Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak ES TV programının konuğu oldu.
Sendikalar kendilerine acilen çeki düzen vermeli
Emekçilerin yaşadıkları olumsuzluklara dikkat çeken Atak, “Türkiye'deki birinci sorumlu elbette ki bu ekonomiyi 20 yıldır 21 yıldır yönetenlerdir. Bunu asla göz ardı edemeyiz Ve çok ciddi anlamda işin içerisinde olan emekçiler seslerini duyurmaya çalışsalar da, bu dinlenmedi, kulak ardı edildi. Ama şu da kesinlikle ikinci plana atılmamalı. Kimse kusura bakmayacak. Bizler de dahil olmak üzere bütün sendikaların, burada örgütlü olan sendikaların sorumlulukları vardır. Örgütsüz olan işçileri örgütleyemedikleri için sisteminde problem vardır. Ama sendikalar kendilerini acilen çekip düzen vermeliler.
"15 yıldır miting yapılmıyor"
Neredeyse 15 yıldır Türkiye'de bir miting yapılmış değildir ciddi anlamda. Geçen yıl 2024 yılının sonuna doğru çok ciddi baskılarla Ankara'da bir miting yapıldı. Onun dışında hiçbir mitinge imza atılmamış. Yani demokratik her ülkede biz işçiyiz. Doğal olarak Milli Savunma Bakanlığı örnek veriyorum grev hakkı olmayan, iş yerlerinden bir tanesinde çalışıyoruz. Ya da ülkede çok ciddi anlamda grev yasakları geliyor.
Grev kararları alınsa da yasaklarla karşılaşıyoruz
Grev kararı alsanız da geçmiş dönemde Paşabahçe işçilerinin Eskişehir'de kristal iş sendikasını yaşadığı durum gibi. Yani ülkenin milli güvenliğine tehdit oluşturduğu iddia ediliyor. Bu yasaklar içerisinde sendikaların zaten yapabilecekleri birkaç tane şey kalıyor. Bu da nedir? Üretimden gelen güçlerini kullanmaktır.
“5 aydır teklif gelmedi, konfederasyon sessiz”
Üretimden gelen güç de şu anda sözleşme dönemindeyiz. 5 aydır teklif gelmemiş ve bizim konfederasyonlarımızdan bir eylem kararı çıkmıyor. Biz bunu da hem federasyon hem de TÜRK-İŞ’in, HARB-İŞ’in genel anlamda ülke genelinde aldığında etkili olabileceğini düşünüyoruz artık.
“Alanlardayız ama sesimizi duyan yok”
Münferit olarak biz zaten yapıyoruz, sürekli olarak alanlardayız, Ankara'ya yürüdük. Köprübaşı'nda, Kurtuluş'ta, Ulus Anıtı'nda, Kartal Kavşağı'nda defalarca üyelerimizde Ankara'ya 10 otobüs gittik, Ankara'ya alınmadık. Yani bir sürü eylem koymaya çalışıyoruz, eylem anlatmaya çalışıyoruz.
“Sözleşme döneminde eylem yapılmayacaksa ne zaman yapılacak?”
Fakat sözleşme döneminde Türk işçisi, Türk emekçisi eylem yapmayacaksa ne zaman yapacak? Yani derdimizi ne zaman anlatacağız? Ha şöyle olmamalı, bunu da net söyleyeyim biraz önce konuştuğumuz çerçevede bu ülkeye bir sahipsizlik ya da bir ihanet, bir hainlik yapılıyorsa gerçekleri söylemeyen insanlar tarafından yapıldığını düşünüyorum. Biz bunları söylemek zorundayız. Çünkü bu vatanın, milletin faydasına olan şeyler.
“Emekçiye küçük zam çok görülüyor, teknoloji yatırımı kaçıyor”
Bugün sizi geçinmeye çalışan işçiye ufak bir zammı çok fazla görürken yarın bir gün o yüksek teknolojiye katkıda bulunacak insanlardan çok daha büyük ülkeye gelebilecek sermayeyi göz ardı etmiş oluyorsunuz.
“İşçimize güveniyoruz, yeter ki ortam sağlansın”
Biz işçimize güveniyoruz, emekçimize güveniyoruz. Biz her şeyi üretiriz. Her şeyi yaparız. Yeter ki ortam sağlansın. Yıllardır fedakarlıkla çalışıyoruz. Fedakarlıkla çalışan birçok arkadaşımızla birçok şeyi göğüslemiş durumdayız.
“F4-F16 bakımını yapan tek fabrikaya bile sahip çıkılmıyor”
Türkiye'de konuşlanmış tek olan F4-F16 bakımını yapan bir fabrikadayız ve ülke çapında bırakın dünya çapında teknisyen ve mühendis arkadaşlarımız var. Siz böyle bir fabrikaya bile sahip çıkamıyorsanız, böyle bir fabrikaya bile artık yavaş yavaş yönetilemez ya da yavaş yavaş ciddi anlamda problemler yaşayacak bir durumu getiriyorsanız varın gelin gerisini siz düşünün. Ben ne diyeyim artık yani?” dedi.