Yarın 18 Mart . Mehmetçiğin büyük destanlar yazdığı Çanakkale Zaferi'nin 94. Yıldönümü. Bu öyle bir savaştı ki, Türk ordusu sayı, mühimmat ve savaş gemisi açısından kendisinden kat ve kat bir düşman ordusunu Çanakkale'de kanı pahasına durdurdu.

'ÖLMEYİ EMREDİYORUM'
Yüzbinlerce gencimiz şehit olarak, İstanbul'un işgal edilmesini önledi. Türk Milleti'nin bir Diriliş Destanı oldu. Büyük Önder Mustafa Kemal Anafartalar' da kahraman Mehmetçiğe, 'Ben, size taarruz emretmiyorum; ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar geçebilir' sözleri bu şanlı zaferin hangi şartlar altında kazanıldığını bizlere gösteriyor. 43. Alay 1. Piyade Taburu 1. Bölük, 1915 yılı yemek listesi vatanları için canlarını hiçe sayan kahraman Mehmetçiklerin imkansızlıklar içerisinde savaştığını bizlere gösteriyor.

SABAH YARIM EKMEK,
ÖĞLEN YOK, AKŞAM YOK
43. Alay 1. Piyade Taburu 1. Bölük, 1915 yılı yemek listesi:
'-15 Haziran Sabah: Üzüm hoşafı. Öğlen: Yok. Akşam: Yağlı buğday çorbası ve ekmek.
-26 Haziran Sabah: Yok. Öğlen: Yok. Akşam: Üzüm hoşafı, ekmek.
-18 Temmuz Sabah: Üzüm hoşafı. Öğlen: Yok. Akşam: Yarım tayın ekmek.
-21 Temmuz Sabah: Yarım ekmek. Öğlen: Yok. Akşam: Şekersiz üzüm hoşafı, ekmek Yok'

İLK TEMEL ORADA ATILDI
Çanakkale Savaşları, Türk milletine Mustafa Kemal gibi askeri bir dehanın varlığını gösterdi. Çanakkale Zaferi sonrasında 'Anafartalar Kahramanı' olan Büyük Önder Mustafa Kemal, Milli Mücadeleye atıldı. Çanakkale Zaferi'nden kazandığı büyük prestij ile Kurtuluş Savaşı'nı başlattı. 1923 yılında kurulan Cumhuriyetimizin ilk temel taşları Çanakkale'de atıldı.
YİNE SAVAŞ ÇIKSIN KALDIRIRIM
18 Mart 1915'te Müttefik donanması Çanakkale Boğazı'nı geçmek için saldırıya geçti. Bu sırada Seyit Onbaşı Rumeli Mecidiye Tabyası'nda görevliydi. Türk topçusunun yoğun karşı ateşi ve daha önceden Nusret mayın gemisinin döktüğü mayınlar, bu saldırıyı püskürttü. Yapılan atışlar sebebiyle tabyada bulunan topun mermi kaldıran vinci parçalandı. Bunun üzerine Seyit Ali 275 kilogram ağırlığındaki top mermilerini sırtlayarak top kundağına yerleştirdi. Seyit Ali, ilk iki atışta Bouvet'e hafif bazı hasarlar verdiyse de, üçüncü atışında Fransız zırhlısı Bouvet'e ağır yara verdi. Atılan mermi geminin su kesiminin biraz altına isabet ederek geminin anında yan yatmasına neden oldu, daha sonra Nusret mayın gemisinin döktüğü mayınlardan birine çarptı. Bouvet de bu yaradan kısa bir süre sonra alabora olarak battı. Bu yüzden komutan ona onbaşılık görevini verdi. Çanakkale savaşından bir gün sonra Seyit Ali Onbaşı'ndan top mermisi sırtında fotoğrafı çekilmesi istendi. Ne kadar zorlasa da top mermisini kaldıramadı. Sonra Seyit Ali Onbaşı 'yine savaş çıksın yine kaldırırım' dedi. Bundan sonra ancak fotoğrafı tahta bir mermiyle çekilebildi.

DÖNMEYİ DÜŞÜNMEDİLER
O dönemde asker ihtiyacı fazla olduğu için gençlerin yaşına bakılmıyor, Tartıda 45 Kilo olan her genç Çanakkale'ye götürülüyordu. Çanakkale'de savaşmaya gelen gençler hiçbir zaman dönmeyi düşünmedi. Hepsinin amacı düşmana Çanakkale'de geçit vermemekti. Ölümü göze almış cesur kahramanlardı. Vatanları için ölmek, şehit olmak istiyorlardı. O dönemde bir hüznün hikayesinin dışa vurumu olarak ağıt şeklinde söylenen 'Hey 15'li türküsü ne yazık ki bugün oyun havası olarak algılanıyor.

TÜRKÜNÜN ÖYKÜSÜ
Hicri 1315 doğumlu Tokatlı Halil evin en küçüğüdür. Yasa gereği her evde bir erkek, ailesinin güvenliğini ve geçimini sağlamak için askere alınmayabiliyordu. Ama Halil, gönüllü olarak Çanakkale'ye gitti. Geride bıraktığı annesi Rum çeteciler tarafından öldürülür, sözlüsü Hediye' de kaçırılır. Hediye'nin bu andan itibaren hayatı kararır.
Hediye'yi uzun bir aradan sonra serbest bırakırlar. Halil'de köyüne döner. Hediye'nin başından geçenleri yanlış anlar. Ve kavuşmak ahirete kalır. Türkü bir ağızdan değil Halil ve Hediye´nin karşılıklı konuşması şeklinde söyleniyor. Ancak günümüzde ne yazık ki 'Hey 15'li' türküsünü, düğünlerde oyun havaları olarak dinliyoruz, ritim tutuyoruz.

HÜZNÜN AĞITI OLAN
TÜRKÜNÜN SÖZLERİ
'Hey onbeşli onbeşli/ Tokat yolları taşlı/ Onbeşliler gidiyor/ Kızların gözü yaşlı/ Aslan yarim kız senin adın Hediye/ Ben dolandım sen de dolan gel beriye/ Fistan aldım endazesi onyediye/ Gidiyom gidemiyom/ Az doldur içemiyom/ Sevdiğim pek gönüllü/ Koyup da gidemiyom/ Gidiyom gidemiyom/ Sevdim terkedemiyom/ Sevdiğim pek gönüllü/ Gönlünü edemiyom/ Aslan yarim kız senin adın Hediye
Ben dolandım sen de dolan gel beriye/ Fistan aldım endazesi onyediye/ Giderim ilinizden (elinizden)/ Kurtulam dilinizden/ Yeşil baş ördek olsam/ Su içmem gölünüzden/ Aslan yarim kız senin adın Hediye/ Ben dolandım sen de dolan gel beriye/ Fistan aldım endazesi onyediye.'

TÜRK MİLLETİ SİZLERİ UNUTMAYACAK
Çanakkale'de vatanları için savaşan, şehit olan, gazi olan tüm kahramanları rahmetle anıyorum. Türkiye Cumhuriyeti sizlerin sayesinde kuruldu. Türk millet sizleri asla unutmayacak. Her zaman sizleri saygıyla anacak.
-------------------------------------------------------
FOTO ŞAKA

AK Parti Tepebaşı Belediye Başkan Adayı Hasan Tuç:
Teyzeciğim eli boş gelmeyeyim diye sana çiçek getirdim
Yaşlı Teyze: Ah evladım, çiçek getireceğine; bir file dolusu domates, biber, patlıcan getirseydin çok daha hora geçerdi(!)
--------------------------------------
FIKRA
HER TARAF KAN OLUR

Adam elinde bir bıçak ile camiye girer: 'Ey cemaat içinizde Müslüman olan var mı?' diye bağırır. Herkes susar. Ancak yaşlı bir amca kalkar 'Ben varım' der. Bıçaklı adam amcaya, bir dakika dışarı gelir misin diyerek koluna girer camiden çıkarlar. Biraz ötede bağlı bir koyunun yanına gidip, 'Amca; bu kurbanı kesmeme yardımcı olur musun, İslami, kurallara uygun keselim' der. Amca koyunu kesmeye başlar. Yaşlılık bu ya her taraf kan olur. Amca; 'Oğlum yoruldum camiye git başka birini bul' der. Adam elinde kanlı bıçağı ile camiye girerek bağırır. 'İçinizde başka bir Müslüman var mı ?' Yaşlı amcayı götürüp kestiğini zanneden cemaat ses çıkarmaz, ama topluca dönüp imama bakarlar. İmam 'Ne bakıyorsunuz ulan, iki rekat namaz kıldırmakla Müslüman mı olduk!' der...