'Ülkemizde ölüm sessizliği var. Bir şey, her şeye hakim olmuş. Devlet sistemini alt üst eden düzenlemeler tek imzalı 'fermannamelerle' yapılıyor. Bunların içinden sadece Başbakanlık kurumunu ortadan kaldıran uygulama bile başlı başına bir yıkımdır. Türk tarihinin hiçbir döneminde devlet idaresinin tepesindeki iki yetki bir kişide toplanmamıştır. Mutlakiyet dönemlerinde Han ya da Sultan, Cumhuriyet döneminde Cumhurbaşkanı, hepsinin yetkilerini paylaşan ikinci adamlar ve meclisler olmuştur.' Bu sözler Muharrem İnce'ye ait Türkiye'nin geldiği nokta ile ilgili düşüncelerini sosyal medya hesabı üzerinden paylaşıp ardından yine aynı hesaptan isyan ederek birilerinin sessizliğini bozmasını istemiş!...
'1300 yıllık 2. Adam geleneği, ne olduğu belli olmayan bir sistem dayatılarak yıkıldı. Tarih boyunca çeşitli adlar altında devlet geleneğini sürdüren bir makam yok edildi.
Hiç kimsenin sesi çıkmıyor, hiç kimseden itiraz yükselmiyor. Gelenekten ve gelenekçilikten söz edenler, neredesiniz? Çok önemli bir devlet geleneğinin yerle bir edilmesine neden itiraz etmiyorsunuz?
Topluma tarihin ışığını tutmakla görevli olan tarihçiler, neredesiniz?
Demokrasinin ve parlamenter rejimin ürünü olan siyasetçiler, neredesiniz? Devlet ve toplum hayatının kurumlara ve kurumların korunmasına dayalı olduğunu bilmesi gereken aydınlar, neredesiniz?
Biz, tarihimizin biriktirdiği demokratik kazanımların korunmasından yanayız ve tecrübelerden süzülüp gelmiş kurumların tahrip edilmesine karşı çıkıyoruz. Değişmesi şart olanların ise, milletimiz tarafından çok kısa süre içinde tasfiye edileceğine inanıyoruz. Hiç kimsenin sesi çıkmıyor, hiç kimseden itiraz yükselmiyor.
Gelenekten ve gelenekçilikten söz edenler, neredesiniz? Çok önemli bir devlet geleneğinin yerle bir edilmesine neden itiraz etmiyorsunuz? Topluma tarihin ışığını tutmakla görevli olan tarihçiler, neredesiniz?
Demokrasinin ve parlamenter rejimin ürünü olan siyasetçiler, neredesiniz?
Devlet ve toplum hayatının kurumlara ve kurumların korunmasına dayalı olduğunu bilmesi gereken aydınlar, neredesiniz?
Muhafaza edilmesi şart olan değerleri yok etmenin, yıkıcılık olduğunu ileri süren muhafazakarlar, neredesiniz?'
Bu soruların içerik olarak hepsine katılıyorum ve doğru buluyorum ama bunları seçim gecesi ortadan kaybolup hala o gece ne olduğunu umuda kapılmış milyonlarca insana anlatamayan birisi söyleyince hukuk diliyle esasen doğru bulsam da şeklen maalesef doğru bulmuyorum. Muharrem bey şunun hala farkında değil sanırım, kendisini güvenen insanlara seçim gecesi büyük bir travma yaşattı ve bu hala geçmiş değil. Etkisinin de kolay kolay geçeceğini sanmıyorum. Önceleri de ifade etmiştim evet CHP de değişim dönüşüm şarttır olmalıdır ama bu şekilde fırsattan istifade mantığı ile değil! Bu yaşananlardan sonra sayın İnceye sormazlar mı? Seçimin hemen ardından şu an kendinizin dile getirdiği ülkenin kaderini etkileyen değişiklikleri gündeme getireceğinize, partinizi ve ülke insanlarımızı bu konulara tartışmaya davet edeceğinize kurultay peşine düşmek ne kadar doğrudur? Ve seçim gecesi kahrından öldürdüğünüz o tabanın size karşı güveni ciddi manada kaybolmuşken, seçimden önce kurultay istemeyeceğinizi söyleyip şimdi tam tersini yapmaya kalmak Genel Başkanlık peşine düşüp hala da 'Değişim' demek 'umut' demek! İnandırıcı geliyor mu? Güven verici oluyor mu?