Terör belasına verdiğimiz canlara üzgünüm,
Ağlayan anaların gözyaşlarına, küçücük daha ölüm nedir bilmeyen çocukların yetimliğine, kızlarımızın, kadınlarımızın genç yaşta yitip giden geleceklerine üzgünüm.
Daha ne denir bilmem ama üzgünüm. Rabbim Çanakkale'de, Malazgirt'te, Kudüs'te bizi birleştiren ruhun inşası için bizim içimizden birilerini vesile kılsın da bu kan dursun artık.
Çok üzgünüm.

MENZİL TAŞI
Ok atmak, Yüzmek, Binicilik, Güreş, Kılıç bütün bu sporlar tarihi çok gerilere dayanan ata sporlarımızdır. Aslında bu bahsettiğim sporlar o dönemlerin hayatta kalma becerileriydi. Günümüzde spor olarak yapılıyor.
Okçuluk peygamber sünnetidir. Hz. Muhammed (SAV) atıcılığı övmüş ve bizlere bu konuda talim yapmamızı önermiştir. Bu nedenledir ki Okçuluk sporu Türkler için ayrı bir önem arz etmiştir.
Günümüzde yapılan Okçuluk sporu her ne kadar spor gibi görünse de bir nevi talimdir. Bunun yanında atıcılık sporları da bir o kadar talim sporudur.
Savaşlarda oku uzağa atmak elzemdi. Çünkü düşmanın menzilinden uzak olmak hayatta kalmak demekti. Bu sebepten olacak ki okçuluk ta bir kaide vardır 'yayı ne kadar geriye çekerseniz oku o kadar uzağa menzil taşının yakınına atabilirsiniz' bu da sizin başarınızı gösterir.
Hayatta böyledir bence. Geçmişimiz 'yay' geleceğimiz 'ok' olsun. Geçmişinize, tarihinize ne kadar geriye bakarsanız, geleceğe de öyle yön verirsiniz. Okçulukla, hayat arasındaki benzerlik aslında bize çok önemli bir öğretiyi beraberinde getiriyor geçmişle, geleceği ellerimizde tutmayı.
Hepimiz çocuklarımızın bir sporla uğraşmaları için çaba gösteriyoruz. Savunma sporlarına gönderiyoruz 'kendine güveni' olsun diye, spor olsun diye spor yaptırıyoruz sporun, sporcuya kazandıracağı yanları düşünmeden. Hedefi olmayan, ulaşması gereken bir 'menzil taşı' önlerine koymadan veriyoruz bir spora gitsin. Böyle olunca da menzile ulaşamayan, geleceği inşa etmekte zorlanan nesiller yetiştiriyoruz aslında bilmeden ve çok iyi niyetli.
Atalarımızın gerçek yaşamlarında 'hayatta kalmak' için yaptıkları işleri şimdi biz spor olsun diye yapıyoruz.
Demem o ki okçuluk, atıcılık, binicilik, yüzme, güreş gibi sporları gerçek manalarını kavratacak, çocuklarımıza geçmişi ve geleceği harmanlayacak çalıştırıcılar ile çalıştırıcılar vermiyorsa kendimiz araştırarak verelim.
Spor olsun diye bile spor yaptırmanın insan fizyolojisinde faydalı olduğu bir gerçek, insanın kimyasını değiştirecek, ruhunu doyuracak olursanız gelecekte bizim yerlerimizi alacak çocuklarımızın neler yapabileceğini tasavvur etmekte çokta zorlanmıyorum. Biz yürüyorsak eminin onlar koşacaktır. Biz koşuyorsak onlar uçacaktır. Vesselam…