Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, dün sabah katıldığı bir televizyon programında milyonlarca çalışanı ilgilendiren kıdem tazminatı ile ilgili önemli bir açıklamada bulunarak kıdem tazminatında üzerinde uzun süredir çalışılan modelin bugün (29 Mayıs'ta) Bakanlar Kuruluna sunulacağını açıkladı. Yani kıdem tazminatında beklenen gelişme nihayete eriyor. Hem de öyle bir nihayet ki ülkemizde 75 yıldır tartışılan, işçilerin en büyük işçilik hakkı olan kıdem tazminatı büyük bir tepkisizlik ortamında elden gidiyor. Çalışanların aleyhine yapılan en ufak yaptırıma bile tepki veremeyen sendikaların işçi temsilcilerinin olduğu bir ortamda hükümet yetkilileri kafalarına göre 10 günde bir açıklama yaparak kıdem tazminatının başına ne geleceğini açık açık kamuoyuyla paylaşıyorlar. Yetkililerin cılızda olsa olabilecek ufak tefek tepkilerin bile daha az olması içinde buldukları formül her zamankinin aynısı 'Şu an sistemde olanların haklarına dokunmuyoruz!!' çalışma hayatına yeni girecekler ne olacak peki? Ne olursa olsun kimin umurunda! Çoluğunuz çocuğunuz bile olsa canı çıksın başlarına ne gelirse gelsin onların öyle değil mi? Olacak şey mi bu? Ama oluyor.
Yeni sistemde hükümet çalışma hayatına yeni girecek olanları, kıdem tazminatında yeni modeli seçmek zorunda bırakırken mevcut çalışanlara 3 teklif ile geliyor. Bu teklifler 'eski sistemde kalma, işvereniyle anlaşarak birikimlerini yeni sisteme taşıma ve eski haklarını alarak yeni sisteme geçme' olarak sıralanıyor. Ve bu yaptığının gerekçesini şöyle açıklıyor; 'Ülkemizde 10 milyon insan bu haktan zaten yararlanamıyor! O zaman fon oluşturalım ya da kaldıralım gitsin.' Bu gerekçenin haklılığını birileri bize anlatsa! Söz konusu gerekçe ne kadar doğrudur? 10 milyon insan kıdem tazminatı hakkından yararlanamıyorsa bunun asıl sorumlusu 15 yıldır iktidarda olanlar değil midir? Çalışma hayatının denetlenmesi, takibi, yaptırım uygulama hakkı mevcut hükümetteyken ve bugüne kadar uygulatamadıkları bir yasanın yeni halini -hele ki şaibeli fonlarla geçmişi olan- ülkemizde hatasız hayata geçirme garantisi nasıl vereceklerdir. Ülkemizde kıdem tazminatı sorunu değil, mevcut yasayı işverenler üzerinde uygulatamayan hükümet sorunu vardır. İşçilerin önemli bölümünün kıdem tazminatını alamaması, kıdem tazminatını ortadan kaldırmak için gerekçe olamaz. Çünkü kıdem tazminatı işçiler için temel ekonomik ve sosyal güvencelerden, kazanımlardan biridir. Kıdem tazminatının bugüne kadar ödenememesinin sorumluluğu hiçbir biçimde işçilerde değildir. Bu konuda önlem almakta yetersiz kalan işverenlerdedir, ülkeyi yönetenlerdedir. Hükümetin görevi ve sorumluluğu, kazanılmış bir hak olan kıdem tazminatını ortadan kaldırmak değil, ödenmesi koşullarını yaratmaktır. Hükümetimiz tarafından keşif edilen, sıkça tekrarlanan ve tepkiyi azaltmak amacıyla kullanılan 'Mevcut haklara dokunmuyoruz.' Söylemi aldatmacadan başka bir şey değildir. Kıdem tazminatı bu aldatmacayla sessizlik ortamında bağıra bağıra çalışanların elinden uçup gidiyor!...