Yerel seçimlerde çokça bahsi geçen ‘Şebek suyu içilebilir mi ?, Sebze-meyve yıkanabilir mi?, Duş alınabilir mi? gibi tartışmalara açıklık getiren Özen, “Su ciddi bir konudur. Su yaşam kaynağıdır. Suyun siyaseti olmaz” dedi.

"ŞEBEKE SUYU TÜM KRİTERLERE UYGUN"

Eskişehir’de ki şebeke suyunun Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği kriterlere uygun olduğunu ifade eden Özen, “Eski Genel Müdürlüğü 2560 sayılı kanuna tabii bir kamu kuruluşudur. Kamu da mevzuatlar ve yönetmeliklerle yönetilen bir kurumdur. Türkiye’nin 81 vilayetinde şebekeden akan suyun standardı aynıdır. Belli kriterler vardır, sağlık bakanlığı belirler ve ‘Bu kriterleri tutturarak suyu akıtmak zorundasınız’ der. Biz bu kriterlere uymakla yükümlüyüz. Aksini yaptığımız halde halka ilan etmek zorundayız. Mesela deprem zamanı kaynaklar zarar gördüğü için Malatya halkına şebeke suyunu içmeyiniz uyarısında bulunulmuştu. ESKİ’nin Eskişehir halkına sunduğu şebeke suyu da bu kriterlere uygundur. Analiz raporları yapılır, Sağlık Müdürlüğü, İl Halk Sağlığı Başkanlığı tarafından kendilerinin belirlediği periyotlarla sulardan örnek alınıp analize gönderilir. Bu iki tip analizdir; mikrobiyolojik analiz, diğeri de kimyasal analizdir. Değerlendirme sonuçlarını da kurumumuzla paylaşır. Bizim kendi laboratuarımız da var ve Uluslararası akredite laboratuarıdır. Biz ham suyu porsuktan alırız, ileri arıtma teknolojisiyle arıtıp şebeke suyuna veririz. Porsuktan belirli periyotlarla ve arıtma tesisimizin çıkışından numune alırız ve şehrin 12 farklı noktasında her gün mikrobiyolojik analiz yaparız. Her 20 günde 1’de kimyasal analiz yaparız. Bir kamu görevlisi olarak bu böyle olmasa kendim yemek yapamam, duş alamam ve içemem. Sağlığı tehdit edecek bir unsur olsa devletin kurumları da töhmet altında kalmış olur” diye konuştu. 

“LEZZETİ BOZAN ŞEY KLORDUR”

Kalabak Suyu ve şebeke suyu arasında ki lezzet farkının nedenini açıklayan Özen, “Kalabak Suyu bir kaynak suyudur. Şebeke suyu ise porsuk Barajı’ndan gelir. Murat Dağı’ndan doğar. Kaynağına gidip bakarsanız Kalabak Suyu gibidir. Porsuk Barajı şehrin yerleşim yerinden geçerek kirlenir, biz arıtarak şebeke suyuna veririz. Aralarında kalite farkı var. Kalabak Suyu’nu şebeke’ye bağlasak bile aynı lezzette olamaz çünkü klorlamak zorundasınız, Dünya Sağlık Örgütü’nün temel kuralıdır. Lezzeti bozan şey de budur. Kaynak suyu ise direkt şişelenir” diye belirtti.

Mevcut arıtma sisteminin eski olduğu ve yeni arıtma sistemiyle su daha kaliteli hale gelebilir iddialarına yanıt veren Özen, “Arıtma sistemleri suyun kalitesine göre belirlenir. A1, A2, A3 diye sıralanır. A1 kalitesindeki suyu filtreden geçirir, kloru verir şebekeye basarsınız. Bizim suyumuz A3 kalitesinde ve belirli işlemlerden geçmeli. Arıtma sistemimiz 1989 yılında faaliyete geçmiş ama ileri teknolojiyle donatılmış bir sistemdir. Bizim kullandığımız sistem evrenseldir.  Yeni arıtma diye bir şey yok. Suyun parametresine, bulanıklığına göre işlem yapılır. Bizim sistemimiz de Türkiye’de en iyi işlettiğimiz arıtma sistemlerindendir” ifadelerini kullandı.

ESKİŞEHİRLİLERE MÜJDE!

Su fiyatını belirleyen unsurlardan elektrik maliyetini düşürmek üzere 1.2 Megawatt’lık güneş santrali ihalesine çıkacaklarının müjdesini veren Özen, Sakarıbaşı’nda ki kaynak suyunun Eskişehir’e gelme projesinin de gelmiş olduğu aşamadan bahsederek, “Protokolü yaptık, planlama yapılıyor. DSİ planlama ihalesini bitirdi. Bu yıl planlama biterek, projesi yapılacak ve uygulamaya geçilecek. DSİ yapacak ve kurumumuz 30 yıl vadeli olarak borçlanmış olacak. Su daha az maliyetli ve daha lezzetli olacak. Kaynak suyu değil ama kalitesi daha iyi. Mikrobiyolojik ve kimyasal açıdan bir kirlilik yok. Sadece arsenik giderimi yapılacak. Alüminyum sülfat, aktif karbon ihtiyacı olmayacak. Sakarıbaşı’ndan gelecek su için biriktirme havuzu yapılacak. Su 365 gün buraya getirilmeyecek, tarımsal amaçlı kullanılmadığı dönemde su transferi yapılacak sadece orada maliyet çıkacak, o maliyeti de güneş enerji sitemleriyle gidereceğiz. Şehirde pompalarla su basmaya gerek kalmayacak.   Şehir içindeki elektrik maliyetlerinden kurtulacağız. Su fiyatını belirleyen ana unsur 4 tanedir: Personel giderleri, elektrik giderleri, kimyasal giderler, akaryakıt giderleri. En büyük pay elektrik yükündedir. Bu sayede su fiyatı da düşecek. Eskişehirlilere müjdem 1.2 MW güneş santrali yatırımının ihalesine çıkıyoruz. Önümüzde ki hafta ilana çıkacak. Teknik şartnameler hazır. Durultucu havuzlarımızın üzerindeki çatıları değerlendiriyoruz. Yasal mevzuatlar gereği kurum görüşlerini tamamladıktan sonra başka bir sahada güneş tarlası projemiz var. Onu da kısa sürede hayata geçireceğiz. Bu maliyetlerin azalmasıyla su fiyatları daha düşük olacak. Bizim giderlerimiz devlet tarafından denetlendir. Kanunumuz zarar etmeme üzerinedir ve zarar ettiğimizde kamu zararı olur, kişi borcu çıkar. Her şeyimiz maliyet esaslıdır” diye belirtti.

“10 YILDA 204 MİLYON 681 BİN 086 DOLAR YATIRIM YAPTIK”

Eskişehir Su ve Kanalizasyon İdaresinin yönetmeliğine göre 2014 yılında ki hizmet alanının değişmesiyle tüm Eskişehir ESKİ sorumluluk alanına girmişti. Bu 10 yıl içinde ESKİ’nin yapmış olduğu yatırımları aktaran Özen, “O dönemki sorumluluk alanı 1730 KM alandan 13.760 KM’ye çıktı. İçme suyuna, arızaya biz bakıyoruz. İşletme sahamız 8 kat arttı. Nüfusun büyük kısmı şehirde yaşıyor ama 50 kişinin yaşadığı yere de o hizmeti götürüyoruz. Her ilçede ekiplerimiz var. Eskişehir su fakiri olduğu için temiz suya ulaşmak zorlaşıyor ve maliyetleri de çok etkiliyor. Köylerin kendi suları çekilmeye ve kaynak suları bitmeye başladı. Kilometrelerce öteden su bulup hat döşüyorsunuz. Bu 10 yıl içinde Eski Genel Müdürlüğü olarak, 12 kırsal ilçeye toplamda 560 km içme suyu hattı yaptık. 190 km kanalizasyon ve yağmur suyu hattı yaptık. 44 enerji nakil hattı y6aptık. 21 arıtma tesisi yaptık. Bu fiziki yatırımlara elektrik ve personel maliyeti olmadan 51 Milyon 301 Bin 952 dolar olarak yatırım yaptık. Tepebaşı ve Odunpazarı için 653 km içme suyu hattı döşedik. 414 km kanalizasyon ve yağmur suyu hattı, 13 su deposu, 2 paket arıtma tesisi, 33 enerji nakil hattı, 114 sondaj ve kaptaj uygulaması yaptık. Toplamda 204 milyon 681 Bin 086 dolar yatırım yaptık. Kırsal ilçeler bize devrolduğunda ki tüm borçlarını ödedik” dedi.

“EN UCUZ İÇME SUYU ESKİŞEHİR’DE”

Kalabak Suyu’nun gelişimi için 33 ml 75 ml ebat olarak iki boy cam şişe üretimine başladıklarını belirten Özen, “Şu an cam şişenin pazarlama çalışmasını yapıyoruz. Kamu kurumu olduğumuz için prosedürlerle çalışıyoruz. Kar amacı gütmeden mevzuatları yerine getirdikten sonra pazarlamaya gireceğiz. Damacana su aynı şekilde devam edecek. Türkiye’nin en ucuz içme suyunu Eskişehir kullanıyor. Sokak dağıtım hizmeti bir tek bizde var. ALO Kalabak hizmeti var. Suyun litresi bizde 1,45 TL iken diğer markalarda 2,36’dan 2,89’a kadar artıyor.  Yakın zamanda da bir zam planımız yok. ‘Porsuk çayı kokuyor mu?’ iddialarına açıklama getiren Özen, “ Bizim öğrencilik yıllarımızda porsuk renk renk akardı. Yılmaz Hoca2nın tarifiyle sivrisinek larvası bile yaşamıyordu. O halden bu hale geldi. Gerçekten koksaydı 800 bin insanın yaşadığı ve bir çok turist gelen ilde porsuk kokuyor şikayeti çok gelirdi, aksi karalamak olur. Eskişehir büyük bir ivme kat etti.  Şehri kötülemek fayda getirmez. Ben bazı yakıştırmalara üzülüyorum. Birçok insan sabahın köründe, soğukta 24 saat çalışıyor.1180 personelimiz var ben onlara su savaşçıları diyorum” açıklamasında bulundu.

“SUYUN FİYATINI ŞEHRİN İMKANLARI BELİRLER”

Eskişehir’de ki şebeke suyu Türkiye’nin en pahalı suyu iddialarının da doğru olmadığını aktaran Özen, “Biz maliyet esaslı çalışıyoruz. 2022 yılı Sayıştay denetim raporu sonucu kurumun gelir gider dengesinin son yıllarda önemli ölçüde bozulduğu, 2022 yılı içinde tarifelerin güncellenmesi yoluyla alınan tedbirlerin bu durumu düzeltmek için yeterli olmadığı görülmektedir. Çünkü maliyet çok arttı. Bizim her şeyimiz döviz endeksli o nedenle doğrudan etkileniyor. Malatya’da su en ucuz çünkü elektrik gideri yok ve su verirken enerji üreterek para kazanıyor. Şehirle dağ arasındaki kot farkı nedeniyle enerji üretebiliyor ama biz porsuk çayından suyu basarak almak zorundayız. Her şehrin kendi imkanları su maliyetini belirliyor. Eskişehir’de Şubat itibariyle Türkiye’de pahalılık olarak 11’inci sıradayız. Büyükşehirler arasında da 20’inci sıradayız. Sadece 2023 yılında su ve atık su maliyeti yüzde 82 artarken hizmet bedeli yüzde 60 artmıştır. Biz maliyeti yansıtmadık. Su ve Kanalizasyon idaresi genel müdürleri arasında toplantı yapılır. Orada hepimizin dile getirdiği talebi ayrı bir enerji tarifesidir. Su tercih değil zorunluluktur. Ana girdi kalemi enerji maliyeti. Biz ayrı bir tarife uygulayın, su fiyatlarını da ona göre ayarlayalım diyoruz. Biz sanayi grubu tarifesine bağlı bu da daha pahalı enerji demek. Bu enerjiyi keyfi tüketmiyoruz” dedi.

Kaynak: Sümeyra Balcı