Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 Eylül'de İstanbul Yenikapı'da düzenlenen 'Milyonlarca Nefes, Teröre Karşı Tek Ses' mitinginde '550 yerli, milli, bedeni ve kalbiyle bu ülke için çalışacak milletvekili göndermenizi istiyorum' demişti.

'BATILAŞMA SARAY'DAN GELDİ'
Cumhurbaşkanı'nın kullandığı 'Yerli Siyasetçi' ifadesi Kemal Tahir'in 1971 yılında yazdığı 'Yol Ayrımı' adlı roman kitabının 144. Sayfasında da geçiyor. Kitapta bu konuyla ilgili şu ifadeler yer alıyor; '+Yerli ne demek? Biz Yerli değil miyiz? -Su katılmamış dedim. Biz aydınlara çok su katılmıştır. Hem de cıscıvık yabancı suyu. Su katılmamış yerli olmayınca hiçbir şey olunmaz, insan bile olunmaz. Çünkü gerçekten namuslu olunamaz. Bilirsin, Batılaşmaya yöneldiğimizden bu yana, biz aydınlar halktan kopmuşuz. Çünkü bu Batılaşma, bize halktan değil, Saray'dan gelmiştir. Halktan kopmuş, halka dönebilmek umudunu kesinlikle yitirmiş Saray'dan… Saray'la en yakın çevresi vezir vüzera… Bu dönemde bizim halkımız batıya karşı batılaşmaya çalışan Osmanoğullarına rağmen Osmanlı'yı savunmuşlardır. Daha sonra batılaşmaya çalışan Türkçülere rağmen Türkçülüğü, hatta bilir bilmez batılaşmaya çabalayan Bizim Şair Mehmet Akif gibi Müslüman Doğuculara rağmen Doğuculuğu, Bugünün büsbütün çırpçıplak batılaşmacı halkçılara rağmen halkçılığı yani kendi varlıklarını savundukları gibi… İşte bu halkın içinden bizim sefil etkimizi yere çalacak, yeni bir yerli insan türü çıkacak. Ben umutluyum er geç çıkacaktır. Bunlar buradan başka bir yere sığınmayacak. Kendi halklarından başka topluluklara katılamayacaklarını kesinlikle idrak etmiş, namuslu adamlar oldukları için er geç kendiişlerini kendileri görmek için çıkacaklardır ortaya… İşte…'

OSMANLI YERLİ MİYDİ?
Yol Ayrımı kitabında 'Yerli Siyasetçi' ifadesini Eski İttihatçı Avukat Celadet beyin Serbest fırkaya üye olmasının ardından Doktor Farmason Münir bey söylüyor. Münir Bey, 'Ne Halk fırkası, ne Serbest fırka, ne de Osmanlıya geri dönmek isteyenler değil, yerli halk gelir' diyerek, o günkü siyasi oluşumları yerli olmamakla eleştiriyor. 'Yol Ayrımı' kitabı okurlarına savaştan zaferle çıkmış bir milletin demokrasi yolunda attığı bebek adımlarının izdüşümlerini anlatıyor. Kemal Tahir'in kitabında Osmanlı'ya geri dönmek isteyenlerde yerli olmamakla suçlanıyor. Bu kitabın yazılmasının üzerinden 44 yıl sonra Osmanlı hayali kurup, tekrar bunu yeniden canlandırmaya çalışan bir zihniyetin 'yerli ve milli milletvekili' istemesi Kemal Tahir'in romanıyla ilginç bir çelişki oluşturuyor. Osmanlı İmparatorluğu Fatih Sultan Mehmet'ten sonraki dönemlerinde 'Yerli veya milli miydi?' Ülkeyi yöneten Sadrazamlar, Vezirler ' Yerli miydi, milli miydi?' Osmanlı tamamen 'yerli ve milli' şekilde yönetilseydi 623 yıl üç kıtada hüküm sürer miydi?

***************

CHP'DE HER BAŞARI SONRASINDA
NEDEN KURBANLAR ARANIYOR?

CHP eski İl Yönetimi, Genel Merkez tarafından atanan geçici il yönetiminin bir kayyum olduğunu belirterek, 'İl Kongresini yapmadıkları' gerekçesiyle mahkemeye başvurmuştu. Mahkeme bu konuyla ilgili kararını 10 Aralık'ta verecek. Mahkeme eski yönetimi haklı bulursa, yeni bir kayyum daha atayacak. O Kayyum CHP'nin Eskişehir'deki İl Kongresini gerçekleştirecek. Eski İl Başkanı Ersen Yeniceli'ye bu mahkeme olayını sordum. Yeniceli, 'Genel Merkez, Eskişehir'e İl Yönetimi atamadı. Sinan Özkar başkanlığında yedi kişilik kayyum atadı. Parti tüzüğümüze göre kayyum olarak atanan yönetimin İl Kongresi yapması gerekiyordu. Ama bunu yapmadılar. Bizde konuyu Yargı'ya taşıdık. Bugün (dün) O'nun mahkemesi vardı. Biz Hakime 1 Kasım seçimlerine az bir süre kaldığını belirterek, kararın seçim sonrasına bırakılmasını istedik. Çünkü partimizin zarar görmesini istemedik. Mahkeme Hakimi de kararı 10 Aralık tarihine erteledi' dedi. 30 Mart 2014 ve 7 Haziran 2015 seçimlerinde Eskişehir'de tarihi zaferler elde eden CHP'de neden hiç sular durulmuyor? Her başarı sonrasında neden birileri hep kurbanlar arıyor? CHP'de parti içi barış ne zaman olacak? Niye yıllardır CHP'de yaşanan olaylar mahkeme salonlarına taşınıyor. Parti içerisinde neden hukuk kurulları ihlal ediliyor?

***************

BÖYLE TAŞIMALI EĞİTİM OLUR MU?

Beyazaltın, Kozlubel, Danişment, Ahiler, Yakakayı, Kızılcaören köyleri öğrencileri daha önce taşımalı olarak öğrenim gördükleri Gündüzler'de bulunan orta okul binası yıkılıp yenisi yapılacağından dolayı Sakintepe Şehit Piyade Üsteğmen Gökhan Yavuz Ortaokuluna taşımalı olarak getiriliyor. Yaklaşık 45 öğrencinin 13'ü ilkokul öğrencisi. Bu altı köyde yaşayan veliler beni aradı. Yaşanan duruma tepki gösteren veliler, 'Çocuklarımız her sabah 55-60 Km. gelip akşam aynı uzaklığı tekrar dönmektedir. Çocuklarımız kendi köylerimize daha yakın olan Sevinç Köyü, Muttalip, Takkalı (Gündoğdu), 71 Evler de bulunan okullarda değil de niçin daha uzakta bulunan Şehit Piyade Üsteğmen Gökhan Yavuz Ortaokuluna gönderiliyor? Buradaki okul müdürleri taşımalı öğrenci istememeleri nedeniyle böyle yapılıyor? Yoksa öğrenci servislerine daha fazla kazanç sağlanması için mi bu çocuklar mağdur ediliyor? Gündüzler'de bulunan ve hala eğitime devam eden binada ortaokullar sabahçı, ilkokullar öğlenci olarak eğitim öğretime devam etmektedir. Bizler küçük çocuklarımızın taşıma masraflarını kendimiz ödeyerek, Gündüzler İlkokulu'na yazdırmak istiyoruz. Bu isteklerimiz ilkokulun müdürü tarafından kabul görmemiştir. Böyle taşımalı eğitim olur mu? Vali Güngör Azim Tuna ve İl Milli Eğitim Müdürü'nden çocuklarımızın yaşadığı bu yol eziyetine son vermesini istiyoruz' dedi. Velilerimiz şikayetlerinde son derece haklı. Köylerine daha yakın okullar varken, bu çocuklar neden uzak bir okula taşınıyor? Bu taşımalı eğitimi planlayanlar çocuklara nasıl bir eziyet yaptıklarının farkında değil mi?

***************

FOTO ŞAKA

AKP Eskişehir 4. Sıra Milletvekili Adayı Yetkin Tetik: Arkadaşlar Eskişehir'de dört milletvekili çıkaracağız.
AKP eski Milletvekili Aday Adayı İbrahim Atıcı: Yetkin Bey, iyi ki beşinci sırada değilmiş. Yoksa beş milletvekili çıkaracağız derdi.
AKP Eskişehir 3. Sıra Milletvekili Adayı Emine Nur Günay: İbrahim Bey aman ses etmeyin. Kendisi milletvekili olacağına inansın ki, çalışıp, beni seçtirsin.