Her şey bir reklamla başladı.Bu reklamda insanlar, coşku ve heyecanla yarattıkları bir tempoyla, içinde bulunduğu zamanın ve mekanın dışına çıkmıştı. Portal gibi parlayan bir güneşin altında okyanusun sahillerine koşmuş, özgür bırakılmış bir zihin ile çöllerde kum kayağı yapıyorlardı.
Bu reklam 2022 KATAR vizyonunu yansıtırken dünyanın en mutlu yeri imajı veriliyordu. Olağanüstü izleyici kitlesine sahip olan futbol hegemonyası, Katar'ın kültür ve turizm sektörüyle birleşmiş, reklamda uygulanan müzik ve Katar logosu da futbolseverlerin çoktan ilgi alanı olmuştu. Toplumların futbola olan sevgi ve beğeni doğrultusunda bir tatil markası oluşturan Katar, reklamı ile kişilerin beğeni seviyesini üst düzeyde tutmayı başarmıştı. Tercihleri dolaylı olarak etkileyen bu reklam, bir göstergeler sistemi olarak mesajını; sahil, güneş, paraşüt, gülümseme, özgürlük gibi değerleri görsel kodlar aracılığıyla izleyiciye sunmuştu. Diğer yandan TV kanallarında maçların canlı bağlantıları, spor bilgi yarışmaları, kupa maçı anlatımları ile reyting rekorları kırılmış, futbol konulu yiyecek ve içecek reklamlarıyla da insanların davranışları kontrol altına alınarak reklam ürünlerinin ajandaları izleyicilere dayatılmıştı.
Bu arada futbolun ticarileşme sürecinde onun en önemli bileşeni olan taraftarlarda ise ciddi bir heyecan yaşanmaktaydı. Olimpiyatlara hazırlık aşamasında otellere ve gemilere aylar öncesinden yapılan rezervasyonlar, satın alınan maç biletleri, spor kulüplerinin markalı ürünlerinin satışı ile ekonomik akış sağlanmış, devasa bacasız endüstriyel sektöre üst düzey sponsorların bulunması ile birlikte dünya rekoru kırılmıştı.
Futbolun vitrinini süsleyen diğer etken ise futbolcular…Yıldız olarak adlandırılan futbolcular transfer edilmiş, büyük paralar harcanmıştı. Hırs, rekabet gibi değerlerle eşleştirilerek hızlı oynamaya ve gol atmaya teşvik edilen futbolcular küreselcilerin en popüler gücü haline gelmişti. Ayrıca FIFA birçok aidiyet kalıbının taşıyıcılığını yaparak, holiganlar takımlarını temsil eden ölümcül direnişçiye futbolcular ise milli kahramanlara dönüşmüştü. Kulüp başkanları, menajerler ve futbolcuların para kazanma hırsıyla milyon dolarlar havada uçuşurken; vatan sevgisi, milli bilinç, biz vurgusu gibi ulusal değerlerle donanımlı genç, yaşlı, kadın, erkek, çocuk gibi geniş kitleler takımlarına destek vermek için stadyumlara koşuyordu.
Aslında tüm bunlar yaşanırken hepimiz biliriz ki futbolda bir güzellik vardır. Taraftarlar bayraklarla, tezahüratlarla birlikte hareket eder, kardeşlik vardır. Bir dayanışma ruhu ile kitleler bir arada tutularak ulusal kimlik bir mihenk taşı gibi ortaya çıkar.Ayrıca siyaset, diplomasi gibi kavramlar futbolun diğer bir mantığıdır. Futbolun politik boyutlarıyla ulusal prestij önem kazanır. Ülkenin kendine özgü kimliği diğer devletlere tanıtılır. Atılan goller ve gelen galibiyet ile takım tüm dünya çapında fenomen olur. Dünya futbolunda, kıtalar arası sosyal farklılıklar, yabancı düşmanlığı ortadan kalkar. Çok kültürlülük, dayanışma gibideğerler önem kazanır. Siyasetten ekonomiye kadar olan birçok farklı alan olumlu etkilenir.
NOT: Futbol olimpiyatlarının günlük ajandasının sıkı takipçisi olan ben; maçları hiç kaçırmadan TV'den izlerken ne öğrendim: Gol olmasa berabere biter, kırmızı kart oyundan atar, kaleci yerinde olmasaydı gol olurdu…