'Bize bırakılan yaylalarımızı gelecek nesillere bırakamamanın hüznü ve ızdırabı içindeyiz'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu
Trabzon'da katıldığı bir açılışta (27.10.2017)

***

Bu yazının tamamı ya da içinde kullanılan bazı ithamlar, okuyucunun bir kısmına 'ağır' gelebilir…
Bunu peşinen söylemeliyim…
Çünkü…
Eskişehir Alpu arasındaki alana kurulması planlanan termik santral ile ilgili hala öyle yorumlar, öyle laflar ve yazılar duyuyor ve okuyoruz ki; hayretler içinde kalmamak mümkün değil…
Kömürle çalışacak bir termik santral için hala ve hala;
'Ya ne yapalım zararlı falan ama elektriğe-enerjiye de ihtiyacımız var' gibi, düşüncesini açıkça söylemek yerine lafı eveleyip geveleyenler için söyleyecek…
Daha doğrusu söyleyecek şeyler geliyor aklıma da; yazacak bir şey bulamıyorum…
Termik santralin yapılması gerektiğini savunmaktan daha tehlikeli olan, bu lafı eveleyip geveleme hastalığıdır…
Kendisi, yakınları, ailesi, çoluğu çocuğu, torunu torbası;
Eskişehir'de yaşayan, Türkiye'de yaşayan ve dahi bu dünyada yaşayan ve yaşayacak bir kişinin termik santrale 'evet' demesi, üstelik de bunu aklı ve vicdanı ile söyleyebilmesi mümkün değildir…
Ya başka bir hesabı vardır ya da termik santral konusunda gerçekten 'cahildir…'
Oysa yapılması gereken şey çok basit…
Telefonunuz ya da bilgisayarınız üzerinden 'Termik Santral' yazarak internete girdiğinizde; bu santrallerin dünya için ne büyük bir kabus olduğunu çok kolay anlayabilirsiniz…
Google'a;
'Termik Santrallerin yararları ve zararları' diye girin;
Yararları için kaç başlık;
Zararları için ise, kaç milyon başlık açıldığını göreceksiniz…

***

Size bir örnek vermek istiyorum;
Yaklaşık 1 ay önce; Beyazaltın (Sepetçi) Köyünde/Mahallesinde, önceden planlaması, hazırlığı ve altyapısı oluşturulduktan sonra yapılan 'Bölge Halkını Bilgilendirme Toplantısı'nda, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü ya da bir yetkilisi, kendisine yöneltilen, 'Termik santralin insan sağlığına etkisi' ile ilgili bir soruya şu yanıtı veriyor;
Daha doğrusu önce bir sigara paketini kaldırıp katılımcılara gösteriyor ve diyor ki;
'Sigara içiyor musunuz?'
Sanırım, soruyu soran kişi içiyor olmalı ki, 'evet' diyor…
Yetkili devam ediyor…
'Bakın sigara içiyorsunuz işte… Bu santralin vereceği zarar da bu sigaranın verdiği zarar kadar…'
Yanıta bakar mısınız?
Peki o soruyu soran kişi sigara içiyor…
Peki ya içmeyenler…
Peki ya çocuklar…
Peki ya daha annesini emen bebekler…
Yetkili arkadaş, bu santralin etkisi altında kalan bölgede yaşayan her kişinin 'günde bir paket sigara içen insan kadar' zarar göreceğini söylüyor…
Biraz akıl, biraz mantık, biraz da vicdanla düşündüğünüzde, aklınızın alamayacağı şeyler anlatılıyor santrali aklamak için…
Aynı yetkili ekliyor;
Ki bu söylediği daha bir bomba…
'Buraya hastane de kuracağız…'

***

Ben, bu tür şeyler söyleyenlerin ya tehlikenin kesinlikle farkında olmadıklarını ya da üç beş zaman sonra Eskişehir'den tayin olup gidecek kamu görevlileri olduğunu sanıyorum…
Hadi kamu görevlileri, adı üzerinde görevleri nedeniyle böyle konuşmak zorundalar…
Peki bundan sonra da Eskişehir'de yaşayacak bizler için durum ne?
Çocuklarımız, torunlarımız için durum ne?
Çocuğunuzun veya torununuzun, doğduğu ve ilk nefesini almaya başladığı andan itibaren; 'günde bir paket sigara içiyormuş gibi' zarar görecek olmasının ne demek olduğunu anlamıyorlar mı?
Termik santral bir kabustur…
Termik santral cehennemin yeryüzündeki bir yansımasıdır…
Önce toprağımızın, sonra suyumuzun, sonra havamızın ölmesi demektir…
Elektriği/enerjiyi gerekirse para ödeyerek alabilirsiniz…
Peki,
Toprağı, suyu, havayı hangi parayla satın alabilirsiniz?
Avrupa, ABD, Japonya gibi gelişmiş ülkeler; gelişmiş ve zengin oldukları için artık elektriğe/enerjiye daha az mı ihtiyaç duyuyorlar da, termik santralden çoktan vazgeçtiler?
O ülkeler salak da, bir biz mi akıllıyız?
Yoksa yoksa,
Termik elektrik santrali teknolojisini artık satacak ülke kalmayınca, ABD almıyor, Avrupa almıyor, Japonya almıyor, pazarlayacak yeni ülkeler arıyorlar da bizi mi gözlerine kestirdiler?
Ne dersiniz?
Türkiye'nin 80 termik santral kurma planı olduğu söyleniyor…
Bu 'termik santral aşkı' durduk yere nereden çıktı, söyler misiniz?
Şu anda Türkiye'de kurulu termik santral sayısı (kesin sayıyı bilmemekle birlikte) 20'den az olduğuna eminim…

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde samimi bir itirafta bulundu, dedi ki;
'İstanbul'a ihanet ettik, bunda benim de sorumluluğum var…'
Dünkü gazetelerde Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin aynı yöndeki başka bir açıklaması vardı…
'Evet şehirlere ihanet ettik…'
İçişleri bakanı Süleyman Soylu, Trabzon'da katıldığı bir açılışta bakın ne diyor;
'Bize bırakılan yaylalarımızı gelecek nesillere bırakamamanın hüznü ve ızdırabı içindeyiz'
Evet, 2004 yılından bu tarafa Türkiye'deki belediyelerin çok büyük bir bölümünü yöneten AKP, gelinen noktada, şehirlere yaptıkları kötülüklerin farkına vardılar…
Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere Bakanlar itiraf ediyor bunu…
Ve böyle bir ortamda;
Eskişehir'in burnunun dibine termik santral kurulması için çalışmalar yapılıyor…
Ben Eskişehir'e,
Bundan daha büyük bir ihanetin yapılabileceğine inanmıyorum…

***

Gelin,
AKP'yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı,
İleride yaşayacakları yeni bir pişmanlıktan, elbirliğiyle kurtaralım…