Geçtiğimiz hafta, Yeşiltepe Mahallesindeki sulama kanalına düşerek yaşamını yitiren küçük Enes, herkesi hüzne boğdu…

11 yaşında bir çocuğun yaşamını bu şekilde kaybetmesi, zaman zaman gündeme gelen bir konuyu yeniden tartışmaya açtı…

'Sulama kanallarının üzeri kapatılsın…'

Aslına bakarsanız,

Sulama kanallarının üzerlerinin kapatılması, işi çabucak halletmek açısından, iyi bir çözümmüş gibi görünse de, gerçekten öyle mi?

Bence değil…

***

Bir kere şunu tartışma dışı bırakmak gerekiyor…

Hiçbir şey insan canından daha önemli değildir…

Hiçbir şey Enes'den daha önemli değildir…

Ancak sulama kanallarının üzerinin kapatılması, çocuklarımızın ve ailelerinin karşı karşıya kalacakları böylesine acı olayları-kazaları önlemeye yeter mi?

Ne yazık ki yetmez…

***

Dün Sonhaber'de okudunuz…

Yetkililer, (biri çevre mühendisi, biri bitki bilimci) su kanallarının üzerinin kapatılmasının işi kolay yoldan çözmek olduğunu ancak bunun şehre ve çevreye büyük bir kötülük olacağının altını çizdiler…

Bu kanallardan DSİ ve Sulama Birliği sorumlu…

Bakımlarının, temizliklerinin yapılması zor ve maliyetli…

O nedenle de,

Suyu büyük künklerin içine hapsedip, en kolayından çözmek istiyorlar meseleyi…

Elbette burada da en büyük sorun maliyet…

Ancak maliyeti karşılanacak bile olsa,

Bugün nasıl Hamamyolu'ndan, Akarbaşı'ndan, Atatürk Bulvarı'ndan geçen ve yıllar önce üzeri kapanan kanalları arıyorsak, yeniden aynı yanlışı yapmamak gerekiyor…

Dünkü haberde de yer aldığı üzere,

Dünyanın birçok şehri, bir şekilde su kaynağı bulup, bunun için şehirleri içinden geçen kanallar yapıyorlar…

Çok uzağa gitmeye gerek yok, Afyon örneği ortada…

Yapay bir kanal açarak adeta şehrin içinden nehir geçirdiler…

Suyun,

Hem çevreye, hem doğaya sağladığı yarar, sayılamayacak kadar çok…

***

Peki başka Enesler olmaması için ne yapacağız?

Gerekli tüm önlemler alınmalı…

DSİ ve Sulama Birliği,

Kilometrelerce uzunluğundaki kanalların üzerini kapatmaktansa, buna kullanacağı maliyetin daha az bir kısmıyla gerekli güvenlik önlemlerini alabilir…

Çocukların suyun kenarına inmelerini engelleyecek bariyerler yapılabilir…

Gerekli irade ortaya çıktığında, yapılmayacak iş, alınmayacak önlem yoktur…

Yeter ki istensin…

***

Eskişehir,

İçinden su geçen bir şehir…

Bırakın Türkiye'yi dünyada pek az kente nasip olmuş nimet…

Üstelik gözümüzün önünde Porsuk örneği var…

Aynı şekilde bu kanallar da, şehrin cazibesini arttırıcı birer unsur olarak değerlendirilebilir…

Ama suyu bir kere hapsedersek,

Suyu bir kere küstürürsek,

Sonra çok pişman oluruz…