Bir bahçede çocukluğunu ararken buldun mu hiç kendini? Ben buldum; hem çocukluğumu hem kendimi. Dizlerimdeki yaraları görür görmez tanıdım kendimi, pastel boyalarım yine eksikti. Şimdi çalakalem dizelerdeki yaralarda da aynı hüzün ve aynı öğün tembihleri her gün bizi taşıyor omuzlarında. Aşka inanmadığını söyleyip, bir sokak lambasının en yakın arkadaşı oluveren yanını ortaya çıkarmıştı şiirler, o köprü altı şarapçısının da. Kaçıncı kadehte ayılmak söz konusu ve kaçıncı sokakta bekleniyoruz bir sokak lambası tarafından? Ben hiç şiir yazamadım belki, belki şiire uyanmak vardır onun gibi ve şiirin de gözleri vardır Aydanur Saraç tarafında alfabenin.Her şairin kendi alfabesi mi vardı ve aşk kaç kelimelik bir şarkıydı? O, kelimelerin içimizdeki coğrafyasına yolculuklardan tanıyor göğün aynasını ve rengarenk tayfasını. O, düşlem elçisinin fırçasıyla boyuyor kelimelerin yalnız yürüyüşünü; her biri kendi yalnızlıklarını koruyan dev aileler… Şiirin önemli yolculuğunda çok önemli yere sahip bir kadın şair olan Aydanur Saraç'a çok sevildiği Eskişehir'den sevgiler, selamlar…

Aydanur Saraç kimdir?

1968'de Artvin'in Ardanuç ilçesine bağlı Bulanık köyünde doğdu. İlk ve orta öğrenimini çeşitli il ve ilçelerde tamamladı. Cebeci Atatürk Sağlık Meslek Lisesi'ni bitirdikten sonra, aynı alanda ön lisans eğitimi aldı. Şimdilerde bir kamu kuruluşunda kütüphaneci olarak çalışmaktadır. 1997 yılından itibaren şiirleri ve yazıları yayınlanmaya başlandı. Ürünleri; Damar (ilk şiirleri), Papirüs, Kavram Karmaşa, Kıyı, Bahçe, Agora, Kum, Akköy, Ağır Ol Bay Düzyazı, Beşparmak, Çıkın, Güzel Yazılar, Şiir Ülkesi, Öteki-Siz, Çalı, Değirmen, Yaprak, İle, Nikbinlik, Deliler Teknesi ve Anafilya dergilerinde yer aldı. Deliler Teknesi Dergisi'nin oluşumunda ve yayın kurulunda çalıştı. Halen Damar Dergisi'nin yayın kurulunda olup Akköy Dergisi'nin temsilciliğini sürdürmektedir. Aynı dergilerde şiirlerini ve yazılarını yayınlamaktadır ve şiir, deneme, günce yazmaya devam etmektedir. En son Mesafeler adlı kitabının yeni baskıları da olan şair ciddi çalışmalarıyla edebiyatın içindeki fark yaratan duruşuna devam etmekte.

Düş Tutmuyorum

Isınmazdı yakamoz yüzün
ışığını saklardı gün
gece kendini
düşerdi kirpiklerin
ökseler konardı uçlarına
ihtimal, vedanı ertelerdin

bilirdim, geçmezdi içinden aşk
gözlerim gözlerinde kalırdı
ellerim ayrılığa dair

esmer bir nehirdin içimde
dalardım,
akşamüstleri imgelenip

………..

FELSEFE- MARTIN HEIDEGGER

Heidegger'in felsefi çalışmalarında hocası Edmund Husserl'in ve fenomenoloji felsefesinin etkileri açıkca görülür. Buna bağlı olarak felsefe-dışı sayılan pek çok kavramı felsefeye taşıdı ve varoluşçu felsefecilerde (örneğin Kierkegaard'ın korku, umutsuzluk, kaygı vb. kavramlarla yaρtığı gibi) görülen tarzda analizlere yöneldi ve bunları derinleştirdi. Кaygı, sıkıntı, merak, ölüm, korku gibi terimleri felsefe düzlemine taşıdı. Fenomenolojiyi Varlık sorunu bağlamında yeniden yorumladı ve kullandı. Heidegger'in Husserl etkisi ile kendine özgü bir varoluşçu felsefe oluşturduğunu söylemek mümkündür. Diğer taraftan Heidegger, kendi felsefesinin Sartre tarafından yanlış anlaşıldığını ve varoluşçuluğun düşüncesini açıklamak iςin doğru bir terim olmadığını belirtmiştir.

Heidegger'ın düşüncesine göre, insan bu dünyaya öylece bırakılmıştır. Bu bırakılmışlık fikri birkaç yönden varoluşçu felsefenin temel argümanlarını sürdürür ve derinleştirir. Varoluşa bırakılmışlığı ile insan kendi varlığını oluşturma özgürlüğüne zorunlu olarak bırakılmıştır aslında. Ama başlangıçta, bırakılışın kendisi bir özgürlük yokluğudur-sondaki ölümün kaçınılamazlığı gibi.

İnsan, varoluşun ortasına öylece, orada bir varlık olarak (Dasein) atılmıştır. Bu bir tercih ya da seςimin sonucu değildir. Ve insan, bu bırakılmışlık iςinde tercihler ve seςimleriyle kendi yaşamını ileriye dogru kurar. Burada zorunlu bir özgürlük deneyimi söz konusudur.

……….

PAUL ELUARD

Yalnız Değilim

Yüklü
Dudakların tüyden hafif yemişleriyle
Giyimli
Binbir değişik çiçekle
Anlı şanlı
Kollarında güneşin
Mutlu
Bir tanıdık kuşla
Hoşnut
Bir damlasıyla yağmurun
Güzel
Tanyerinin aydınlığınca
İçten bağlı
Bir bahçenin sözünü ediyorum
Düş kuruyorum
Seviyorum düpedüz
Sen kalktın mı yayılıyor su
Sen yattın mı çiçekleniyor su
Ta kendisisin suyun yolundan dönen
Ta kendisi toprağın kök salan
Ne varsa onun üstünde düzen
Gürültülerin alanında sessizlikten damlalar
Senin yapıtın
Türküler söylüyorsun geceyle
yoğrulmuş tellerinde
Bir gökkuşağının
Her yerdesin yokettin tüm yolları
Harcıyorsun zamanı
Gerçek ateşin sonsuz gençliğine
Örter durmadan yenileyerek doğayı
Kadın şu yeryüzüne bir beden koydun eşi tıpkı
Seninkinin
Benzeyişsin sen