Son zamanlarda çiğ süt konusu, sağlık riskleri ve faydaları üzerinden yoğun bir şekilde tartışılmaya devam ediyor. Çiğ süt tüketiminin savunucuları, pastörizasyon işleminin sütün besin değerini azalttığını öne sürerek, pastörize edilmemiş sütlerin sağlık yararlarını artırdığını iddia ediyor. Ancak, uzmanlar, çiğ süt tüketiminin sağlık açısından gereksiz riskler taşıdığı konusunda hemfikir.

Peki, çiğ süt gerçekten sağlıklı mı?

Çoğu uzman, çiğ sütün daha besleyici olduğu veya sindirim sorunlarını çözdüğü gibi iddiaların bilimsel bir temele dayanmadığını belirtiyor. Bu tür iddialar, genellikle yanlış anlaşılmalara ve yanlış yorumlamalara dayalıdır. Örneğin, pastörizasyon işlemi sütteki bazı vitaminleri etkileyebilir; ancak bu kayıplar oldukça küçüktür ve süt, ısıya duyarlı besin maddelerinin önemli bir kaynağı değildir. Sütün içindeki proteinler, yağlar ve mineraller ise pastörizasyonla bozulmaz. Ayrıca, ineklerin beslenme tarzı sütün besin değerini etkileyen önemli bir faktördür.

İzmir’de bilim ve teknoloji rüzgârı İzmir’de bilim ve teknoloji rüzgârı

Çiğ sütün laktoz intoleransını azalttığına dair iddialar da yanlıştır. Laktoz intoleransı, vücudun laktaz enzimi üretme kapasitesine bağlıdır ve çiğ süt bu durumu iyileştirmez. Ayrıca, çiğ süt, probiyotik içermez, bu da onun sindirimi kolaylaştırıcı bir etkisi olduğu anlamına gelmez.

Avrupa’da yapılan bazı araştırmalar, çiğ süt tüketenlerin astım gibi hastalıklara daha az yakalandığını öne sürse de, bu bulgular çelişkili ve genellikle diğer faktörlerden kaynaklanmaktadır. Örneğin, çiğ süt tüketen kişiler genellikle daha fazla hayvan teması olan kırsal bölgelerde yaşamaktadır, bu da alerji riskinin azalmasına neden olabilir.

Sonuç olarak, çiğ süt, sağlık açısından öne çıkan büyük faydalar sunmamaktadır ve pastörizasyonun sağladığı güvenlik önlemleri, sağlık risklerinden kaçınmak adına önemlidir.

Muhabir: Eray Çankaya