Bir öğretmen düşünün gerçekten sevsin çocukları; gerçekten dediğim; gözleri yaşarırcasına sevsin, kitabı sever gibi sevsin, şiire bulansın sevgisi, anne dokunuşu açsın elleri kucak kucak... Bir engelli öğretmen düşünün, elleri olmadan seviyor öğrencisini, bir öğretmen düşünün gözleri görmüyor ve elleriyle seviyor öğrencisini.

'Öyle ki, okula gittiği ilk gün sınıfına girdiğinde yere yığılmış oyuncakları gördüğünde ve o oyuncakların altına saklanmış onlarca sert kabuklu böceklerle, pencerelerin kenarlarına yuva yapmış yüzlerce sinek ve toz toprak içinde kalmış oyuncaklar.

Kar ve soğuğun hakim olduğu ama can güvenliğinin asla olmadığı, bir yola çıkarken bin kere düşünülmesi gerekirken, hiç düşünmeden yola çıktığı sabahları, farklı farklı şehirlerden gelmiş öğretmenler olarak birbirlerine nasıl dayandıklarını ve nasıl dost olduklarını, Türkçe bilmeyen çocuklarla önce iletişim kurmayı öğrenmeyi ve onlara Türkçe öğretebilmiş olmanın gururunu taşımayı, şartların ağırlığından hiç şikayetçi olmadıklarını, az parayla çok mutluluk bulduklarını, mutluluklarını çocuklarıyla kazandıklarını, ve çocuğun mutluluk olduğunu ve daha daha daha çok fazlasını… Dinledim izledim… Nefesimi tutarak ve karşımda 'Keşke hiç susmasa ve hep anlatsa' diye içimden geçirdim ve ona defalarca tekrarladım

'Bir öğretmen başka ne ister ki… '

Gözleri dola dola anlatırken o yaşadıklarını, dostluklarını, dayanışmayı, meslek aşkını, çocuklarını, daha ne kadar iyi olabilir diye düşündüklerini, düşündükçe daha iyilerini gerçekleştirdiklerini ve gerçekleştirdikçe daha da iyileştirdiklerini…

Aslında anlatmaya çalıştığım, bir öğretmenin mesleğine ne kadar bağlı olduğu ve zor şartlarda ne kadar çok şey yapabildiği...

Durdum karşıdan baktım arkadaşıma, ve gurur duydum.Sordum; bir daha dünyaya gelsen bu kadar zorluğun olduğunu bile bile yine de gider misin oraya, diye. Hiç düşünmeden evet dedi bana..

Ağrı'dan kalktım geldim İstanbul'a..

Bu gurur'un darısı tüm öğretmenlerin başına…'

Bu derin çizgileri hissederek yaşayan öğretmenin hikayesini yüreği güzel tüm öğretmenlerin nezdinde sevgili Abdullah Şahin Aslan'a ithaf ediyorum. Yüreğinin güzelliği tebessümüne vuran güzel insan; kim bilir kaç öğrencin bu samimiyeti derinden hissederek yaşama atıldı, kim bilir kaç kış geçti çaresizlikler ve yalnızlıklar üzerinden, kim bilir hangi renktedir sevdiklerimiz şu an? Yitirdiğimiz sevdiklerimize de selam olsun. Sevgili öğretmenim; sevgiler selamlar...