Belediyecilik kavramının sadece devletin yasalarından sünerek uzaklaşan ama sonra yeniden özüne yapışan bir kavram olarak kabul edilip masaya yatırılması, değişime kapalılığın ve halka ulaşamamanın ortaya çıkması şeklinde sonuçlanıyor. Belediyecilik bizde en iyi yapılan iş isim yapmak evet bu önemli bir karizma çalışması ama birinci konu değil. Birinci konu zihinlere karizma işlemekten ziyade icraat listesi ve bilinç aşılamaktır. Bunun ticaretten farklı basamakları mevcuttur. Sanat toplum için mi sanat için mi kesin söyleyemeyebilirim ancak öncelikle belediyeciliğin orkestranın kendi içim olduğuna eminim. Belediyecilikte öncelikle karizma çalışmasına önem veriliyor ancak bu itici bir başlangıç. Henüz başkan seçilen biri neler yaptık listesiyle karşımıza çıkmamalı, neler söyledik, konuştuk, ne süreçler masada ve yapılacaklar listesi daha mantıklı olacaktır. İsim yapmanın önemini markalarla örneklendirirsem eğer dünya çapında isim oluşturmada neler yaptığının değil nerede durduğunun önemli olduğunu görürüz.

SİNGER. Evet, tahmininizin aksine, Isaac SİNGER, dikiş makinesini icat eden ve dolayısıyla adını veren kişi değildir. Dikiş makinesini 1846 yılında, Boston'lu bir mucit Elias Howe icat etti. Ama icadını inovasyona dönüştürmeyi beceremeyen Howe, hem icat ettiği makinaya adını verme hem de bundan milyarlarca dolar kazanma şansını kaybetti. Bu işi başaran Singer, dünyanın her tarafında dikiş makinesi denince akla gelen marka ve isim oldu. Singer'in bunu nasıl yaptığı da sanayicilerimiz için önemli bir ipucu: Howe'un dikiş makinesi için aldığı patentten yararlanarak. İnovasyon için patentler büyük ipuçları içerir ve sürekli yeni ürün ve üretim yönetim geliştirerek rekabet gücünü korumak hedefindeki girişimcilerin kendi alanlarındaki patentleri izlemeleri ve incelemeleri büyük yarar sağlar. İcatlar ve patentler inovasyon için büyük fırsatlar içerir ama girişimciden beklenen icat yapması değil, inovasyon yapmasıdır. Çünkü ancak o zaman pazar payını ve karlılığını artırıp rekabet gücünü yükseltebilir.

Şimdi gelelim asıl konuya… Belediyecilikte inovasyon nasıl gerçekleştirilir? İstanbul Üniversitesindeki Yüksek Lisans derslerimde insan gücü planlaması, yerel yönetimler ve beyin gücü alt başlıklarında inovasyonun yerel yönetimlerde ilham olabileceği gerçeğini kuşkusuz ki gözlemledim. Ancak, Türkiye'de hiçbir belediye genç kuşaklara yönelik bilim yarışması düzenlemiş değil. Önce bu eksiklik giderilmeli ki, ardından yarım kalmış bilimsel bulgular çocuklarımız tarafından geliştirilip marka haline getirilsin.


Devamı olacak bu yazıda iki şey söyleyeceğim: birincisi Eskişehir'de belediyecilikte innovasyonu en iyi yapan Ahmet Ataç'tır. Bu dünya çapında bir olaydır. Eleştirilecek konusu birazcık da olsa ekip büyüklüğüyle ve donanımı ile ilgili olsa da onun haricinde hemen hemen her adım İngiliz Belediyeciliğin diyebileceğim ihtiyaç analizi ve halkla birebir kontak şeklinde olması sıra dışı başarıları getirme potansiyeline sahip. Belki ilk defa söylenecek bir şey diyeceğim ancak Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'in oluşturduğu halk zemininden bile daha derli toplu bir zeminle gelebileceğini görüyorum. İkincisi ise gelecek yerel seçimlerde büyük rekabet olacak. Dikkatle hazırlanan taraflar rahatlıkla görülebiliyor.