Eskişehir'in iki yeni gündemi var artık…
Her ikisi de hayati derecede önemli…
İçecek suyumuz…
Soluyacak havamız…
İkisi de tehdit altında…
İnsan hayatı için 'olmazsa olmaz' derecesinde önemli her iki mesele de…
Şehrin burnunun dibindeki termik santral projesinin altyapısı, gizli saklı hallediliyor…
Şehrimizin iktidar partisi temsilcileri ise,
Ortaya çıkan tepkiyi,
'Siyasi içerikli' göstererek, basitleştirmeye ve anlamsızlaştırmaya çalışıyor…
Bütün amaçları,
Projeyi 'geri dönülemez' bir noktaya getirip, oldubittiye getirmek…

***

Ne garip bir rastlantıdır ki,
Diğer taraftan, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nin, kendi imkanlarıyla yapmaya çalıştığı ve neredeyse son aşamasına gelen Ilıca Barajı da durdurulmaya çalışılıyor…
İki meselenin böylesine üst üste gelmesi, aslında iki meselenin de kıyaslanarak daha iyi ve daha doğru anlaşılmasını sağlıyor…
Bir tarafta,
İçeceğimiz-kullanacağımız su engellenirken,
Diğer tarafta,
Soluyacağımız hava yok edilmeye çalışılıyor…

***

Tüm dünyanın kabul ettiği gerçek şu;
Kömür vasıtasıyla enerji elde etmek çabası,
Yaşlı dünyamıza zarar vermekten başka işe yaramıyor…
Bu olaya,
Yalnızca Alpu, Eskişehir olarak bakmak;
Hatta yalnızca Türkiye olarak bakmak yanlıştır…
Bu mesele,
Bir dünya sorunudur…
Çünkü,
Dünyanın hangi noktasında yaşıyor olursak olalım;
Hepimiz için tek bir gökyüzü var…
Kaçacak yerimiz yok…

***

Tabii ki,
Burnumuzun dibine gelmiş-getirilmiş tehlikenin farkında olmayanlara, dünyanın ve gökyüzünün içinde bulunduğu tehdidi anlatabilmek ne mümkün…
'Bana bir şey olmaz' saplantısının artık ne kadar anlamsız olduğunu anlatmaya, insanlarımızı ikna etmeye çalışmak, size de 'boş bir uğraş gibi' gelmiyor mu?
Söylenilen her gerçeğin, kör, sağır ve dilsiz bir karanlığa çarpıp geri geliyor olmasından bıktığımız için değil mi?

***

Ancak bu sefer hiç birimizin,
Bıkmaya, usanmaya, vazgeçmeye hakkı yok…
Yalnızca kendimiz için değil;
Yalnızca şehrimiz, ülkemiz için de değil…
Dünya için…
Çünkü dünya yok olursa,
Ne Türkiye kalır, ne Eskişehir…