Sabun, şampuan, tarak… Su sıcaklığına ince ayarı da yaparsak… Neremi neremi; gül yüzümü…Neremi neremi her yerimi…Aha! Farklı bir varoluş biçimi oluştu. Suyun enerjisi faydacılıkla şekillendi, endorfin anında arttı. Köpükler bizim ruhumuza iyi gelen mesajlar yolladı bile. Diyelim ki rengi gri olan günün sonunda bir soruna takılıp kaldınız. Ne yapardınız? Yürüyüşe çıkmak, bahçeyle uğraşmak, duş almak…Tüm bu faaliyetler kısmen ilgi çekicidir. Mesela duş; olumlu duyguların anlık aktarımını sağlayan duş, günlerce süren,beyninizi meşgul eden bir sorunun çözümünde size yardımcıolabilir. Kim bilir beki de sizin için aşırı önemli olan şeyi fark edersiniz; diyete başlamak ya da boktan bu hayatı sadece ben mi yaşıyorum falan…
Yapılan araştırmalarda yaratıcı iç görüler, entelektüel düşünceler, bazen duş alırken ortaya çıkıyor.Nörologların açıkladığına göre, sanılanın aksine aktif bir şekilde bir konu üzerinde düşünürken ya da iş yaparken beynimiz en yüksek çalışma gücüne erişmez .Tam tersine araştırmaların gösterdiği gibi beyin rahatladığında aktif hale geliyor.Yani beyin bir şey yapmadan, düşünmeden rölantide olduğunda beyinde bazı bölgeler harekete geçiyor. Bu aktivite hali hafızanın pekişmesinde rol oynuyor. Bu konumdayken bol miktarda dopaminyani motivasyon ve sakinliği sağlayan hormon salgılanıyor. Böylece beynimiz alfa dalgaları üretmeye başlar ki bu dalgalar rahatlık ve farkındalık üreten frekanslardır.
Alfa bilgiyi düzenli ve tam kullanma anlamında beynin en önemli frekansıdır. Yapılan duş ile beynimiz bu frekansa geçiş yapar, istenilen veriler bilincimize daha kolay ulaşır. Bu sayede sorunlar doğru tanımlanır. Stres, endişe gibi kavramlar şaibeli hale gelir. En büyük aydınlanmalar duşa girdiğimizde oluşuyorsa eğer negatif düşüncelerden arının.Bırakın beyniniz geri kalanı halletsin.
''EUREKA'' Arşimet'e verilen ünlü bir sözcüktür. Söylentiye göre Arşimet banyodayken bir nesnenin yoğunluğunu, o nesnenin kütlesine ve yer değiştiren suyun hacmine oranlayarak bulur.Sonra banyodan çıplak bir şekilde sokağa fırlamış ve koşarken ''Eureka!'' yani ''Buldum!'' diye bağırmıştır. Aslında önemli olan şey Arşimet'in banyo yapıyor olmasıdır. Yani buluş ortaya çıktığında o fikir üzerinde çalışmıyor olmasıdır.
Eureka sloganı birçok bilimsel çalışmalara, gündelik yaşamımızda oluşan sıkıntılı süreçlereöncü rol oynuyor, olumlu bakışın sadece zamanla değil, mekanla da ilgili bir mesele olduğunu açıkça gösteriyor.SantaBarbara'daki California Üniversitesinde psikoloji ve beyin bilimleri profesörü ve çalışmanın yazarı JonathanSchooler'in büyük buluşlar hakkındaki düşüncesi şöyledir; ''Görünen o ki; insanlar problem üzerinde sıkı bir şekilde çalışıyorken değil de önemsiz işlerle uğraşırken mesela; yürürken, duş alırken bir sorun hakkında çözüme ulaşıyor.''
Yani bilincimizin baskıladığı bir sorunu kendimizi rahat hissettiğimiz durumdadevrim niteliğinde bir çözüme ulaştırabiliriz. Yaratıcı anlayışımızın nasıl oluştuğunu kavrayabilmek elbette önemli fakat duş aldıktan sonra giyinmeye üşenip ıslak ıslak dakikalarca öyle mal mal oturduğumuz zaman dilimi var ya!..