AKP Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Nabi Avcı, geçtiğimiz günlerde ES TV'de yayınlanan programa katıldı…
Birçok konuda açıklamalar yapan Avcı'ya Eskişehirspor da soruldu haliyle…
Bu konuda söyledikleri son derece ilginç…
En ilginci de;
'Siz yürüyün biz arkanızdayız; öyle bir şey yok…'
Bu, şu mu demek?
'Eskişehirspor kendi başının çaresine baksın…'
Nabi Avcı'nın televizyondaki programının tamamını izlemedim, Eskişehirspor ile ilgili söylediklerini de ancak gazete haberlerinde yer aldığı kadarıyla biliyor ve o yazılanlara dayanarak yorum yapıyorum…
Diyor ki Sayın Avcı;
'Bir bankanın genel müdüründen bize randevu alır mısınız dediklerinde, yok siyaseti spora karıştırmayın, diyecek halimiz yok…'
Şu anki yönetimin seçildiği Eskişehirspor'un ertelenen 3'üncü kongresinden sanırım 2 ya da 3 gün önce, Sayın Avcı o zaman henüz bakandı, olası başkan adaylarıyla bir bir görüştü…
Yanlış hatırlamıyorsam,
Halil Ünal'la, Erdoğan Tekgöz'le, İsmail Ilgaz'la ve nihayetinde Sinan Özeçoğlu ile…
Sanırım orada verilen söz ya da taahhüt diyelim;
Yalnızca 'merak etmeyin, randevu alamadığınız yerlerden biz alırız' demek için olmasa gerek…
Öyle idiyse de, yaratılan algı hiç öyle değildi…
Kısa süre sonra Sayın Avcı'nın bakanlıktan ayrılması, eğer bir takım sözler verdiyse, bu sözlerinin geçerliğini yitirdiği anlamına mı geliyor?
Nabi Avcı'nın söylediklerinden benim anladığım bu…
'En azından neyin ne olduğunun farkında olan bir yönetim var şu an. Ve iyi niyetle bu badireyi atlatmaya çalışıyor…'
Bu sözlerden siz ne anlıyorsunuz?
'İyi niyet'
Bu badireyi atlatmak için yeterliyse mesele yok, zira şu anki yönetimde iyi niyetin gereğinden fazla olduğuna kuşku yok…

***

Prof. Dr. Nabi Avcı bunları söylüyor ama Başbakan Binali Yıldırım da başka türlü şeyler söylüyor…
Diyor ki Sayın Başbakan;
'Eskişehir gibi süper bir kentin takımı da Süper Lig'e yakışır.
Bu konuda gerekeni de Sayın Harun Karacan yapacaktır…'
Eskişehirspor taraftarı ve tüm Eskişehir, Sayın Avcı'nın söz ettiği o 'iyi niyet' içinde bekliyor…
Eskişehirspor yönetimi, TFF'deki sorunu çözemediği için 3 puan silindi…
Ancak, karabasan bitti mi?
Bitmedi…
Transfer yasağı aynen duruyor…
UEFA'daki dosyalar ne olacak, oradan da puan silme cezası gelecek mi?
Bunu da herkes, birbirine soruyor…
Bir babayiğidin çıkıp canlı yanında bunu AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Eskişehir Milletvekili Harun Karacan'a sormasını bekliyor herkes…
Daha doğrusu herkesin beklediği, Sayın Karacan'ın neler söyleyeceği…

***

Garip olan şey şu;
Eskişehirspor taraftarlarında ve kamuoyunda bu beklentiyi iktidar partisinin kendisi yarattı…
Süper Lig'den düştüğümüz 2015-2016 sezonunun devre arasında yapılan olağanüstü kongrede mevcut Mesut Hoşcan yönetimini, devam etmesi için zorlayan kendileriydi…
'Acaba' diye soruyorum kendi kendime,
'O zaman da şu anki gibi bir takım yardım sözleri verilip sonradan mı vazgeçildi?'

***

SONUÇ;
Sayın Nabi Avcı'nın sözlerinden benim anladığım şu;
'Eskişehirspor yönetimi tek başına…'
Tüm Eskişehir'e bol 'iyi niyetli günler' diliyorum…

YETENEKLİ AMA KONDİSYONSUZ…

Pazar günü oynanan ve Eskişehirspor'un 3-1 kazandığı Erzurumspor maçı sonrası, rakip takımın teknik direktörü Osman Özköylü şunları söylüyordu;
'Eskişehirspor fiziksel olarak kötü bir takım.
Rakibimizin oynadığı maçlarda yaptığımız analizlerde ortaya çıkan sonuç bu…
Rakibi biraz pas yapıp koşturabilseydik, buradan 3 puanla bile ayrılabilirdik…'
Özköylü'nün Eskişehirspor hakkında yaptığı bir diğer saptama da şöyle;
'Eskişehirspor çok yetenekli oyunculardan kurulu, bire birde çok etkili oyuncuları var.
Çok kolay adam eksiltebiliyorlar.
Onlara mesafe verirseniz, geri kaçarsanız, bunu mutlaka cezalandırırlar…'

***

Rakip takımın teknik direktörü bunları söylüyor…
Yanlış mı?
Kesinlikle değil, hepsi doğru…
Çok yetenekli oyuncular, ancak kondisyon sıfır…
Fiziksel olarak güçlü değiller, hatta kötüler…
Pazar günkü maçta, bu özellik o kadar bariz bir şekilde görüldü ki, bir futbol izleyicisi olarak 'Bu takımın derdi ne?' diye düşünürken, Osman Özköylü'nün söyledikleri, sorunun yanıtını bulmamı sağladı…

***

Peki, takımın fiziksel açıdan kötü oluşu, sürekli 'sezon öncesi hazırlıklarını tam olarak yapamamalarına' bağlandı…
Kabul…
Ancak ligde 9'uncu haftayı geride bıraktık…
2 kere de, milli maç arası var…
Onları da katarsanız 11 hafta eder…
Hadi diyelim ki, bu iki zaman aralığının birbirinden farklı olduğunu, hazırlık dönemi ile sezon içinde oynanan maçların teknik olarak aynı şey demek olmadığını kabul edelim…
Sonuçta,
Bu kabullenişlerin hiç biri, Eskişehirspor için olumlu şeyler düşünmemizi sağlamıyor…
Doğal olarak şunu kabul etmek gerekiyor ki,
Belki de bu ligin en düz futbol oynayan takımlarından biri olan, Burhan Eşer'den başka fark yaratacak hiçbir oyuncusu olmayan Erzurumspor'a karşı zor da olsa kazandık…
Fizik açıdan kötü oluşumuz herkesin malumu olduğuna göre,
Erzurumspor'dan daha iyi top çeviren, pas oyununu oynayan, bizi yoran bir taktiği sahaya yansıtabilen her takım bizi rahatlıkla yenecek mi?
Ben orasını bilmem, ancak bildiğim teknik olarak üst seviyedeki futbolculara biraz da kondisyon yüklemek teknik direktörün işi olsa gerek…
Sergen Yalçın, futbolcuyken, kendisi de çalışmayı çok sevmediği için bu yönde özel bir çabası olmadı…
Umarız Yücel İldiz bu sorunu kısa sürede çözer…