Bu şehirde yapılanları görmezden gelenler,
Bu şehirde olup biten her şeyi bir olumsuzluğa devşirenler,
Heykelden putperestliği,
Parktan, bahçeden, yeşilden nafileliği çıkarsayanlar,
Asla ve asla bu şehri sevmiyorlar…
Hatta,
Bu şehirde olup biten her şeyden nefret ediyor ve bu nefretlerini her fırsatta kusuyorlar…
Eskişehir'de doğup büyüseler de, bu şehrin herkesten çok sahibi olduklarına inansalar da,
Onları gerçek birer 'Eskişehirli' olarak görmemiz mümkün mü sizce?
Şiddetle,
Heykele, sanat ve kültüre, parklara ve yeşil alanlara, sosyal yaşamın her türlü dinamiğine karşı çıkanlara bakın, araştırın, altında mutlaka ve mutlaka başka bir niyet çıkacaktır…
Burada,
Eskişehirli olmayı, Eskişehir'de doğup büyümek olarak tanımladığımı düşünmeyin…
Bu şehri seven,
Bu şehirde yaşamayı seçen,
Bu şehirde yaşamaktan mutlu olan herkes Eskişehirlidir…
Eskişehirli olmanın azı çoğu yoktur…
Ancak bu şehrin, gerçeklerini ve geleneklerini yok sayıp, kendi bireysel içgüdülerini şehrin çıkarları önüne koyanları, bu şehirde 500 yıldır yaşıyor olsalar da, Eskişehirli olarak kabul etmek mümkün değil…
Eskişehirli olmak,
Eskişehirspor'dan söz ederken,
Siyah kırmızı değil de, kırmızı siyah tabirini kullanmamaktır…
1970'lerde Adalar'da bahçe sinemalarında film izlemek,
Salıncaklara binmek,
Bugünkü Esnaf Sarayı önündeki otobüs durağında otobüsten inip,
Büyükşehir Belediye binası önündeki otobüs durağından otobüse binmektir…
Bu şehrin,
Karında, kışında, ayazında,
Yazın sıcağında tozunda okula, işe, düğüne, güne gitmektir Eskişehirli olmak…
Caddesinde yürürken, köşeyi dönünce ne göreceğini bilmektir,
Sokağına girince her gün aynı kediyi görmektir…
Toprağını sevmek, ayazını içine çekmektir…
Bugün,
Bu şehirle ilgili olarak hep birlikte belli bir iddianın, belli bir hedefin peşinden koşuyorsak, 'Gerçek Eskişehirliler' olduğumuz içindir…

***

'Gerçek Eskişehirliler' tanımını,
Çok uzun süredir, kafamda hep taşıdığım halde, bu sütunlarda hiç dile getirmedim…
Bunun,
Yanlış anlaşılmaya müsait,
Son derece ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı, şehir için olumsuz bir hava yaratılmasına müsait bir olgu olduğu içindi…
Ancak bugün gördüğüm gerçek,
Ayrıştırmanın ve kutuplaştırmanın şımarık bir çocuk azgınlığında, artık bu şehrin ve bizlerin aleyhine, hızla yükseldiğidir…
Onların,
Gerçek Eskişehirli olmayanların,
Bu şehir umurlarında değil…
Bu şehri,
Kendi kafalarında tek tipleştirdikleri şehirlerden biri haline getirmek için ellerinden geleni yapıyorlar…
Maalesef buna,
Eskişehirli siyasetçiler çanak tutuyor…
Odunpazarı'nda doğmuş büyümüş,
Tepebaşı'nda doğmuş büyümüş siyasetçiler…
Ya komşu illerden buraya gelmişler,
Ya da mensubu oldukları partilerin genel merkezlerinin kararıyla Eskişehir'e aktarılmışlar…
Ya da,
Eskişehir'de doğmuş ama zamanında bu şehri terk edip gitmiş, sonra, siyasi ikballeri için geri gelip, bu şehrin eziyetini çeken herkesten daha çok Eskişehirli olmuş sanal siyaset erbapları…

***

Hiçbir gerçek Eskişehirlinin,
Ulus Anıtı için kem bir söz söyleyeceğine kimse inandıramaz beni…
Hiçbir gerçek Eskişehirlinin,
Bu şehirde yapılanları görmezden gelip, başka hesapların peşinden gideceğine kimse inandıramaz beni…
Şunu iyi ayırt etmek gerekmiyor mu?
'Gerçek Eskişehirli' tanımlaması
'Bu şehre gönülden bağlı olan, Eskişehir'de yaşıyor olmaktan onur ve gurur duyan herkes'i içeriyor…
Biz,
Gerçek Eskişehirliler,
Gerçek Eskişehir sevdalıları,
Bu şehri gerçekten sevenler,
Bu şehirde yaşıyor olmaktan gerçekten mutlu, huzurlu ve gururlu olanlar,
Bu şehrin değerlerine,
Bu şehrin geleneklerine,
Bu şehrin gerçeklerine sahip çıkmak zorundayız…
Bunu yapmaz isek,
Eskişehir, bizim inandığımız, gurur duyduğumuz Eskişehir olmaz…
Başka bir şehir olur…
Tanımadığımız, bilmediğimiz, bizi içinde saklamayan, barındırmayan bir şehir olur…

***

Türkiye'de bir tane Eskişehir var…
İşte zaten onun için,
'Türkiye'nin Eskişehir'i var…'