İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, Mayıs ayında yaşanan ölümlü iş kazalarına ilişkin raporunu açıkladı. Birkaç gündür ajanslara düşen haberlere göre mayıs ayında dokuzu çocuk, 12'si kadın ve altısı göçmen olmak üzere en az 163 işçi iş kazalarında yaşamını yitirdi. Yüzde 85'inin ulusal ve yerel basından; yüzde 15'inin ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve sendikalardan edinilen bilgilerle hazırlanan rapora göre; meslek hastalığı nedeniyle de beş işçi hayatını kaybetti. Ocak ayında en az 159, şubat ayında en az 127, mart ayında en az 114 işçi, nisan ayında en az 153 işçi ve mayıs ayında en az 163 olmak üzere; Türkiye'de 2019 yılının ilk beş ayında en az 716 işçi, geçirdikleri iş kazaları neticesinde hayata gözlerini yumdu. 163 emekçinin 126'sı ücretli (işçi ve memur), 37'si kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluştu. 12'si kadın, 151'i erkek olan emekçilerden kadın işçilerin geçirdiği kazalar tarım, kimya, eğitim, sağlık ve eğlence işkollarında yaşandı. Dördü 14 yaş ve altında olmak üzere dokuz çocuk işçi de çalışırken can verdi. Çocuklar, tarım, kimya, ağaç, metal ve taşımacılık işkollarında çalışırken iş kazası geçirdi. Yaşamını yitiren işçilerden altısı göçmenlerden oluşurken, bunların üçünün Suriyeli, ikisinin Afganistanlı, birinin Kolombiyalı olduğu tespit edildi.
Ölümler en çok tarım, inşaat, taşımacılık, madencilik, belediye/genel işler, ticaret/büro, metal, konaklama/eğlence, kimya ve sağlık işkollarında meydana geldi. Bu ay tarımda ölenlerin en az yüzde 36'sı ücretlilerden oluştu. Raporda; yüzde 64'ünü oluşturan çiftçi ölümlerinin bir kısmının başkasının tarlasını işleme ya da çobanlık vasıtasıyla ücretli olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizildi. Ölüm nedenlerinde ise trafik/servis kazası, ezilme/göçük, yüksekten düşme ve zehirlenme/boğulma öne çıktı.
Ölenlerin yüzde 3.06 sendikalı, yüzde 96.94 sendikasız olduğu belirlendi! Yıllardır bitmeyen her geçen gün maalesef ağırlaşan iş kazalarının güncel anatomisi bu şekilde! Hemen hemen her dönem olduğu gibi bu tablonun oluşmasın da ana etkenin ihmaller olduğu ifade edilecektir! Ancak şunu unutmamakta ve tekrar tekrar ifade etmekte fayda var; asıl sorun ihmaller değildir asıl sorun İhmallere yol açan, yıllardır uygulanan politikalardır. İşçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin politikaları belirleyenler, kararları sosyal tarafları görmezden gelerek alanlar, işyerlerine uygun olmadığı halde ruhsatları verenler, işyerlerini yeterince denetlemeyenler, uzmanların, hekimlerin eğitimlerine, yetersiz oldukları halde mesleki eğitimlere ilişkin yetkileri verenler bellidir. Ve önlemler alınmadığı sürece bu acı tablonun yaşanacağı ortadadır. Bu yaşananları önlemek tabii ki mümkündür ancak İşçi sağlığı ve güvenliğinde sadece yasa çıkartarak gerekenin yapılamayacağı da artık öğrenilmelidir. İşyerlerinin işverenlerden bağımsız bire bir denetlemesi gerçekleştirilmeden, taşeron sistemine gerçek manada son verilmeden ve kayıt dışı önlenmeden iş cinayetlerinin önlenmesi mümkün değildir. Çalışma hayatında kuralsızlık denetimsizlik bir an önce bitirilmeli, güvencesiz çalışma ile mücadele edilmeli ve örgütlenmenin önündeki her türlü engel kaldırılmadır. Aksi taktirde hazırlanan bu acı tablo daha ağır bir biçimde önümüze gelmeye devam edecektir!..