Eskişehir'de gazetecilik yaptığım 10 yılı aşkın zaman içinde, defalarca tartışma içine girdiğim gazeteciler oldu, köşe yazarları oldu…
Ben onları eleştirdim, onlar da beni…
Zaman zaman aşırıya kaçmışlığımız bile olmuştur…
Ancak,
Bu tartışmaların hiç birinde bu arkadaşların çalıştığı gazeteleri, bu polemiklerin içine alet etmedim…
Gazetelerin kurumsal kimliklerine her zaman saygı duydum…
Tartışmalarımız hep belli ilke ve düşüncelerin yörüngesinde gelişti, oluştu ve bitti…
***
Özellikle son bir yıldır,
SONHABER Gazetesi,
Eskişehir'in değerli gazetelerinin bir tanesinin yönetiminin emanet edildiği kişiler tarafından sürekli 'çirkin sataşmalara' maruz kalıyor…
Bugüne kadar bu konuda, zaman zaman karşılık vermiş olsak da, genellikle susmayı, sataşmamayı, yazdıklarını, söylediklerini görmezlikten gelmeyi yeğledik…
Onların amacı,
Seviyesiz tartışma ortamları ve konuları yaratarak bir anlamda kendi reklamlarını yapmak…
Bunun çok iyi farkındayız…
Onların bu tuzağına bugüne kadar düşmedik, bundan sonra da düşmeyeceğiz…
Ancak bu demek değildir ki,
Karşılarında sessiz kalacağız…
***
BELLİ Kİ ARKADAŞ USLANMADI…
Bu gazetenin genel yayın yönetmeni olan kişi hakkında suç duyurusunda bulunduk…
Sonrasında savcı, bu arkadaşın hakkında dava açılmasına karar verdi…
Davanın ilk günü olarak da 28 Şubat 2013 tarihi verildi…
Neyse gel zaman git zaman, günler gelip geçti ve 27 Şubat 2013 tarihinde gidip savcılığa davadan vazgeçtiğimiz beyanını yaptık…
Arkadaş bu olaydan sonra biraz duruldu…
Ama görüyorum ki,
Son günlerde hem kendisi hem aynı gazetedeki bazı köşe yazarları yine SONHABER Gazetesiyle uğraşmaya başladılar…
Bu arkadaşın kendisi de,
Yaklaşık bir ay önce yazdığı bir yazıda yine hızını alamayarak, SONHABER Gazetesinin az sattığı ve çok okunmadığı şeklinde bir şeyler yazdı…
'Bir firmanın ticari itibarını küçültücü haber-yazı' gerekçesiyle tam bir dava konusu yazıydı…
Yine büyüklük bizde kalsın deyip, sesimizi çıkarmadık, görmezden geldik…
***
DÜN YİNE SONHABER'E ÇATTILAR…
Söz ettiğim gazetede bir araya gelmelerinden önce farklı gazetelerde çalışırken, köşelerinden birbirlerine bir küfür etmedikleri kalan bir köşe yazarı, köşesinde çokça atıfta bulunur bize…
Dün de boş geçmemiş sağolsun…
Bizim fırsatını bulduğumuz her an TDKB Ajansı'na yüklendiğimizi söylemiş önce…
Sonra da,
Ajansta kalan son Eskişehirli yöneticinin görevden alınmasına içerleyip ajansı karıştırmışız haberde…
Meğer bu arkadaş, istifa eden genel sekreterin istifa edeceğini biliyormuş da, 'kendisine saklıyormuş…'
Onun için de hiç şaşırmamış…
Eğer bu arkadaş gazeteciyse,
Bilip de yazmıyorsa,
Bu bizim değil onun sorunundur…
***
BUNLARIN DERDİNİ BÜTÜN ESKİŞEHİR BİLİYOR ZATEN...
Bu arkadaşların,
'Gazetecilik kisvesi altında' ne yapmaya çalıştıklarını herkes biliyor zaten…
Bütün Eskişehir farkında…
Bunların bütün dertleri
Yılmaz Büyükerşen…
Mümkünse seçime girmemesi, girerse de kaybetmesi…
Ancak bunların anlamadığı bir şey var;
Bunlar zannediyorlar ki,
Onlar yazınca Eskişehirlilerin Büyükerşen'e bakışı değişecek…
Oy verecek olanlar,
Bu gazete böyle yazıyor diye oy vermekten vazgeçecekler…
İşin daha da kötüsü,
Eskişehirlileri istedikleri gibi yönlendirebilecekleri robot kafalılardan sanıyorlar…
Biri çıkıyor köşesinde,
'Büyükerşen gibi belediye başkanlığı yapacak 5 bin kişi var Eskişehir'de' diyor…
Öbür gün çıkıyor,
'Büyükerşen Eskişehirlilerden hangi yüzle oy isteyecek' diyor, sonra da çıkıp Eskişehirlilerin kendilerine inanmalarını, güvenmelerini bekliyorlar…
Kendileri gibi 'kronik Büyükerşen düşmanı' olanların dışında hiç kimse bunlara itibar etmiyor…
***
Bu konuda yazacak çizecek daha çok şey var aslında…
Son bir anekdotla bitireyim en iyisi…
'Gezi olayları sırasında ESPARK'ın önünde, Gezi eylemcileri tarafından yakılan gazeteyi 'ak'lamaya çalışmak çok kolay olmasa gerek…'
Tıp Fakültesinde çalışan kadınlar için yazıp çizdikleri,
Parkın ortasında, çocukların gözü önünde bir sokak köpeğine ateş eden adamı savunmak için yaptıkları…
Gördünüz mü,
'Son bir anekdot' dedim ama bir çırpıda üç tane yazıverdim…
Benden onlara tavsiye,
'SONHABER'le uğraşmaya devam etsinler…'
