İlimizdeki bazı özel okullar yarı yıl tatiline bir hafta kala veya tatilin ilk günlerinde Lise ve ortaokul öğrencilerini 'Soru Kampı' adı altında Antalya yöresindeki otellere götürüyor.

ÖĞRENCİ BAŞI 500 LİRA
Çocuklar dört gece beş gün bu otellerde kalarak, öğretmenlerin nezaretinde sorular çözüyor. Ancak seyahat acentaları öğrenci başı 'KDV dahil 1000- 1100 TL para' alırken, bazı özel okul yönetimleri velilerden '1500-1600 lira ücret istedikleri' öğrenildi. Yani bu okullar 'soru kamplarını kendilerine rant olarak' görüyor. Seyahat acentaları bir öğrenciden sadece '20-30 lira kar edip, devlete vergi öderken' bazı özel okullar sadece bir çocuktan 'vergisiz şekilde 500 lira' kazanabiliyor. 200 öğrenciyi kampa götüren bir özel okul velilerin sırtından, 'devlete vergi ödemeden 100 bin lira gelir' elde ediyor. Bu konuda öğrenci velilerinden büyük şikayetler geliyor. 'Sınavlara hazırlık' adı altında yapılan bu çalışma için 'öğrenci velilerinden yüklü miktarda ücret alınması' tepkilere neden oluyor.

VELİLERE EK KÜLFET
Okul ücretlerini ödemekte zorlanan bir çok veli 'çocukları üzülmesin' diye 'ek bir külfetin altına girmek zorunda' kalıyor. Maddi imkansızlıklar nedeniyle bu kampa gidemeyen öğrenciler büyük üzüntü yaşıyor. Yarı yıl tatili öncesindeki kamplara katılmayan öğrenciler okula gelmeyerek evlerinde 'erken tatile' başlıyorlar. Matematik, Fizik, Kimya, Fen Bilgisi gibi sınavlara yönelik derslerin dışındaki branş öğretmenleri 'zorunlu müfredatlarını ve derslerini bir hafta önceden kesmek zorunda' kalıyor. Eğitimin sadece bazı derslerden test sorusu çözmekten ibaret olmadığını vurgulayan öğretmenler; 'Özel okullar bu konuda gerçekten samimiyle öğrencileri beş günlük kamplara götürmek yerine onlara hafta sonları ücretsiz kurslar açardı. Ancak asıl amaç öğrencilerin gelişimi değil de bu kamplardan para kazanmak olduğu için bunu yapmıyorlar' diye isyan etti.

VALİ'NİN BİLGİSİ DIŞINDA
'Soru Kampı' adı altındaki bu çalışmalar hafta sonları yapılabilen 'kültürel ve bilimsel amaçlı geziler ile uzaktan yakından ilgisi olmadığı gibi öğrencilerin gözünde diğer derslerin öneminin yitirilmesine de' neden oluyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 'tüm yasa ve yönetmeliklerine aykırı olan ve yarı yıl tatili öncesindeki hafta eğitim öğretimin kesintiye uğramasına yol açan' bu etkinliklere nasıl izin veriliyor? Özel öğretim kurumları bu konuda Milli Eğitim'den izin alıyorlar mı? Sayın Valimiz Özdemir Çakacak 'çocuklar eğitimden geri kalmasın' diye bir günlük kar tatili kararını verirken zorlanmadı mı? Vali'nin bu kadar hassas olduğu bir durumda özel okullar yarı yıl tatilinden bir hafta önce nasıl eğitimleri bırakabiliyor. Demek ki Vali'nin bilgisi dışında bu soru kampları gerçekleşiyor. Buna yoksa kaymakamlar mı izin veriyor? Milli Eğitim Bakanlığı'nın okulun öneminin artırılması sınav odaklı eğitim sisteminden uzaklaşılması için uğraştığı bir dönemde 'Soru Kampı' yapılmasına Valilik ve Kaymakamlıklar mutlaka el atmalıdır. Velilerin sırtından kazanılan haksız kazançlar araştırılmalıdır. Zaten eğitim, yemek ve servis paralarını alan bazı özel okullar, velilere kitapları, okul armalı polar ve tişörtleri piyasa fiyatının çok üstünde satıyor. Yani öğrencinin etinden, sütünden, yününden para kazanmayı kendilerine görev sayıyorlar. Bazı okullar eğitim ücretlerini düşük gösterip, yemek, servis, kitap ve kıyafet ücretleriyle bunu fazlasıyla telafi ediyor.

ÖZEL OKULLARDA ÖĞRETMEN SAHİPSİZ
Özel öğretim kurumları her yıl kontenjanın yüzde 3'ü oranında yoksul öğrenciyi yüzde yüz burslu (yani ücretsiz) okutmaları gerekiyor. Ancak bu yüzde 3'lük oran 'gerçek ihtiyaç sahibi öğrencilere' kullanılmıyor. Devlet okullarından 'transfer ettikleri başarılı öğrenciler, başarılı sporcular ve kurumda çalışan öğretmen ve diğer personel çocukları için' kullanılıyor. Tüm özel okullarda çalışan öğretmenlere 'eğitim yılı başında eğitim ödeneği verilmesi' gerekiyor. Çoğu okul bu ödeneği vermiyor. Bazı okullarda eğitim ödeneği parasını öğretmenlerin banka hesabını yatırıyor. Sonra onlardan geri isteniyor. İşsiz kalma korkusundan dolayı eğitimciler 'hakları olan bu paraları iade etmek zorunda' kalıyor. Peki özel okullarda büyük özveriyle çalışan pırıl pırıl genç öğretmenlerin haklarını kim savunacak? Valilik, Kaymakamlar, İl Milli Eğitim Müdürleri, İlçe Milli Eğitim Müdürleri bu emek sömürüsünün önüne geçmeli. Özel okullardaki öğretmenlerin haklarının korunmasını sağlamalı...
------------------------------
KONGRE HEYECANI BAŞLIYOR


İYİ Parti'de delege seçimleri yarın başlıyor. 18 Ocak'ta Tepebaşı, 19 Ocak'ta 'Odunpazarı İlçe delege seçimleri' yapılacak. Her iki delege seçiminde 'çarşaf liste' kullanılacak. Tepebaşı ve Odunpazarı'nda 400'er delege seçilecek. Tüm ilçelerde 'toplam 600 İl delegesi' seçilecek. İlçe kongreleri de Şubat ortasından sonra yapılacak. İl Kongresinin de Mart sonunda yapılması bekleniliyor. İYİ Parti'de İl Başkanlığı için üç isim yarışacak. Mevcut İl Başkanı Mehmet Ektaş, eski İl Başkanı Ramis Tunca, partinin kurucu yönetiminde yer alan İsmail Koca İl Başkanlığı için yarışacaklar. Delegelerde ve yönetimlerde yüzde 25 kadın kotası var. Yani 400 ilçe delegesinin 100'ü, 600 il delegesinin 150'si kadın olacak. İYİ Parti'nin Tepebaşı'nda 972, Odunpazarı'nda 1381 ve diğer ilçelerde de 350 üyelerinin olduğu belirtiliyor. Kırsal ilçelerde delege seçimleri yapılmayacak. Mevcut üyelerin oylarıyla yeni ilçe başkan ve yönetimleri belirlenecek. Cumartesi ve Pazar günü yapılacak delege seçimleri sonrasında gözler Odunpazarı ve Tepebaşı İlçe Kongrelerine çevrilecek. Bu iki kongrede çarşaf listeyle yapılacak. Kimin İl Başkanı olacağını bu kongreler belirler...
------------------------------
NOSTALJİ:

'YİĞİT EVLİYASI BİLGİLİ

ESPRİLİ HOŞGÖRÜLÜ' 'Seyit Battal Gazi gibi yiğit, Sücaaeddin Veli gibi evliyası, Edebali gibi bilgili, Nasreddin Hoca gibi esprili, Yunus Emre gibi hoşgörülü bir Eskişehir.' Kentimizi çok güzel bir şekilde tarif eden isim Tevfik Eriş'tir. Eriş bu sözleri 1998 yılında Merhum Ali Gürlü'nün yapımcılığı ve sunuculuğunu üstlendiği 'Bengi Programında' söylemiş. 'Nazmiyem', 'Kirazımın Dalları' gibi sayısız derlemeleri olan Tevfik Eriş ES TV'de 'Köşe Bucak Hikayeler' programıyla Eskişehir'in geleneklerini, değerlerini ortaya çıkarıyor. Hayatı TRT'de belgesele konu olan Eriş, Eskişehir'in 300 köyünde program gerçekleştirdi. O kadar başarılı oldu ki, çok sayıda kentte onun formatında programlar yapılmaya başlandı. Yani 'taklit edilen bir programcı olarak' öne çıkıyor. Çok sevdiği Eskişehir'i '22 yıl önce harika bir şekilde tarif ettiği için güzel insan' Tevfik Eriş'i kutluyorum. Aynı programa seslendirdiği 'Evreşe Yolları', 'Zühtü', 'Hop Taraleylim', 'Bir Of Çeksem', 'Zühre', 'Denizin Dibinde Hatçem' türküleriyle bir döneme damgasını vuran Şakir Öner Gülhan katıldı. Kentimizin yetiştirdiği değerli sanatçı Ali Gürlü'yü 'beş ay önce 22 Ağustos 2019'da kaybettik. 1947'de Mahmudiye'de doğan Ali Gürlü lise öğrenimini Eskişehir'de tamamladıktan sonra 1966'da TRT'nin açtığı stajyer sanatçı adayı sınavını kazanarak İstanbul Radyosu'nda çalışmaya başladı. TRT İstanbul Radyosu Türk Halk Müziği Sanatçısı olan Ali Gürlü birbirinden güzel seslendirdiği türkülerle Türkiye'de türkü severlerin gönlünde taht kurdu 1997'de kendi isteğiyle emekli oldu. 'Ben Gidiyorum Yoluma Ayşem', 'Çekemedim Akça Kızın Göçünü' türküleri Gürlü sayesinde dillerden düşmedi. Türküleri öksüz kalan Gürlü'ye Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun...
------------------------------
FIKRA: SEKREKTER KAFAYI YESİN
Hayli yaşlı Mrs. Johnson, meşhur bir ressama portresini yaptırmağa karar vermiş.
'Portreme elmas küpeler, pırlanta kolye, yakut ve zümrüt karışımı şık bir broş ve ona uygun bir taç eklemenizi istiyorum..' demiş..
'Fakat..' demiş ressam, 'Sizin böyle bir takı setiniz yok ki..!'
'Biliyorum..' demiş Mrs. Johnson, 'Sağlığım iyi değil.. Kocam sekreteri ile kırıştırıyor, ben ölünce herhalde onunla evlenecek.. İsteğim o şırfıntının 'Bu takıları acaba evin neresinde saklamışlar?.' diye kafayı yemesi..!'