Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan ile dün Üniversite- Eskişehir eksenindeki konularda sohbet ettim. Kendisiyle keyifli bir röportaj gerçekleştirdim. Gündoğan'ın samimi açıklamalarının yer aldığı röportajı birkaç gün içerisinde gazetemizde yayınlayacağız.


DEDİKODULARDAN YAKINDI
Gündoğan röportaj öncesinde Torba Yasada yer alan Eskişehir Teknoloji Üniversitesi ile ilgili kentte yaşanan bazı dedikodulardan yakındı. Anadolu Üniversitesi bölünerek, yeni Teknoloji Üniversitesi'nin kurulacağı dedikodularının gerçek olmadığını belirten Prof. Dr. Gündoğan; 'Yasa Meclisten geçtikten sonra Eskişehir'e sıfırdan yeni bir üniversite kurulacak. Sivas, Trabzon, Tarsus'ta aynı il içerisindeki kamu üniversitelerinden bazı fakülteler kopartılarak, yeni üniversiteler kurulacak. Bakanımız Nabi Avcı sayesinde üniversitemiz bölünmeyecek. Bu konuda Bakanımıza çok teşekkür ediyorum' dedi. Avcı sayesinde kentimizin üçüncü bir kamu üniversitesine kavuşacağını kaydeden Gündoğan, 'İstanbul, Ankara ve İzmir'den sonra Eskişehir'de bu özelliği kazanacak. Yeni üniversitelerde öğretim üyelerinin 75 yaşına kadar çalışmaları için bir düzenleme hazırlanıyor. Bu kapsamda 65 yaşında bizden emekli olan akademisyenler yeni üniversitelerde çalışabilir' dedi.


YENİ FAKÜLTELER
Yeni kurulacak Eskişehir Teknoloji Üniversitesi'nde Mühendislik, Havacılık ve Uçak Bilimleri, İşletme Fakülteleriyle Fen Bilimleri, Sosyal Bilimler, Hesaplamalı ve Uygulamalı Bilimler, Havacılık, Savunma Bilimleri ve Teknolojileri Enstitüleri yer alacak. Rektör Gündoğan, Nabi Avcı'nın Milli Eğitim Bakanlığı döneminde kente ve üniversitelerine büyük hizmetleri olduğunu belirterek; 'Yeni dönemde de aynı katkıları bizlere sunacağına inanıyorum. Avcı'nın Kültür ve Turizm Bakanlığı döneminde Eskişehir'e yeni yatırımlar gelecektir' dedi.

**

NOSTALJİ

SAKIP AĞA KOKPİTTE
Tarih: 1989. 27 yıl önce Türkiye'nin en renkli ve önde gelen işadamlarından olan merhum Sakıp Sabancı Anadolu Üniversitesi'ni ziyaret ediyor. Üniversiteyi gezen Sakıp Sabancı, Sivil Havacılık Yüksekokulu Havaalanı'nda bir eğitim uçağına biniyor. Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ile Sivil Havacılık Yüksekokulu'nun Kurucu Müdürü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli'de Sabancı ile birlikte hatıra fotoğraf çektiriyor. Sabancı Holding eski yönetim kurulu başkanı olan Sakıp Sabancı, 2004 yılında öldüğünde Amerikan iş dergisi Forbes'in milyarderler listesinde 147. sırayı almıştı. Sabancı, halka yakın tavırlarıyla Sakıp Ağa lakabını kazandı. 1976-1982 yılları arasında Akademi Başkanlığı, 1982-1994 yılları arasında Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü yapan Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen 1999'dan bugüne Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini başarıyla yürütüyor. 1987-1996 tarihleri arasında Sivil Havacılık Yüksekokulu Kurucu Müdürlüğü görevlerinde bulunan Fevzi Sürmeli 2005-2009 yılları arasında Anadolu Üniversitesi'nde rektör olarak görev yaptı.

CUMARTESİ HİKAYESİ

MESELE KUYUMCUYU BULMAK

Vaktiyle bir bilge hoca, yıllarca yanında yetiştirdiği öğrencisinin seviyesini öğrenmek ister. Onun eline çok parlak ve gizemli görüntüye sahip iri bir nesne verip: 'Oğlum' der, 'Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir.' Öğrenci elindeki ile çevresindeki esnafı gezmeye başlar.

'TEK LİRA VERİRİM'
İlk önce bir bakkal dükkanına girer ve 'Şunu kaça alırsınız?' diye sorar. Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği nesneyi eline alır; evirir çevirir; sonra: 'Buna bir tek lira veririm. Bizim çocuk oynasın' der. İkinci olarak bir manifaturacıya gider.
O da parlak bir taşa benzettiği nesneye ancak bir beş lira vermeye razı olur. Üçüncü defa bir semerciye gider: Semerci nesneye şöyle bir bakar, 'Bu der 'benim semerlere iyi süs olur. Bundan 'kaş dediğimiz süslerden yaparım. Buna bir on lira veririm.' En son olarak bir kuyumcuya gider. Kuyumcu öğrencinin elindekini görünce yerinden fırlar. 'Bu kadar değerli bir pırlantayı, mücevheri nereden buldun?' diye hayretle bağırır ve hemen ilave eder. 'Buna kaç lira istiyorsun?' Öğrenci sorar: 'Siz ne veriyorsunuz?' 'Ne istiyorsan veririm.' Öğrenci, 'Hayır veremem' diye taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya başlar: 'Ne olur bunu bana satın. Dükkanımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim.'
Öğrenci emanet olduğunu, satmaya yetkili olmadığını, ancak fiyat öğrenmesini istediklerini anlatıncaya kadar bir hayli dil döker.

ONUN DEĞERİNİ
BİLEN ANLAR
Mücevheri alıp kuyumcudan çıkan öğrencinin kafası karma karışıktır. Böylesi karışık düşünceler içinde geriye dönmeye başlar. Bir tarafta elindeki nesneye yüzünü buruşturarak 1 lira verip onu oyuncak olarak görenler, diğer tarafta da mücevher diye isimlendirip buna sahip olmak için her şeyini vermeye hazır olan ve hatta yalvaran kişiler. Bilge hocasının yanına dönen öğrenci, büyük bir şaşkınlık içinde başından geçen macerasını anlatır. Bilge sorar: 'Bu karşılaştığın durumları izah edebilir misin?' Öğrenci: 'Çok şaşkınım efendim, ne diyeceğimi bilemiyorum, kafam karmakarışık' diye cevap verir. Bilge hoca çok kısa cevap verir: 'Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bilen anlar ve onun değeri bilenin yanında kıymetlidir.' Her insanın hayatında varlığını ve değerini bilen, hisseden, fark eden kuyumcular mutlaka vardır.
Mesele kuyumcuyu bulmaktadır...

foto şaka

Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı: Vali Bey, siz bana 'yüreğinizi rahat tutun. Takımı küme düşürmeyiz' dememiş miydin?
Vali Güngör Azim Tuna: Sayın Bakanım ben futboldan falan anlamam. Hoşcan 'bu takım düşmez' demişti. Ben de onan inandım.
AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü: Vali bey ben size aylar önce bu takım küme düştü dememiş miydim? Siz, beni değil de sakalları olduğu için Hoşcan'ı dinlediniz.