Zamanın birinde, bir adam, tek başına hüzünlü bir şekilde oturuyormuş. Onun hüzünlü şekilde oturduğunu gören hayvanlar ona yaklaşıp şöyle demişler:
'Seni böyle hüzünlü görmek hoşumuza gitmiyor. Ne istiyorsan onu getireceğiz.'
Adam: 'iyi görebilmek istiyorum' demiş.
Akbaba buna karşılık olarak 'Benim yeteneğimi alabilirsin' demiş.
Adam: 'Güçlü olmak istiyorum' demiş.
Jaguar buna karşılık olarak 'Benim gibi güçlü olacaksın' demiş.
Daha sonra adam 'dünyanın gizemlerini öğrenmek istiyorum,' demiş.
Yılan, 'sana onları göstereceğim' diye yanıt vermiş.
Öbür hayvanlarla da bu böyle devam etmiş. Adam onların verebileceği bütün hediyelere sahip olduktan sonra oradan uzaklaşmış. Sonrasında geyik, öbür hayvanlara 'Adam artık birçok şeyi biliyor ve birçok şeyi yapabilecek kabiliyette, ihtiyaç duyduğu her şeye sahip! Şimdi hüznü son bulacaktır.' demiş.
Baykuş 'hayır' diye yanıtlamış. 'Adamın içinde bir delik gördüm. Asla doyuramayacağı bir açlık kadar derin. Bu onu, hüzünlü olmaya ve sürekli istemeye yöneltmektedir. Almaya ve toplamaya devam edecektir.
Günün birinde dünya şunu söyleyene kadar 'Tükendim, sana verecek bir şeyim kalmadı'.
…………………………..
Dünya ekosistem sağlığına baktığımızda son elli yılda en az yüzde otuzluk bir azalış var. Bu kapsamda son elli yılda doğal ormanların alanı yaklaşık yüzde yirmi oranında, doğal su ekosistem endeksi yüzde elli oranında, deniz ekosistem endeksi en az yüzde kırk oranında azalmış. Diğer yandan yüzde otuzu Afrika'da, yüzde yirmibeşi Asya'da olmak kaydıyla dünyadaki verimli topraklar son kırk yılda yüzde 25 oranında azalmış. Yani özetle gezegenimiz bizim için yaşanabilir kılan oksijen kaynaklarımız, sularımız ve tarım alanlarımız artan dünya nüfusuna karşı dramatik şekilde azalmış. Bu azalışın önümüzdeki yıllarda artan azalış yönünde olması bekleniyor.
Meşhur Kızılderili liderinin sözünü birçoğumuz biliyordur.
'Son nehir kurulduğunda, son balık tutulduğunda, son ağaç kesildiğinde beyaz insan paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak'. Bence Kızılderili lideri yanılmış. Dünyanın pek yerinde son nehir kurumuş, son balık tutulmuş, son ağaç kesilmiş olmasına karşın, beyaz insan paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayamamış.
Tam da bu yüzden Dünya biz insanlar için her geçen gün biraz daha yaşanmaz hale geliyor. Her yıl milyonlarca insan temiz su kaynaklarına ya da yeterli gıdaya erişmediği için hayatını kaybediyor.
Bir tarafta giderek azalan ve tahrip olan dünya kaynaklarına karşın son derece şuursuzca devam eden, tam anlamıyla alma ve tüketme arzusuyla uyuşturulmuş kitleler, diğer yanda her geçen gün sonuna yaklaşan medeniyetimiz ve yoksullaşan, yitip giden insanlık. Geçtiğimiz haftalarda bu köşede yazmış olduğum George Carlin'in Zamanımızın Paradoksu'ndaki sözleri zamanımızı çok iyi anlatıyor.
'Daha yüksek binalarımız, ama daha kısa sabrımız; daha geniş oto yollarımız, ama daha dar bakış açılarımız var.Daha çok harcıyoruz, ama daha az şeye sahibiz; daha fazla satın alıyoruz, ama daha az hoşnut kalıyoruz. Daha büyük evlerimiz, ama daha küçük ailelerimiz; daha çok ev gereçleri, ama daha az zamanımız var. Daha çok eğitimimiz, ama daha az sağduyumuz; daha fazla bilgimiz, ama daha az bilgeliğimiz var. Daha çok uzmanımız, ama yine de daha çok sorunumuz; daha çok ilacımız, ama daha az sağlığımız var.
Çok fazla alkol ve sigara tüketiyoruz, çok savurganca para harcıyor; çok az gülüyoruz, çok hızlı araba kullanıyor, çok çabuk kızıyor; çok geç saatlere kadar oturuyor, çok yorgun kalkıyor; çok az okuyor, çok fazla TV izliyoruz ve çok ender şükrediyoruz. Mal varlıklarımızı çoğalttık, ama değerlerimizi azalttık.
Çok konuşuyoruz, çok az seviyoruz ve çok sık nefret ediyoruz. Geçimimizi sağlamayı öğrendik, ama yaşam kurmayı öğrenemedik.
Yaşamımıza yıllar kattık, ama yıllara yaşam katamadık.
Dış Uzayı fethettik, ama iç dünyamızı edemedik.
Daha büyük işler yaptık, ama daha iyi işler yapamadık. Havayı temizledik, ama ruhumuzu kirlettik.
Atoma hükmettik, ama önyargılarımıza edemedik'.
………………………………
Zaman artık, hızlı hazırlanan ve yavaş sindirilen yiyeceklerin, büyük adamlar ve küçük karakterlerin, yüksek karlar ve sığ ilişkilerin zamanıdır. Günümüz artık, iki maaşın girdiği ama boşanmaların daha çok olduğu, daha süslü evler ama dağılmış yuvaların olduğu günlerdir. Bugünler, hızlı seyahatler, kullanılıp atılan çocuk bezleri, yok edilen ahlakî değerler, bir gecelik ilişkiler, obez bedenler ve neşelendirmekten sakinleştirmeye hatta öldürmeye kadar her şeyi yapabilen hapların olduğu günlerdir. Vitrinlerde her şeyin sergilendiği ama depolarda hiçbir şeyin olmadığı bir zamandayız.'
……………………………….
5....4....3....2....1....
Dünyada bir insan açlık ve açlıkla ilintili hastalıklar yüzünden hayatı kaybetti.
5....4....3....2....1....
Dünyada bir insan daha açlık ve açlıkla ilintili hastalıklar yüzünden hayatı kaybetti. Bundan sonra geçecek her beş saniye bir insan daha bu yüzden yaşamını yitirecek... Sizce de gerçek bir değişime ihtiyacımız yok mu?
Zaman artık hepimiz için harekete geçme zamanı. Her geçen gün çember biraz daha daralıyor.