CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu eşi Selvi hanımla birlikte Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'i evinde ziyaret etti.

“AYDINLATMAYA DEVAM EDECEK”

Kılıçdaroğlu bu ziyaret ile ilgili kendi sosyal medyasında yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı; "Eşim Selvi Hanımla birlikte, bir kenti adeta vahaya dönüştüren; Eskişehir’i Türkiye’nin gözbebeği haline getiren sosyal demokrat belediyeciliğin medarı iftiharı, bilim ve siyaset insanı Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’i evinde ziyaret ettik. Kendisini adadığı Eskişehir’e, partimize ve ülkemize yaptığı değerli çalışmalarından dolayı şükranlarımızı sunduk. Bizleri büyük bir misafirperverlikle ağırlayan Büyükerşen ailesinin değerli bireylerine teşekkür ediyoruz. Sayın Büyükerşen’in değerli çalışmaları ve tecrübeleri bizlere rehber olmaya, aydınlık yüzü ülkemizi daima aydınlatmaya devam edecektir." Büyükerşen'de bu ziyaret ile ilgili yaptığı paylaşımda şunları söyledi; "Cumhuriyet Halk Partimizin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve değerli eşi Selvi Kılıçdaroğlu’nu evimizde misafir ederek, keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Hak, hukuk ve adalet mücadelesini hiç bir zaman unutmayacağımız Kemal Bey ile eşi Selvi Hanım’a nazik ziyaretleri ile bizleri onurlandırdıkları için teşekkür ediyorum."

YÜZYILLAR GEÇSE DE ADI HEP BU ŞEHİRLE BERABER YAŞAYACAK

İki dev isim, iki dost Eskişehir’de buluştu. Kılıçdaroğlu’nun Yılmaz Hoca ile ilgili söylediklerini tüm Türkiye biliyor.  Peki bunu bilmelerine rağmen onun adaylığını ankete bağlayarak, ona saygısızlık yapanlar ne olacak? 25 yıllık Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde hayata geçirdiği projelerle Eskişehir’i tüm Türkiye’nin gıptayla baktığı bir Avrupa kentine dönüştüren Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in adı on yıllar, yüzyıllar geçse de adı hep bu şehirle beraber yaşayacak. Onu silmeye çalışanlar siyaset sahnesinden silinecektir.

***

HEP SEVGİYLE VE DOSTLUKLA ANILACAK

"Önder Baloğlu", yazma tutkusunun anlaşılmazlığını sıkça verdiği örnekle anlatır. Kendisine birçok okur sormaktadır:

"Yazıyorsun da ne oluyor sanki?"

Nedense insanlarımızın çoğu, "ya yazılmazsa neler olacağını?" hiç düşünmezler.

İstediğince yazamamak yani "yazısız kalmak" yazma tutkunları için çok zor bir durumdur.

"Ozana bağlamayı yasaklamak, ressama tuval vermemek, futbolcuyu topsuz oynatmak" neyse, "yazmasız kalmak..." da işte odur.

Ancak "özgürlük" deyince sadece "insanların başına yazma örtmeyi" anlayanlarla, tek tutkuları "para yazmak..." olanlar, "özgürce yazamadığı için yazmasız kalmanın..." nasıl bir şey olduğunu anlamazlar...

Yukarıdaki satırlar geçtiğimiz Cuma günü yitirdiğimiz İbrahim Gerede’ye ait. Sakarya Gazetesi’nden ayrıldıktan 36 gün sonra Sonhaber’deki ilk yazısında bu ifadeleri kullanmıştı. "Sonhaber'den Sevgilerle" başlıklı yazısında yazmasız kalmayı çok iyi bir dille anlatmıştı. Onunla Sakarya Gazetesi’nde birlikte çalıştım. Onun gibi değerli yazarlarla ilçeleri ve mahalleleri gezerek, buradaki yaşayanların sesi olduk. Şampiyonlar Ligi Ekibi gibiydik. Engin Bayrı, merhum Şener Yılmaz, merhum Ayhan Sayarer, merhum İbrahim Gerede, İbrahim Bilek, Gönül Öktem ve Ayhan Aydıner. Eskişehir’in tüm ilçelerine gittik. Sorun yaşayan kenar mahallelere ulaştık. Sorunların çözülmesinde rol oynadık. Sonhaber gazetesine yeni başladığımda o dönemki Genel Yayın Müdürümüz ve değerli dostum Kemal Aydoğmuş, ‘gazeteye yeni yazarlar bulalım’ dedi. Ben de “Sakarya Gazetesi’nden yeni ayrılan İbrahim Gerede’ye teklif yapalım” dedim. Daha sonra Kemal Aydoğmuş ile birlikte kendisiyle Eğit-Der lokalinde buluştuk. O güne kadar Sakarya Gazetesi dışında hiçbir yerde yazmayan Gerede bu teklifimizi memnuniyetle kabul etti. Uzun yıllar Sonhaber’de yazdı. Çok sevdiği eşi Emine Gerede 3,5 ay önce vefat etmişti. Gerede onun hasretine 3,5 ay dayanabildi. Ve sonunda sevgilisine kavuştu. Gerede her yazısının sonunda "Sevgiyle dostlukla" diye noktalardı. Eğitimci olarak, bürokrat olarak, köşe yazarı olarak, Eskişehir’de çok güzel izler bıraktı. Dürüst ve ilkeli kişiliğiyle öne çıktı. Her yazısının sonunda söylediği gibi ‘sevgiyle ve dostlukla’ anılacak.

***

NOSTALJİ

35 YIL BELEDİYE BAŞKANLIĞI YAPTI

Yıl 1989. 35 yıl önce Seyitgazi İlçesi’nde Seyyit Battalgazi Bilimsel Semineri sonrasında Belediye Başkanı Süleyman Arif Ünal, dönemin Valisi Bahaeddin Güney’e plaket takdim ediyor. Eskişehir’de yıllarca Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü yapmış olan Güven Tanyeri’de fotoğrafta yer alıyor.  Süleyman Arif Ünal 1984-2009 yılları arasında tam 25 yıl Seyitgazi Belediye Başkanlığı yapma başarısını gösterdi. Ünal,  Eskişehir’in unutulmaz Belediye Başkanları arasında yer alıyor. Anavatan Partisi iktidarı sırasında 1988’de Antalya’dan Eskişehir’e Vali olarak atanan Bahaeddin Güney ilimizde 3,5 yıl görev yaptı. Renkli kişiliğiyle Eskişehir’de iz bıraktı. 1989 yılında Beyaz Altın Lületaşı Festivali düzenledi. Eskişehir’in tanıtımında önemli çalışmalara imza attı. 20 Ekim 1991’de yapılan seçimde Anavatan Partisi iktidardan düştü. DYP-SHP Hükümeti kuruldu. İlk çıkan Valiler Kararnamesiyle 1992’nin ilk ayları merkeze alındı. Çünkü Güney, Antalya Valisi iken, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel’e Antalya içinde miting yapmasına izin vermemişti. Demirel Başbakan olunca, mitingine engel olan Güney’i merkeze alarak onu cezalandırdı. Dönemin Kültür ve Turizm İl Müdürü Güven Tanyeri’yi  9 Şubat’ta kaybettik. İyİ ve naif insan olan Tanyeri’ye Allah’tan rahmet diliyorum.

***

DÜNYA TARİHİ

CHAPLİN’DEN MODERN ZAMANLAR

Tarih 5 Şubat 1936. 81 yıl önce bugün Charlie Chaplin'in "Son sessiz” filmi Modern Zamanlar (Modern Times) gösterime girdi.  Komünizm propagandası yaptığı ileri sürüldüğü için film ABD'de gişede pek başarılı olamadı, 1,5 milyon dolara mal olan film ancak 1 milyon dolar hasılat yaptı. Aynı nedenle Almanya ve İtalya'da da yasaklandı. Avrupa'nın geri kalanında ise çok büyük başarı kazandı.

***

UNUTULMAZ REPLİKLER

“Dünyada 3 tip insan vardır. Koyun, kurt ve çoban köpeği” American Sniper / Keskin Nişancı