda (yaygın olarak) ikinci sınıf vatandaş olarak görülmesi gibi ABD ve Avrupa ülkelerinin birçoğu da insanları ırklarına, dillerine ve dinlerine göre ayırır, ayrıştırırlar…
Resmi düzeyde, bu olumsuzluklara karşı olduklarını söyleseler de, toplumun içine girdiğinizde, genlerinde hala bu ayrımcılığın yaşıyor olduğunu görebilirsiniz…
***
Diyeceksiniz ki, bu da nereden çıktı şimdi?
'Nefret suçu…'
İşin 'suç' boyutuna girmeden, 'gazetecilik' mesleği açısından şöyle bir bakalım isterseniz…
Çünkü 'suç' kavramı hukuki bir anlam taşır ve bir şeyi 'suç' olarak tanımlamak sorumluluk getirir…
Gazetecilik özellikle de köşe yazarlığı, kapsadığı sayısız avantaja karşın, bu avantajların farklı ve kötü niyetle kullanılması durumunda bir 'kıyım' niteliğine bürünebilir…
***
Örneğin bir kişiyi yaşı nedeniyle eleştirmek, nasıl bir insanlık halidir, öfke, kin ve nefret dışında?…
Bir kişinin içinde bulunduğu yaş,
Kesinlikle o kişinin isteğine ve tercihine bağlı değildir…
Zaman,
Hiçbir şeyi ve hiç kimseyi dinlemez…
Durmadan ve durmadan ilerler…
Bu konuda hiç kimsenin yapabileceği bir şey yoktur…
İşte böyle bir gerçeklik noktasında insanları ilerlemiş yaşları nedeniyle eleştirmek ve bunu 'süreklilik' arz edecek şekilde sürdürmek, bir nefret suçu işlemek değil midir?
İlla ki, bunun hukuki bir yaptırımı veya cezası olmak zorunda mıdır?
Hukuken 'suç' olmasa da,
Vicdanlarda verilmesi gereken bir hesap yok mudur?
***
Samimi bir örnek vermek istiyorum;
Babam öldüğünde 51 yaşındaydı…
Şimdi ben;
'Babam yaşasaydı 92 yaşında olacaktı, iyi ki 51 yaşında ölmüş' diye mi düşünmeliyim…
Ya da bizler,
Belli bir yaşın üzerine çıkmış herkesi, Hitler'in Yahudilere, engellilere, hastalara yaptığı gibi gettolara mı kapatmalıyız?
Onları, sırf yaşları nedeniyle, bir kenara mı ayırmalıyız?
Ya da annelerimizi, babalarımızı,
Japonların kıtlık zamanlarında yaptıkları gibi,
Sırtımıza yükleyip filler mezarlığında ölmeye mi terk etmeliyiz?
Bunları yapabilmek için onlardan nefret etmemiz gerekir…
***
Onlar gençleşmeyecek ama bizler yaşlanacağız…
Bilmem anlatabildim mi?