Her ne kadar yerel seçim tarihinin öne alınması pek olasılık dahilinde görülmese de,
Bunun nedeni de,
Yerel seçim tarihinin değiştirilmesi için Anayasa değişikliğinin gerekliği olsa da,
24 Haziran için ortaya çıkan durum, neden yerel seçim için de olmasın diye düşünmeden edemiyor insan…
2019 ilkbaharında yapılması gereken yerel seçimin 2018 sonbaharına alınması için TBMM'nde Anayasa değişikliği yapılması gerekiyor ve bunun olabilmesi için de (367 oy) CHP'nin, İyi Parti'nin ya da HDP'nin en azından birinin destek vermesi zorunlu…
İktidar,
Arayı çok fazla soğutmadan ve kış mevsiminin olası olumsuzlukları vatandaşın canını yakmadan (örneğin doğal gaz faturaları gibi) yerel seçimin yapılmasını istiyor olabilir…
24 Haziran'da AKP'nin aldığı oy oranını korumak,
Ekonomide yaşanacak sıkıntılar gündeme gelmeden, (örneğin dövizdeki dalgalanma, yeni zam furyası)
MHP ile arasında yeni sorunlar ortaya çıkmadan bu seçimi atlatmak, gibi nedenler AKP'yi bu yönde adım atmaya zorunlu kılabilir…
***
Peki, yerel seçimin zamanında ya da 4 ay önce yapılması neyi değiştirir?
Genel seçimle yerel seçim dinamiklerinin birbirinden çok farklı olduğu açık bir gerçek…
Bazı şehirler için öyle olmayabilir, ancak örneğin Eskişehir için bu gerçek her zaman orta yerde durur…
AKP'nin Eskişehir'de en yüksek oyu aldığı 2007 genel seçiminden sonra, Kemal Unakıtan zamanında yapılan 2009 yerel seçiminde, bu dinamiklerin ne denli değişken olduğu görülmüştü…
Dönemin en güçlü bakanlarından biri olan Unakıtan'ın önderliğinde yapılan yerel seçimlerde AKP, hem Büyükşehir'i yine kazanamamış, üstelik elindeki Tepebaşı Belediyesi'ni kaybetmişti…
Elbette geçmişte yaşanan seçim sonuçlarının gelecekte de aynen gerçekleşeceği gibi bir şey söz konusu değil…
Aynı şekilde,
Gerçekleşmeyeceği de garanti değil…
***
İşte bu bağlamda,
AKP'nin 24 Haziran sonuçlarını öne çıkartarak, yerel seçimler öncesinde şehirde psikolojik üstünlüğü ele geçirmeye çalışmasını anlamak mümkün…
Bunu anlamak için yerel medyayı takip etmek yeterli…
Prof. Dr. Nabi Avcı,
Genel seçimin hemen ertesinde, hiç ara vermeden, şehirdeki temaslarına, ziyaretlerine devam ediyor…
CHP'nin Eskişehir'deki oylarındaki göreceli azalmayı, bir tür hezimet hissiyatına çevirmeye çalışıyor…
***
Buna karşılık…
CHP örgütü sessizliğini koruyor…
İl veya ilçe örgütlerinin hiç birinden seçim sonrası genel bir değerlendirme yapılmıyor…
Soylu'nun şehit cenazelerine CHP yöneticilerinin alınmamaları yönündeki açıklamasına karşı yapılan ortak açıklama dışında, şehirde varlıklarını hissettirecek, 'durun bakalım ne oluyor? Biz dimdik ayaktayız…' çıkışı yapılmıyor…
Yapılmıyor mu, yapılamıyor mu yoksa yaptırılmıyor mu bilmiyorum…
Bu tavır,
Belki 5 belki de 9 ay sonra yapılacak yerel seçimde bu şehrin en iddialı partisi olma konumundaki CHP açısından doğru bir tavır değil…
Yoksa diyorum,
Yoksa CHP yine kronik hastalığının pençesine düşüp, şimdiden adaylıkların, listelerin derdi peşi sıra sürüklenmeye mi başladı?
***
Siyaset boşluk affetmez…
Siz doldurmazsanız o boşluk başkaları tarafından anında doldurulur…