Eskişehir'de işçiler bir aydır grevde
Eskişehir'de işçiler bir aydır grevde
İçeriği Görüntüle

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen 2026 bütçe planlamasının Türkiye ekonomisinin kırılgan yapısını açıkça ortaya koyduğunu belirtti. Faiz yükünün yatırımın neredeyse iki katına çıkmasını eleştiren Bingöl, tarıma ayrılan payın Türkiye’nin mevcut risklerini karşılamaktan çok uzak olduğunu vurguladı. Yanlış politikaların tarımı bilinçli şekilde zayıflattığını söyleyen Bingöl, “Bugün yaşanan dışa bağımlılık bir tesadüf değil; yıllardır uygulanan yanlış tercihlerin sonucu” dedi.

POLİTİKALAR TARIMI BİTİRMEYE YÖNELİK

Bingöl, Plan ve Bütçe Komisyonununda görüşülen 2026 yılı bütçe planlamasına dikkat çekti. Faize ayrılan payın yatırımlara ayrılan rakamın neredeyse iki katı olmasını eleştiren Bingöl ayrıca, tarıma ayrılan desteklerin de çok az olduğunu söyledi. Bingöl, “Özellikle bu bütçe büyüklüğü 2026 için 18. 9 trilyon, gelirlerimiz 16. 2 trilyon, açık daha şimdiden 2. 7 trilyon. Bugüne kadar bütün bütçe büyüklüğüne baktığımız zaman gerçekleşme hep açık iki katına çıkmış. Şu an 2.7 trilyon bir açık gözüküyor bütçede ama bu 5. 4 trilyona çıkacak. Bu büyük bir açık. En büyük pay yüzde 20 civarında faize ayrılan para 2 trilyon 740 milyar. Ama yatırımlara ayrılan rakam 1trilyon 310 milyar. Türkiye çok büyük bir ülke ama buna rağmen bütün yatırımlara ayrılan para 1 trilyon 310 milyar. Yani faizin yarısından da az. Ama bizi çok ilgilendiren, tarımla ilgili, tarım Türkiye'nin en önemli gerçeğidir. Dünya Tarım Örgütü tarafından 2025 yılında tarıma destek yapan ülkelerin ayakta kalabileceği ifade edilmişti ve daha önce Türkiye, dünyada tarım açısından kendi kendisine yeten 7 ülkeden biriyken, şu an maalesef dışa bağımlı hale geldik. Dolayısıyla burada tarım örgütlerinin, tarım ve çiftçi organizasyonlarının, çiftçilerin bu konuyu Türkiye'nin gündemine getirmesi lazım. Bugüne kadar maalesef bu konuda bu örgütler üzerine düşen bir hakkını yapmadılar. Biz aslında tarımsal anlamda dışa bağımlıyız, şu an. Gerçekten fiyatlar çok yüksek. Aslında Türkiye bu konuda güzel bir planlama yapsaydı, tarımda çok ileri noktada olabilirdik. Zaten Türkiye'de tarım politikası bilinçli olarak bu noktaya getirildi. 2004 yılında Tarım Bakanı Sami Güçlü'nün bir ifadesi var. Avrupa Birliği Müktesebatı çerçevesinde tarım nüfusu o zaman yüzde 30'muş 2004 yılında. ‘Bunu yüzde 10'ların altına indirmemiz gerekiyor.’ demişti. AK Parti'nin Türkiye'de en başarılı olduğu konu bu. 2025 itibariyle baktığımız zaman, tarım nüfusu yüzde 6 ve bunu tutturdular, başarılı oldu Hükümetin politikası burada tarımı bitirmeye yönelik; hem girdi fiyatları, mazot fiyatları, gübre fiyatları çok pahalı. Çiftçi ürettiğinin emeğini karşılığını alamıyor, dolayısıyla bu fiyatlara zaten yansıyor. Eskişehir'in Alpu ilçesinde büyük oranda soğanla ilgili bir problem oldu, orada çürümeyi terk edildi. Oysa Alpu, Mahmudiye ve Çifteler bölgesinde ciddi şekilde soğan ve patates üretimi var. Özellikle soğan ve patatesin kurutularak ihraç edilmesi çok önemli ve çok da büyük para getiriyor. Buna yönelik belediyelerin de üzerine düşmesi lazım. Çiftçi zaten zor şartlarda hayatını idame ettiriyor. Böyle ürünün de eline kalması, tarlada çürümeye terk edilmesi gerçekten kabul edilemez. Ama bu desteğin yeterli olmadığını söylüyoruz. Çünkü Amerika Birleşik Devletleri yılda tarıma 100 milyar dolar bir destek veriyor. Bu Avrupa'da 60 milyar dolar. Ülkemize şu an rakamlara baktığım zaman 3 milyar doların altında bir rakamla karşı karşıya kalıyoruz. Bunu kabul edemiyoruz Burada tarım politikalarının yanlışlığını tabii ifade etmek gerekiyor, ama bence en önemli şey bir ülkede eğer adalet bozulduğu zaman ekonomi bozulur. Şu an zaten ülkede ekonomi bozulmasının temel nedeni adaletin bozulması. Ekonomi bozulduğu zaman ahlak bozulur. Türkiye'nin şu an yaşadığı sıkıntı kesinlikle budur. Bence Türkiye'de eğer bir sıçrama yapılacaksa Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden, tek adam yönetiminden bu ülke kurtulmalıdır. Türkiye'de adalet alanındaki, hukuk alanındaki ekonomi, dış politika, tarım, sanayi, bütün yaşadığım sorunların temeli bu tek adam yönetiminin oluşturduğu sonuçlardır. Öncelikle bundan bu ülkenin kurtulması lazım. Bunun için bütün partilerin siyasi münazaraları bir kenara bırakarak bu konuda bir ilkeler bazında bir birliktelik ortaya koymasına ihtiyaç var. Partilerin dünya görüşleri farklı olabilir ama ortada bir cenaze var; o cenazeyi kaldırmak gerekiyor.” ifadelerinde bulundu.

Muhabir: Ali Çalık