Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından geçtiğimiz yıl bir dekarı 17 lira olan su bedeli bu yıl 50 liraya çıkartıldı. Suya yapılan zamma tepki gösteren Üretici Mehmet Ali Törü, geçtiğimiz yıl 6, 7 bin lirayı ödemekte zorlanırken bu sene 24, 25 bin lira gibi bir ücreti ödemek zorunda kalacağını ifade etti. Sordukları sorulara yanıt almadıklarını belirten Törü, 'Devlet Su İşleri geçen sene 17 TL'den topladığı su bedelini bu sene 50 TL olarak belirledi. Bu suyun 17 liradan nasıl 52 liraya çıktığını soruyoruz, karşımızda bir muhatap yok. Bu parayı da bizden bir şekilde alıyorlar. Pancar paramızdan kesiyorlar, devlete verdiğimiz arpa, buğday parasından kesiyor, alıyorlar yani. Sulama Birliği'nin hiçbir hizmeti yok burada. Muttalıp bölgesinde en az 7, 8 bin dekarlık bir alanda aşmış olduğu ne bir kuyu var ne getirmiş olduğu bir avuç su var. Hiçbir hizmet yapmadan bu parayı talep ediyor. Bunu da soruyoruz, 'Neye istinaden topluyorsunuz?' diyorum. Ama cevap yok. Babadan kalma kuyular var, geçmişteki kuyuya ruhsat istiyor benden' diye konuştu.

DESTEĞİN ANLAMI KALMIYOR

Üreticiye yapılan desteklerin de aynı zamlar gibi artırılması gerektiğini söyleyen Törü, 'Geçen sene ödemiş olduğum 6, 7 bin lira parayı bu sene 24, 25 bin lira olarak ödeyeceğim. 6 bin lirayı ödeyemezken bu sene 25 bin lira ödemek zorundayım. Devlet ödeyip ödeyemeyeceğimi sormuyor. Pancar paramdan kesiyor, arpa, buğday satıyorum, oradan kesiyor. Önce devlet alacağını alıyor benden. Devlet 10 lira destek veriyor, öbür taraftan 50 lira bir şekilde alınıyor bizden bu para. Yani mazot, gübre desteği deniyor. Geçen sene 17 liraya verdiği su parasını bu sene 50 liraya çıkartıyor. O zaman bana verdiği desteği de yüzde 120 gibi aynı suya yaptığı zam gibi katlasın benim de sesim çıkmasın. Desteklerin hiçbir anlamı kalmıyor' şeklinde konuştu.

KAPALI SİSTEME GEÇİLMELİ
Eskişehir'de kapalı sisteme geçilmesi gerektiğine dikkat çeken Tepebaşı Ziraat Odası Başkanı Süleyman Buluşan, '2021 yılında DSİ'nin yapmış olduğu sulama sitemi programındaki sıkıntıları bu sene üreticimiz yaşadı. Hatta kuraklığın çok olması nedeniyle çok büyük kayıplar var. Böyle bir ortamda su fiyatı yüzde 100 artıyor. Üretici suya ücret ödemekten kaçmaz, kaçmıyor da. Bir an evvel Eskişehir'de akan bu suyu kapalı sisteme almamız lazım. Kapalı sisteme aldığımız zaman su zayiatımız ödenecek, üretici istediği kadar sulayacak. İşte bu zamanlar suyun fiyatı 50 lira değil 100 lira da olsa üreticiye koymaz. Neden şimdi 50 lira Sulama Birliği'ne ödeyecek, elektrik faturası, eğer su motorları ile suluyorsa mazot parası derken zaten 200 lirayı geçiyor. Her şeyden önemlisi suya sahip çıkmamız. Suyu boşa akıtmamamız' dedi.
ÜRETİCİ BU İŞİ BIRAKIR
'Fiyatların bu kadar yükseltilmesi üreticinin bu işi bırakmasına sebep olur' diyen Buluşan, 'Bu su zammı üreticiyi çok etkiler. Bugün nasıl gübre, mazottaki zam etkiliyorsa ki üreticinin satış fiyatı belli. Buğdayın neden fiyatı yükselmeye başladı? Üreticinin elindeki buğday bitmek üzere. Buğday için 2 bin 200 liradan fiyat açıldı, 2 bin 800 liradan satılıyor. Çok güzel bir fiyat ama verime baktığımızda verim yüzde 40, yüzde 50 düşük. Bu nedenle para kazanma şansı yok. Böyle bir ortamda üretici kazandığı parayı ilaç, gübre bütün her şeye dağıttığı vakit yetmeyecek. Bunun üzerine su ödemeleri de bu şekilde olduğunda daha da zorlanacak. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Biz buradan DSİ'ye sesleniyoruz, bu konuda 2022 yılında bizlerle beraber bir çalışma yapmasını talep ediyoruz. Biz suyun kanalda devamlı akmasını değil, ihtiyaç olduğunda akıtılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu hem israfı önler hem de üreticiyi sıkıntıya sokmaz. Fiyatların bu kadar yükseltilmesi üreticinin bu işi bırakmasına sebep olur. Bu sene önümüzdeki sezon üreticimize kanal üstündeki tarlalara ekim yaptırmamız çok zor. Veya değişik ürünlere yönelecek. Plansız bir üretim olacak' ifadelerini kullandı. MELTEM KARAKAŞ KAYA
Editör: TE Bilisim