Sevgili Okurlar:

Geçtiğimiz hafta bir İstanbul yolculuğunda hemen yanımdaki koltukta oturan düzgün giyimli gayet açık bir zat ile şehrimizden İstanbul'a kadar yolculuk yapma durumunda kaldım.

Eskişehir'den İstanbul'a kadar kendisi ile sohbet etme imkanı buldum. Kendisi ile ilk görüntüsünde ileri görünüşlü gibi gözükse de sohbet ilerledikçe bazı konularda özellikle dini konularda bir hayli sıkıntılı olduğunu gözlemledim. Bu şahsın Eskişehir'de bir okulda kız yavrusu okuyormuş. Önceleri devlet yurdu çıkmış orada kalıyormuş. Sonra iki erkek arkadaşı ile bir ev tutmuşlar ve orada müştereken yani birlikte kalıyorlarmış. Ben de bir gazetede ağırlıklı olarak dini konularda yazı yazıyorum dedim. O zaman bana kızımın aynı evde erkek arkadaşları ile kalması dini yönden sakıncalı mı diye sordu. Bende zaten çok belli olan bu konuda kendisine şunları aktardım: Öncelikle, bir erkek ve bir bayan yani nikah yapılmasında dinen sakıncası olmayan erkek be kadınların bir odada kalmaları ve aynı odada yatmaları dinen haramdır. Bu nedenle kızınızın o 1 erkekle aynı odayı paylaşması caiz değildir. Allah bunu haram kılmıştır.

Bunun gibi yine bir üniversite öğrencisi genç bana kız arkadaşımla aynı evde kalmamda sakınca var mıdır! Eğer günah ise nikah yapsak kendi aramızda olur mu? Diyor.

Ona da öncelikle nikah yapabilmek için İslama göre 2 erkek şahit ya da 2 kadın ve 1 erkek şahidin olması lazım ve bu nikah olduğu zaman da dinen karı koca olmuş olursunuz. Bu çok daha karmaşık bir iştir diye kendisine söyledim.

T: Diyanet İşleri Başkanlığı-Din İşleri Yüksek Kurulunun verdiği fetvaya göre esas olan devletin kıydığı nikahtır. Ve burada nikahın bütün şartları yerine getirilmiş oluyor. Zira nikahın farzı 3'tür. 1-İcab 2-Kabul 3-Dua

Kıyılan nikahta bu 3 şartta yerine getirilmiş oluyor. Özellikle genç öğrenci kardeşimiz birkaç yıllık okul hayatı için bir genç kızın tüm hayatı boyunca çekeceği acıyı ona yaşatmak be gençliğe be Müslümanlığa ne de delikanlılığa sığar. Esas olan erkek erkekle, kızlar hem cinsleriyle okul hayatlarını idame ettirmeleri çok daha sağlıklı ve gerçekçi olur.

Hiç tanımadığınız bir insana bir kötülük veya hareket yaparken onun bir de kendimize yapıldığını düşünerek ona göre davranmamız daha akılıca bir iştir. Bütün bunları anlattıktan sonra o kibar ve akıllı insan uzun süre düşünmek durumunda kaldı. Daha sonra ne yapacak bilemiyorum ama kafası karma karışık olmuştu. Benim telefon numaramı aldı ve beni mutlaka arayacağını söyleyerek vedalaştık.

Biz insanlar hayatımızda da her şeyi kuralına göre oynamamız ve hiçbir insanı kadın olsun erkek olsun üzmememizi yaşam şartı kabul etmeliyiz.