Ne zaman uyansam kendimi susamış buluyorum. Ne zaman uyansam kulağımda bir müzik. En çok piyano uyandırır beni uykumda, en çok piyano uzatır bana elini. Nasıl da ağlamaktadır sen onu parmaklarınla yatıştırmazsan, nasıl da tarih kokar sesi, nasıl da felsefe nasıl da şiir. Ve Christina da Danimarka'dan tüm dünyaya uzanan bir olağanüstü yetenek ve aşkla bizlere sesleniyor. Büyük şair Niels Hav'ın değerli eşi olan sanatçı üretmeye ve sevgi saçmaya devam ediyor.
Piyano çalmaya 5 yaşında başladı. 19 yaşında New York'ta Julliard Müzik Okuluna gitti. Daha sonra Danimarka Müzik Akademisinde Seymour Lipki'in öğrencisi olarak eğitim gördü.1997'de ilk sahnesini aldı. 16 yaşında zaten bir orkestrayla sahne alıyordu. Önemli salonlarda çok önemli konserler verdi. Ülkesinde ve dünyada birçok orkestrayla sahne alan sanatçıya Türkiye'den, Eskişehir'den sevgiler.
................
FELSEFE: PİSAGOR
Pisagor teoremi olarak bilinen dik üçgenler ile ilgili teorem en meşhur teoremidir. Bu sebeple 'Sayıların Babası' unvanıyla anılır. Babil ve Mısır ülkelerinde ayinlerin müzikli olarak gerçekleşiyor olması Pisagor'un felsefesinde müziği önemli bir yere getirmişti. Pisagor böylece tıpkı notalar gibi sayıların da bir ahengi olduğunu söyleyen bir düşünür olmuştu. Pisagor tanrısal olarak yorumlanırsa 10 sayısının bir birlikten doğduğunu, bu birliğin tanrısal olanla hiçliğin arasındaki birlik olduğunu söyleyebiliriz. Bunlar 1 ve 0 sayılarıdır. Ona göre renk 5, soğuk 6, sağlık 7, aşk 8 sayılarıyla ifade edilirdi. Tam sayılar doğa ile iç içeydi. Müzikle uğraştığı için şu gerçekleri fark etmişti. Aynı tel iki kat uzunlukta olanından bir oktav daha az idi. Aynı telin bir buçuk kat uzunlukta olanıyla arasında beşli aralık vardı. Yani buralardan parmağımızı telin uygun orandaki noktasına basarak farklı oktavda ve beşli aralıkta sesler çıkarabileceğimiz sonucu çıkıyordu.
......
YENİ YIL YENİ UMUTLAR
Ne kötü bir yıl geçti değil mi? Ne kadar öldük değil mi? Sanata ve edebiyata tutunmasak ne kadar daha ölürüz siz düşünün. Yeni yıl elbette sembolik bir kavram. Eskimenin ve yaşlanmanın nesine sevindim? Ancak bilgisayar terimiyle resetlemek gerek bazen her şeyi. Resetlemek ve oh ne demek ve uzaklaşmak her şeyden. Mesela ben şanslıyım, öyle yapabileceğim. 2016'da yeni dostlar edindim. Ne güzel. Eskişehir Kent Konseyi ile arkadaş oldum, dost olma yolunda ilerliyoruz. Beraber güzel dostlar getiriyoruz Eskişehir'e. Çok büyük bir olay bu. İyiliklerin sembolü olsun diye, kente büyük değerler ekleyen Nuray Akçasoy'a ve ekibine sevgi ve selamlar... Yeni yılda Eskişehir Edebiyat Buluşmaları Sezai Sarıoğlu, Ömer Asaf Tosun ve Rahmi Emeç ile devam ediyor.
........
BİR ŞAİR : RAHMİ EMEÇ
Mülteci
sana dönerim, yaralanır yüzümdeki mülteci hüzün
kalbime yürüyen kent ağlaması eski günlerden
sana dönerim, incinir avuçlarımda bir tutam gelincik
sesime karışan bir çift söz, belli belirsiz
sana dönerim, gençliğime ilkyazlar yürür
nasılsa bir tomurcuk gül solar gözlerimde
sana dönerim, bu kent beni yağmurla karşılar
seviye bırakılmış bütün sözcükler kuşatılır
sana dönerim, imkansız bir aşk olursun sonunda
ben de, kendimi hep acıda kurularım
.......